Sermaye yurtdışına kayıyor

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI [email protected]

Türkiye’de yabancı sermaye hep tartışma konusu oldu. Bunun ana nedeni Osmanlı Devleti’nin yabancı sermaye denetiminde olması ve Cumhuriyetin de bu bedeli ödemesidir. Cumhuriyetin ilk yıllarında uygulanan milli iktisat politikasıyla bugünkünün tersine yabancıların tekelinde olan sektörler devletleştirilerek millileştirilmişti. Cumhuriyetin kurucu kadrosunun bu politikasında yabancı sermayenin ülkede yeni kapitülasyonlar elde etmesini engelleme amacı vardı. Bu konudaki titizliği göstermek için dönemin Başbakanı İsmet İnönü’nün Ankara-Sivas Demiryolu açılışında yaptığı konuşmadan küçük bir alıntı yapalım. İnönü yabancı sermaye için şöyle diyordu: “ bize zararı olmayan şeraitle para geldi de ben bunu kabul etmedim mi?” Cumhuriyet yabancı sermaye karşı değildir, ancak kendi koyduğu ilkeler çerçevesinde çalışırsa. Bu mantık 1980’lere kadar büyük ölçü de sürdü. Ülkeye büyük yatırımlar kazandırıldı. 1980 Darbesi sonrası kurulan Turgut Özal Hükümeti ile bu değişti, 2003 sonrası ise ülke, şeffaf olmayan yöntemlerle kuralsız olarak yabancı sermayeye açıldı, özelleştirmeler yapıldı. 

Türkiye’ye o günden bu güne ciddi sermaye girişleri oldu. Özelleştirme doğrudan yabancı sermaye girişini hızlandırdı. 2006 yılında TELEKOM özelleştirmesi nedeni ile rekor kırıldı, DYY girişi 17 milyar 639  milyon dolara, 2007 yılında 19 milyar 137 milyon dolara kadar çıktı. (bu özelleştirme daha sonra geri döndü, Telekom’u alan Arap sermayesi, Telekom’u 4,5 milyar dolar borç ile bankalara iade etti), Daha sonraki yıllarda DYY girişleri dalgalı seyir izledi. Örneğin 2011 yılında 16 milyar 136 milyon dolarlık ülkemize DYY giriş olurken, 2014 de bu rakam 8 milyar 632 milyon dolara geriledi. 2016 yılından itibaren ise düzenli olarak azalmaya başladı ve sonunda 2018 yılında DYY girişi 6 milyar 534 milyon dolara kadar geriledi.

Bu yapılanmadan Türk sermayesi de yararlanmaya başladı. Türkiye kökenli sermaye önceleri yabancı ortak bulmak, iş hacmini artırmak gibi amaçlarla gittiler. Bazı yıllarda bu girişler beklenenin de üzerinde oldu.2015 yılında Türkler yurtdışına DYY amacı ile 5 milyar 242 milyon dolar çıkardı. Son yıllarda ise Türk sermayesi yurtdışına istikrarlı bir şeklide sermaye çıkarmaya başladı. Öyle ki Türkiye giren sermaye ile adeta yarışmaya başladı.

Türklerin DYY’nın, yabancıların DYY’na oranı 2007 yılında yüzde 15 iken, oran 2014 yılında %60’a, 2018 yılında ise %61’e yükseldi. Yurtiçinde yerleşik sermayenin yurtdışına çıkması, Türkiye’nin sermaye ihraç etmesidir. Ülke sermaye çekmek için uğraşırken bir taraftan da ciddi sermaye ihraç etmesi, üzerinde düşünülmesi gereken bir olgudur. Bu gelişim de yurtdışındaki iş olanakları, çeşitli teşvikler elbette rol oynamakta. Ancak son yıllardaki sermaye çıkışında Türkiye yaşanılan politik ve ekonomik belirsizliğinde önemli rolü bulunmakta. Sık sık yapılan Anayasa değişiklikleri, diğer yasalarda yapılan düzenlemeler, mülkiyet hakkı üzerinde devletin yaptığı tasarruflar, enflasyon oranındaki yükselişler ve ülkenin kurumsal yapılanmasındaki erozyon bu çıkışın ana nedenleri olarak karşımıza çıkmakta. Anlaşılan o ki, Türkiye’de tek parti iktidarını uzun dönem istikrar için yeterli gören, bu yönde taraf olan sermaye sınıfı bu düşüncesinden vazgeçmiş. Bu gelişim önemlidir, üzerinde düşünmeliyiz.

Bir güzel kent Amasya 

Geçen hafta Amasya Üniversitesi, İİBF İktisat Bölümü ile Amasya Ticaret ve Sanayi Odasının davetlisi olarak Amasya’da Dünya ve Türkiye ekonomisi üzerine bir konferans verdim. Amasya Üniversitesi Dekanı Telhat Özdoğan, Amasya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Hasan Hüseyin Ergen toplantıya katıldılar, İktisat Bölümü Başkanı Leyla Firuze Arda Özalp mükemmel bir organizasyon yapmıştı. Amasya Üniversitesi yeni bir üniversite olmasına rağmen akademisyenlerin ve öğrencilerin heyecanı gelecek ile ilgili umut verdi. Konferans sonrası kenti gezdiğimizde inanılmaz saptamalar yaptık. Araç sürücüleri yayalara yol veriyorlar, kentte yeşile kıyılmamış, kral mezarları ve kent dokusu alabildiğine korunmuş. Amasya’ya gidin, bu size tarih, doğa ve kültürel zenginlik olarak geri dönecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019