Sergiler sosyal medyalı oluyor

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM [email protected]

Küresel sanat piyasasının nabzını tutan Art Newspaper gazetesinin 2018 yılına ait “en çok ziyaret edilen 20 sergi” listesinde basit aritmetikle azıcık toplama yapınca ortaya çıkan sonuç:
New York’taki Metropolitan Müzesi’nde açılan iki sergiyi 2 milyon 362 bin 169 kişi ziyaret etmiş. Şehirde başka sergiler de olduğuna göre, acaba ilk 20’ye girmeyen bu diğerlerini de kaç kişi gördü?

İspanya’nın kuzeyinde, kirli pasaklı bir sanayi şehrinden, Guggenheim Çağdaş Sanat Müzesi’yle bir sanat ve gastronomi merkezine dönüşen Bilbao’dan haber var: Burada 2018’de dört sergi açılmış. Ziyaretçi toplamı 2 milyon 333 bin 864.

Çin’de Şanghay Müzesi’ndeki 5 serginin ziyaretçi sayısı 2 milyon 128 bin 099.

Paris’te Louvre ve Grand Palais’te açılan 3 sergiye 1 milyon 762 bin 378 kişi gitmiş.

Tokyo ve Kyoto’daki 4 sergi 1 milyon 214 bin 662 ziyaretçi çekmiş.

Buraya kadar genel toplam 10 milyondan 200 bin eksik. Listede iki yer daha var: Washington’daki Smithsonian Amerikan Sanatı Müzesi ve Brezilya’da Rio Müzesi’ndeki sergilerle birlikte ilk 20’nin ziyaretçi sayısı 11 milyon 189 bin 94’e kadar çıkıyor.

Demek ki yuvarlak hesapla 11+ milyona yakın bir nüfus, dünyadaki sergileri gezmiş. Keşke, bu kadar nüfusun, o şehirlerin hizmet sektörüne ekonomik katkısının hesabını da yapmak mümkün olsaydı...

Bu rakam, müze binalarında açılan sergilerin, yenilikçi içerik, cazibe, merak unsuru açısından ne kadar başarıyla tasarlandığını somut olarak gösteriyor. Sergi deyince statik bir sunuş yok artık: İzleyici ile etkileşimli, ona türlü-çeşitli fikir ve beğeni sunan, hediyelik eşyasından ansiklopedi düzeyinde yazılmış kataloglarına, ve diğer yayınlarına kadar komple bir kültür-zihin projesi söz konusu.

Sergilerdeki özçekimler (selfie) kadar, “normal” fotoğraflar da sosyal medyadaki yerlerine uçuyor. Facebook, Twitter, Instagram, Pinterest ve akrabaları üzerinde bu sergilerden acaba kaç görsel var? Bu, başlı başına bir araştırma konusu olur.

Bir resim bin cümleye bedeldir

Instagram, bu yıl 9’uncu yılında. Az yazılı, çok resimli/videolu öyle bir ortam yarattı ki aylık kullanıcı sayısı 1 milyarı geçti (09.2018). Her gün “beğeni” (like) tıklanma sayısı 4.2 milyar. Her gün eklenen görsel 100 milyon. Videoların, diğer görsellere göre izlenme oranı %38 daha fazla. Eylül 2018’e kadar Instagram’a 50 milyar görsel yüklenmiş.

Görsel iletişimde Instagram birinci. Bu özelliğini müze/sergi pazarlamada, tanıtmada kullanmayı düşünmeyen kurum –her halde- kalmadı artık. O kadar ki, “bazı” sergilerin, instagramlık özellikleri de düşünülerek tasarlanması yadırganmaz oldu.

Eskiden, müzelerde, sergilerde fotoğraf çekme yasağı vardı. Şimdilerde bu yasaklar azalmaya başladı. Başlıca koşul: Flaş kullanılmayacak. Flaş, eski eserlerin, örneğin eski tabloların yüzeyine zararlı. Flaşsız çekilen fotoğraflar, Instagram yolcusu.

