Sermaye şirketlerinde kâr dağıtımı ve ortakların hakları

Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK
Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK VERGİNİN GÜNDEMİ [email protected]

Dr. Mehmet ŞAFAK

Şirketlerin elde ettikleri kârların paylaşım esasları, işletmelerin türüne göre değişir. Şahıs şirketlerinde, elde edilen kâr doğrudan ortaklara dağıtılır. Çünkü bu şirketlerde, işletme tüzel kişiliği değil, ortakların kişilikleri ön plandadır. Ortaklar tüm malvarlıkları ile sorumludur. Bu şirketlere ortak olanlar, elde ettikleri kârı kişisel olarak beyan ederler ve bu kâr üzerinden gelir vergisi öderler.

Sermaye şirketlerinde ise, şirket tüzel kişiliği ön plandadır. Bu bakımdan, elde edilen kâr, şirket tarafından beyan edilir ve bu kâr üzerinden kurumlar vergisi ödenir. Bir başka ifadeyle vergi mükellefi şirketin kendisidir. Sermaye şirketlerinde, ortakların sorumluluğu sadece koydukları sermaye ile sınırlıdır. Bu bakımdan, sermayenin güçlendirilmesi üçüncü kişilerin korunması açısından da önem kazanır. TTK sermayeyi güçlendirmek için, kârın tümünün ortaklara dağıtılmasına izin vermez; bir kısmının işletmede yedek olarak alı konulmasını zorunlu tutar.

Şirketler ortaklarının kazanç elde etmesi amacıyla kurulur. Bu nedenle TTK'da ortakların haklarını gözeten düzenlemeler yapılmıştır. Ortakların mali ve mali olmayan haklarına ilişkin hükümler ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Sermaye işletmelerinden elde edilen kârdan, öncelikle ödenmesi gerekli olan vergi tutarları düşülür, daha sonra, TTK'ya göre yedek ayrılır. Bu tutarlar kardan indirildikten sonra, kalan kâr ortaklara veya çalışanlara genel kurul kararı ile dağıtılabilir.

Kârın dağıtımı konusunda, halka açık işletmelerde özel hükümler yer almaktadır. Bunun nedeni, nispeten daha kısa vadeli ve ufak tutarlı  birikimi olan kişilerin, sermaye piyasasına çekilebilmesinin teminidir.

Yukarıda belirtildiği gibi pay sahiplerinin şirkete karşı hakları, mahiyetlerine göre;mali haklar, gayri mali haklar şeklinde iki  ana grupta toplanabilir.

1- Şirkette sahip olunan payın sahibine sağladığı mali hakların başlıcaları; şirketin mal varlığına katılma hakları, kâr payı alma hakları (TTK. 445), hazırlık devresi (dönemi) için faiz isteme hakkı (TTK. 471), tasfiye payına iştirak hakkı (TTK. 445), öz varlık payları üzerindeki hakları, artırılan sermayeye katılama hakkı -Rüçhan hakkı( TTK. 394), Payları devir hakkı, esas mukavele ile tanınmış mali nitelikteki diğer haklar olarak sıralanabilir.

2 - Pay sahiplerine sağlanan mali haklar dışındaki haklar mali olmayan haklardır. Bu haklardan başlıcalar; genel kurula katılma ve görüş bildirme hakkı, genel kurulda oy kullanmak hakkı, seçme ve seçilme hakkı, genel kurul kararları aleyhine iptal davası açabilme hakkı, denetim hakkı, bilgi alma hakkı, (TTK. 362) şikayet hakkı, şirketin durumunun düzeltilebilmesi için mahkemeye başvurma ve şirketin iflasını isteyebilme hakkı, yönetim kurulu üyeleri ve denetçiler aleyhine dava açabilme hakkı (TTK. 341), gibi haklardır.

