Sermaye hareketleri ve kur savaşları

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Döviz kurlarına ilişkin tartışmalar küresel ekonomi gündemine ipotek koymaya devam edecek gibi görünüyor. Mevcut sorunlar ve ekonomik dengesizlikleri gidermek amacı ile bir şey yapılmadığı sürece sonucu tartışmak çözüm olamayacak; temeldeki sorunlar ağırlaştıkça tartışmalardaki tansiyon da yükselecek. Tartışmanın tarafları olaylara kendi açısından bakmaya devam edecek, karşı tarafı dinliyormuş gibi yapacak fakat dinlemeyecek devamında kur savaşları şeklindeki korumacı eğilimler giderek yaygınlaşacak. 1929'daki Büyük Buhran sonrasında korumacılık nasıl güçlendi ise küresel kredi krizinin devamında benzer gelişmeler bu şekilde yaşanacak. Bu eğilimleri farkeden ekonomiler başlarının çaresine bakmak adına serbest piyasaya uyan veya uydurulamayan her türlü önlemi devreye sokmak zorunda kalacak; tüm ekonomiler bu durumdan etkilenecek.

Bugün ABD yetkilileri, Çin'e parasını yapay olarak düşük değerli tutmaması için baskı yapıyor. Bir an için Çin ve parasını düşük değerli tutan tüm ekonomilerin tavır deiştirdiğini, söz konusu paraların yeterli ve gerekli oranda değerlendiğini varsayalım. Bu durumda sorun çözülecek mi? Kesinlikle hayır. Parasını düşük değerli tutan ekonomilerin cari fazlaları küçülecek, dış satım yerine iç talep ile büyümeye çalışacaklar, fakat işsizlik artmaya başladığı için eldeki hesap çarşıya uymayacak; ihracatları belki azalan rekabet gücü nedeniyle azalacak, ancak ithalatları da gerileyecek söz konusu ekonomilere ilişkin belirsizlik önemli ölçüde artacak. Paranın değerlenmesi genel stratejinin ve beraberinde tüm politik tercihlerin değişmesini gerektirecek. Orta vadede ciddi bir durgunluk söz konusu ekonomiler için kaçınılmaz olaak. Bu durum bilindiği için stratejilerini değiştirmeyecek, direnecek, gelebilecek her türlü baskıya alternatif üretmeye çalışacaklar. Ayrıca dikkate alınması gerekli kısa vadede etkili bir gelişme daha yaşanacak; söz konusu ülke paralarının değerlenmesi kısa vadede ciddi bir maliyet kökenli enflasyon baskısı yaratacak. Belki hammadde ve diğer temel girdi fiyatları pek değişmeyecek, ancak sınai ürün fiyatları yükselecek; küresel düzeyde enflasyon ve faizlerde yaşanacak yükseliş belirsizlik ve kırılganlığın artmasına katkı yapacak. Sorun ve dengesizlikler farklılaşarak büyümeye devam edecek...

Parasını düşük değerli tutmaya çalışan ekonomileri, aşırı boyutara ulaşan sermaye hareketlerinin yarattığı tehlikeye karşı kendini korumaya çalışıyor veya tehlikeyi fırsata dönüştüreek bir durumu hedefliyor. Gelişmiş ekonomilerin aşırı gevşek para politikaları ortaay çıkan kur savaşlarını, aşırı boyutara ulaşan sermaye hareketleri yolu ile tetikleyen temel unsur olarak karşımıza çıkıyor. Bazı ekonomilerde parasının aşırı değerlenmesini önleyerek hem bu tehlikeye karşı kendini koruyor, hem de sermaye hareketlerindeki sürdürülmesi imkânsız aşırılığın sunduğu fırsatlardan yararlanarak büyümeye, güçlenmeye çalışıyor. Eğer gelişmiş ekonomilerin para politikaları bu kadar gevşek olmasa idi Çin'in yarattığı yıllık gelir, dış ticaret hacmi, cari fazla ve döviz rezervleri bugünkü düzeylerde olamazdı. Çin, ABD'ye karşı bana baskı yapacağına kendi para politikasını biraz sıkılaştır dese ne olacak; hastayım başka çarem yok mu diyecek! Bu durumda Çin'in de "ben de hastalanmamak için böyle yapmak zorundayım" demek durumunda olacak. Tartışmalar sonucu değiştirmeyecek.

ABD ve Çin arasındaki yuan'ın değeri konusundaki tartışmalar yaklaşık sekiz yıldır büyüyerek devam ediyor; sorun büyüyor, ABD para politikalarını daha da gevşetmek zorunda kaldıkça tartışma sertleşiyor. Brezilya, Güney Kore, Hindistan gibi pek çok ülke paralarının aşırıya ulaşarak yıkıcı hale gelen sermaye hareketlerine karşı tedbir almak zorunda kalıyor. Bu tablo kur savaşları olarak niteleniyor, sebep-sonuç ilişkisinin görmezden gelinmesi çözüme katkı yapamıyor. Bu sebep-sonuç ilişkisini görmezden gelen Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomiler ise parasının değerlenmesine izin veriyor, ülkedeki zor duruma düşen üreticilerin büyüyen öfkesi ve artan ekonomik kırılganlık kredi değerleme şirketlerine verdirilen rüşvetlerle değerlenmeye çalışılıyor!.. Hiçbir şeyin olduğu gibi görünmesine izin verilmemesi sorunların ağırlaşmasını engelleyemiyor.

Gelişmiş ekonomilerdeki duruma bakılır ise para politikalarını daha da gevşeterek, hem ekonomik daralmayı ve riskten kaçınma eğilimini bloke etmek, hem de sermaye hareketleri yolu ile gelişmekte olan ekonomilerin gelirine ortak olup geleceklerine ipotek koyarak günü kurtarmaya çalışıyorlar. Para politikalarını biraz olsun sıkılaştırmayı düşünmek bile istemiyorlar. Durum böyle olunca kur savaşları kaçınılmaz oluyor; hiçbir gelişmekte olan ekonomi Türkiye örneğinde olduğu gibi kamu ve mali sektör ile üretenler arasında çözümsüz bir çıkar çatışmasına izin vermiyor. Gevşek para politikaları ile desteklenen aşırı sermaye hareketleri yalnız kur savaşlarının değil, pek çok sorunun da sebebi olmaya devam ediyor. Görünüme bakılır ise ya yeni bir düzen için çaba harcanacak ve uzlaşılan çözümde herkes payına düşen bedeli ödeyecek ya da kur savaşlarının etki alanı genişlemeye devam edecek ve sermaye hareketleri daralacak, gelişmişler diğerlerinin azalan gelirine ortak olamayacak ve geleceğine ipotek koyamayacak. Seçenekler böyle ise yatırımcıların risk alma isteği artar mı?..

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar