Seri penaltı kaldırılsa nasıl olur?
Bu köşede geçen yıl 17 Kasım’da biraz daha farklı şekilde dile getirdik bu görüşümüzü. Futbolda beraberlik kalksa, maç 5’er dakikalığına uzatılsa, ama her 5 dakikada takımlardan birer futbolcu çıkarılsa ve beraberlik bozulana kadar oyun devam etse, diye.
“Futbolcu bu tempoya nasıl dayansın” itirazı yükselecektir hemen. Dayanır dayanır!
Bir kere normal süre 90 dakikanın altına çekilebilir, uzatmaya gidildiğinde ek değişiklik hakkı verilebilir. 17 Kasım’da bu konuya değindiğimizde ek değişiklik hakkı hiç gündemde yoktu, ama bakın Dünya Kupası’nda uzatmaya kalan maçlarda bu hak tanındı bile.
Beraberlik gündemden çıkınca bütün takımlar galibiyete oynayacağı için maçın normal süresinde seyir zevki müthiş artar.
Maç uzatmaya kalınca teknik direktörlere büyük iş düşer, 5 dakikada bir hangi futbolcunun çıkarılacağı ve nasıl bir taktik izleneceği tribünleri de ayağa kaldırır.
Sahadaki futbolcu sayısı azaldıkça ister istemez uzun paslara dönen bir oyun anlayışı benimsenir ve seyir zevki artar.
Bu konuyu yeniden gündeme getirme nedenimiz Dünya Kupası ve uzatmaya kalan maçlar. İkinci turdaki sekiz maçın üçü uzatmaya kaldı, uzatma dakikalarında da tarafl ar birbirlerine üstünlük sağlayamadı ve penaltı atışlarıyla tur atlayan ülke belirlendi.
15’er dakikadan 30 dakika uzatmaya gidileceğine, her 5 dakikada bir futbolcu çıkarılarak 5’er dakikalık uzatma oynansaydı ve penaltılar hiç söz konusu olmasaydı, acaba bu maçlar çok daha keyifli geçmez miydi? Düşünün, maçın 110-115’inci dakikaları arası oynanıyor ve sahada 6’şardan toplam 12 futbolcu kalmış. Zaten maç büyük ihtimalle bu sayıya inilmeden bitmiş olurdu.
Öncelikle eleme usulü oynanan maçlarda başlatılacak bu sistem daha sonra lig maçlarını da kapsayacak biçimde yaygınlaştırılabilir.
Bugün için hiç olmaz gibi görülebilir bu öneri. Ama futbolda da sürekli yenilikler yapılıyor. Biraz önce de belirttik; dördüncü futbolcu değiştirme hakkı işte uygulanmaya başlandı bile, yıllardır konuşulan VAR sistemi de geldi.
VAR sisteminin futbolu daha demokratik hale getirdiğini de belirtelim. Sanki güçler ayrılığı ilkesi gibi. Eskiden orta hakemin yanlış da olsa verdiği kararın üstüne söz söylemek mümkün değildi, şimdi ise son söz yine orta hakemde olsa da VAR var!
Taç atışını ileri doğru yapmak şart mı?
Dünyanın en yetenekli futbolcuları boy gösteriyor Rusya’da. Ama bazen bu yetenekli futbolcuların yaptıkları hayrete düşürüyor insanı.
Bir takım taç atışı kullanacak. Futbolcu etrafında üç beş rakibi bulunan arkadaşına atmaya çalışıyor topu. Niye onu tercih ettiği belli, çünkü arkadaşı rakip sahada. Ama taç atışıyla giden topu rakibin alma olasılığı çok yüksek.
Tercihini kendi kalesine yakın ve boştaki bir arkadaşından yana kullansa ve top kendi takımında kalsa da hücum başlatsa... Çok daha radikal bir seçenek ama sanki taç atışında topu ileri doğru kullanmak şartmış gibi bir hamle tercih ediliyor genellikle. Ve böyle yapılınca da top genellikle rakibe gidiveriyor.
VAR penaltı atışında da kullanılmalı
VAR Dünya Kupası maçlarına müthiş bir katkı sağladı. Atlanan penaltılar verildi, penaltı olduğu düşünülen pozisyonların aslında atış gerektirmediği anlaşıldı. Yani sistemin katkısı çok büyük, üstelik kaygı duyulduğu gibi oyun kesintiye de uğramadı.
Ama VAR uygulamasında pozisyonları ekranda izleyen hakemlere sınırlı yetki tanındığı için olsa gerek, bu sistem penaltı atışlarındaki ihlallerde devreye sokulmadı.
Oysa hemen her penaltı atışında kaleciler topa vurulmadan çizgi ihlali yaparak öne çıkıyor ve kendilerine avantaj sağlıyorlar. Ayrıca iki taraf futbolcuları da topa vurulmadan ceza sahasına giriyorlar. (Seri penaltılarda tabii ki futbolcular orta yuvarlakta ve ceza sahasına girmek söz konusu değil.)
Hakemler vuruş golle sonuçlanırsa bu ihlallere zaten göz yumuyor. Ama kalecinin atıştan önce çizgi dışına hamle yaparak penaltıyı kurtardığı pozisyonlarda atışın tekrarı gerekiyor ki çoğu hakem bunu yapmıyor. Hakemler bu ihlali görmedikleri için tekrar kararı vermiyorlarsa artık VAR’dan yararlanılabilir.
Dünya Kupası’nda şimdiye kadar dikkat çeken en büyük eksiklik bu. Eleme maçlarında uzatmaya kalanlarda atılan penaltılarda çizgi ihlali yapmayan kaleci yok gibiydi. Ama bu atışların hiçbiri tekrar ettirilmedi.
Kaleci penaltıyı nasıl kurtarabilir
Dünya Kupası maçlarını izlerken penaltı vuruşlarında topun kalenin neresine atıldığına dikkat ediyorum. Ve ne zaman çok zeki bir kaleci çıkacak da rakiplerine korku salacak, diye merakla bekliyorum.
Bu konuyu ilk olarak 22 Aralık 2017’de ele almıştık. Penaltıyı atan futbolcu çok yetenekliyse ve topu 90 diye bilinen köşelere gönderiyorsa kalecinin hiçbir şansı yok. Oraya giden topu çıkarmak fizik kurallarına aykırı. Ama topu 90’a göndermek de cesaret istiyor, çünkü dışarı atma riski büyük.
Penaltı kullanan bir futbolcu için en kötüsü topu auta atmak. Bundan endişe eden futbolcular topu riske girmemek için köşelere değil de yerden ve kalenin ortasına doğru göndermeyi tercih ediyor. Ama kaleciler topa vurulmadan kendilerini “Yüzde 50 tutarsa” diye düşünerek bir köşeye atınca kalenin bir tarafı adeta bomboş kalıyor. Dolayısıyla hani “ters köşeye yatırdı” kavramı var ya, o aslında “ters köşeye yattı” olmalı.
Dünya Kupası’nda kaç penaltı kalenin tam ortasına atıldı. Hatta kaderin cilvesi midir bilinmez, kaleciler birkaç penaltıyı bir tarafa yattıkları ve ayakları kalenin tam ortasında kaldığı için ayaklarıyla kurtardılar. Yani kendilerini bir tarafa atmasalardı, top kucaklarına gelecekti.
Bir akıllı kaleci çıkar ve topa vurulmadan hiç kımıldamazsa, en azından rakiplerini topu köşelere atmaya zorlar ki bu da topun auta gitmesi olasılığını artırır. Amaç penaltının gol olmaması değil mi, ha topu kaleci tutmuş, ha top dışarı atılmış!