Temel mali haklar

Şirketin mal varlığına katılma hakkı

Pay sahipleri, şirketin mal varlığı üzerinde hak sahibidirler. Bu sahiplik medeni hukuktaki mülkiyet  hakkı anlamından farklıdır. Şirket mallarının maliki şirket tüzel kişiliğidir. Pay sahipleri şirket varlığına iştirak haklarını, kâr payına ve tasfiye payına iştirak suretiyle kullanma imkanını bulurlar.

Kâr payı alma hakkı

Genel kurul tarafından dağıtılmasına karar verilen kârdan her bir pay sahibine ödenecek tutarlar kâr payı olarak nitelenir. Ortak bu kâr payını talep hakkına sahiptir. Kâr payını talep etme hakkına "kâra iştirak hakkı" veya "temettü talebi hakkı" veya "kâr payı alma hakkı"da denilir.

Pay sahibi kanun ve esas mukavele hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılmaya tahsis olunan safi kazanca payı oranında iştirak hakkına sahiptir. (TTK. 455)

Pay sahibinin kârdan pay alma hakkı mali müktesep bir hakkıdır. (TTK. 385) Kısıtlanması mümkün ise de özüne dokunulamaz.

Kâr Payı, ancak safi kârdan ve bu gaye için ayrılan yedek akçelerden dağıtılabilir. ( TTK. 470)

Safi kâr, yıllık bilançoya göre hesap ve tespit olunur. (TTK. 457)Yönetim kururlu, denetçilerin de görüşünü alarak kâr dağıtımı hakkındaki önerisini genel kurula sunar. Bu hususta  TTK. 466'ncı madde ile esas mukavele hükümleri de göz önünde bulundurulur.

Genel kurulun kâr dağıtılmasına karar verilmesinden sonra kâra iştirak hakkı, alacak hakkına çevrilir ve kâr payı, kural olarak sahibine nakden ödenir. Haksız ve kötü niyetli kâr alan pay sahipleri bunları geri vermekle yükümlüdürler. (TTK. 473) Kâr dağıtımı nakdi ödeme şeklinde olabileceği gibi kârın sermayeye eklenmesi ve ortağa buna karşılık hisse senedi verilmesi  şeklinde olabilir. Ayrıca şirkette oluşan yeniden değerleme ve enflasyon farkları da sermayeye eklenebilir. Bu halde de ortağa bedelsiz hisse senedi verilir.

Ortağın kâr payını tahsil etmesinde zamanaşımı 5 yıldır. Kâr payı muaccel olduktan sonra 5 yıl içersinde talep edilmezse, özel kanun hükümleri (1933 yıl 2308 sayılı Şirketlerin Müruruzamana Uğrayan Kupon, Tahvilat ve  Hisse Senedi Bedellerinin Hazineye İntikali Hakkında Kanun) gereği devlete intikal eder.

Hazırlık devresi için faiz talep etme hakkı

Anonim şirketlerin kuruluşunda ve sermaye artırımında, pay sahiplerine katıldıkları sermaye payı için, girişilen teşebbüsün verimli bir şekilde çalışabileceği süreye kadar faiz verilebilme imkanı tanınmıştır. (TTK. 471 /1)

Hazırlık devresi (dönemi) faizi, pay sahiplerine işletme tam bir şekilde faaliyete geçinceye kadar ödenebilir. Ödemenin yapılabilmesi için esas mukaveleye hüküm konulmuş olması ve ödenecek sürenin belirtilmesi şarttır.

Haksız yere ve kötü niyetle alınan hazırlık dönemi faizi geri verilir. (TTK. 473) Geri alma hakkı, paranın alındığı tarihten itibaren 5 yıl sonra zamanaşımına uğrar.