Küresel boyutta tanınan, önemsenen müze/sergiler Instagramlık fotoğraf çekimini teşvik dahi ediyor. İngilizcede, bu anlama gelen yeni bir sözcük icat edildi: Instagrammability. Yani, bir mekânın, Instagram’da dikkat çekecek, ilgiyi oraya yönlendirecek cazibeye sahip olması.
Art Newspaper’daki çok katmanlı makalede şu soru açıkça soruldu: “Bu Instagram çağında sergi ziyaretçileri, izlenimlerini webde gitgide daha çok paylaşırken, acaba sergi düzenleyenler (küratörler) en yüksek görsel etkiyi sağlayacak şekilde mi planlama yapmalı?” http://ow.ly/TwCh30oex5J

Nasıl Frida Kahlo olunur?

Buna en uygun örneklerden geçen yıl Londra’daydı... 2018’de en çok ziyaret edilen 20 sergi arasına giremeyen, ama Londra’nın tasarım müzesi Victoria & Albert’te 16 Haziran 2018’de açıldıktan sonra 200 bin kişinin gezdiği “Nasıl Frida Kahlo Olunur?” (Making Herself Up) sergisi: Meksika’nın dünya çapında ünlü en medyatik sanatçısı.

Sergi, süresi sonunda kapanacakken, hâlâ bitmeyen talep üzerine 2 hafta daha uzatıldı. Bunda olağandışı bir durum yok: Cazip ve yenilikçi sergiler uzatılır.

Ama bu uzatmada şöyle bir ilginç ayrıntı vardı: Sergi, Meksika’nın geleneksel Ölüler Günü Festivali’ne rastlayan 2-4 Kasım’da gece de açık tutuldu. 48 saat aralıksız gezilebildi. Bu sıradışı ayrıntı, sergiye olan mevcut ilgiyi, hakkında konuşulmasını, gece yarısı ziyaretçilerinin –gündüze oranla- belki daha çok özçekim yapmasını, Instagram’a daha çok fotoğraf yüklemesini de körükledi muhakkak. [Belki Müze, bu konuda bir hesaplama yapmışsa, zaman içinde bulgularını açıklar?]

Frida Kahlo gibi “kendisi zaten sanat eseri olan” bir stil ikonu sanatçıya dair bir serginin bugüne kadar sanat turizminde yarattığı etkiye, sosyal medyada yarattığı etkiyi de ekleyince, ortaya gerçekten "Instagramlık" bir sergi çıktı.

Çünkü serginin ana fikri, Frida Kahlo gibi hakkında çok şey bilinen, renkli ama trajik bir sanatçının, “kendisini nasıl var ettiğine dair” perde arkasında kalmış öğelerdi: Giysileri, takıları, makyaj malzemeleri, özel hayatına dair fotoğrafları, imajını nasıl yarattığına dair binbir ayrıntı. Hepsi Instagramlıktı.

Victoria & Albert Müzesi’nde halen Christian Dior sergisi var. Web sitesinde “1 Eylül 2019’a kadar bütün biletler satılmıştır” yazıyor. İnternetten bilet alamayanlar, eğer müzenin kapısında sıraya girerse, biletini iade eden olursa, ancak içeriye girebilir! Ve arkasından, aynı müzede, “mini eteğin mucidi” Mary Quant sergisi yarın açılıyor. Bu iki serginin de Instagramlık özellikleri yüzde binbeşyüz. Ama her halde bu yılın en büyüğü yine New York Metropolitan’da olacak: Modada rüküşlük, aşırı gösteriş, giyim kuşamda cinsiyet kimliksizliği anlamına gelen “Camp” sergisi.

İnternet öncesi dönemde, sergi ve müze görmek için oraya gitmek gerekiyordu. Şimdi ise bu gereklilik azalıyor. Çünkü bazı sergiler/müzeler online gezilebiliyor artık. Ne var ki bu gezintinin sayısal hesabını tutanlar az. Örneğin Londra Resim Müzesi (National Gallery), sosyal medyada 1.2 milyon takipçisi olduğunu, müze sitesinin yılda 5 milyon kez tıklandığını, bunun %42’sinin İngiltere dışından yapıldığını hesapladı. Star sanat kurumlarının, performansları hakkında bu tür hesaplar yapıp dünya ile paylaşması kendi tanıtımları için de yararlı olacak.●

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019