Tasfiye payına katılma hakkı

Şirketin infisahı halinde her pay sahibi tasfiye bakiyesine payı oranında iştirak hakkına sahiptir. (TTK. 455) Tasfiye payı, faaliyeti sona eren  şirketin borçları ödendikten sonra kalan bakiyenin pay sahipleri arasında bölünmesi neticesinde pay sahibine düşen hissedir. (TTK.447 / 1)

Tasfiye payına katılma hakkının doğabilmesi için  şirketin infisah etmiş olması ve şirket alacaklılarının da alacaklarını tamamen almış olması gerekir.

Tasfiye payı son bilançonun tasdiki ile muacceliyet kazanır. Bu takdirde tasfiye payı alacak hakkına dönüşür.

Alacak hakkına dönüşmeden, tasfiye payı ancak pay ile birlikte devredilebilir. Alacak hakkına dönüştükten sonra devir edilebileceği gibi haciz de edilebilir,

Esas mukavelesinde veya genel kurul kararında aksine hüküm yoksa, tasfiye payları nakit olarak ödenir. (TTK. 447/3 )

Tasfiye payına katılma hakkı müktesep haklardandır. (TTK. 385) Hak sahibinin rızası olmadıkça, azaltılama, kaldırılamaz.

Öz varlık payları üzerindeki haklar

Yedek akçelerin ve fonların sermayeye dönüştürülmesi yolu ile sermaye artırımı yapıldığı hallerde, fon ve yedek akçelerin sermayeye dönüştürülmesi ile oluşan paylar üzerinde şirketin sermayesine katılmış pay sahibinin de hakkı vardır. Bu hak pay sahiplerinin öz varlık payları üzerindeki hakları olarak tanımlanır.Yedek akçelerden ve fonlardan yapılan esas sermaye artırımlarında ihraç edilen paylara Gratis Paylar da denilir. Pay sahipleri bunlar için bedel ödemezler. Kârın sermayeye eklenmesi de bu mahiyette değerlendirilebilir.

Yedek akçelerin ve fonların sermayeye dönüştürülmesi suretiyle yaratılmış olan paylar üzerindeki, bu hak, pay sahiplerinin sermayeye iştiraki oranında kullandırılır.

Artırılan sermayeye katılma hakkı (rüçhan hakkı)

Anonim şirketlerde, yeni paylar çıkarma suretiyle sermaye artırımı yapılması halinde, mevcut hissedarlara, sahip olduklar paylar oranında,öncelikle artırılan sermayeden  pay alma hakkı tanınmıştır.(TTK. 394).

Pay sahibinin çıkarılacak hisse senetlerinin (paylardan) almağa hakkı bulunduğu miktar, esas sermaye ile pay sahibinin elinde mevcut hisse senetlerinin itibari değerlerine göre hesaplanır.

Yeni pay alma hakkı başkalarına devredilebilir. Emredici nitelikte bulunmadığından esas mukavele veya genel kurul kararı ile sınırlandırılabilir veya tamamen kaldırılabilir.

Kâr payı alan ortakların vergilendirilmesi

Kâr payı alan ortakların aldıkları kâr payları (menkul sermaye iradı) nedeniyle vergilendirilmeleri; kâr payı alan ortakların gerçek ve tüzel kişi olmalarına, tam ve dar mükellefiyete tabi olmalarına ve aldıkları kâr paylarının hangi dönemin kurum kazancından dağıtıldığına ve kâr payının kurumlar vergisinde istisna edilen ve üzerinde gelir vergisi tevkifatı yapılmış olduğuna bağlı olarak farklılık göstermektedir. Menkul sermaye iratlarının vergilendirilmesi daha önceki yazılarımızda ayrıntılı olarak açıklanmıştı.

Şirketin tasfiyesi halinde tasfiyeden alınan, sermaye payı tutarını aşan tasfiye payının daha önce kurumda vergilenip vergilenmediğine, kurumlar vergisi ödenmiş ancak sermayeye eklendiği için gelir vergisi stopajına tabi tutulup tutulmamış olmasına göre vergileme durumu değişebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Aramalı vergi incelemesi 26 Eylül 2019