“Serçe bilekli, aslan yürekli”

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK [email protected]

Ne mutlu ki bana, ömrünü daima tiyatro yaşayıp tiyatro düşünerek geçiren Gülriz Sururi’ye bir “Saygı” gecesi düzenledim… Gülriz Hanım, “Ustalara Saygı” etkinliklerime sık sık konuk ve konuşmacı olarak katıldı; kendisi için hazırladığım o geceyi “çok hoş, eğlenceli, güleryüzlü bir geceydi. Salon tıklım tıklım doluydu” diyerek hep sevgiyle andı. Doğan Kitap’tan çıkan “Zefiros / Ebedi Gençlik Rüzgârı” isimli kitabında 21 Ocak 2013 tarihindeki “Gülriz Sururi’ye Saygı” gecesine geniş yer verdi… 13 sene aralıksız sürdürdüğüm “Ustalara Saygı” toplantılarının artık yapılmamasına en çok üzülenlerden birisiydi…

Tüm yaşamını tiyatroyla yoğrularak geçiren Gülriz Sururi, bir ömürlük yoldaşı Engin Cezzar’ın deyişiyle “serçe bilekli, aslan yürekli” bir tiyatro savaşçısıydı… Annesi ilk primadonnamız Suzan Lütfullah’ın karnında ilk kez sahneye çıktığından bu yana oyuncu, rejisör, yazar, tiyatro sahibi ve “her şey” sıfatlarıyla tiyatro için müthiş bir emek, müthiş bir mücadele vermiş bir ustaydı…

Unutulmaz “Kaldırım Serçesi” müzikalinin “Hiç mi Hiç” şarkısıyla açılan “Ustalara Saygı’ gecesinde 1999’da oynadığı “Söyleyeceklerim Var”dan sonra sahneye çıkmayan Gülriz Sururi, seyircileriyle bir gece boyunca sahnede hasret giderecekti. “Ustalara Saygı”da tiyatro serüveninden tanıklıklarını seyircilerle paylaşacak, dostlarını sahnede bizzat ağırlayacaktı.

Dostları, onun için çok güzel şeyler söyleyeceklerdi. Gecenin sonunu “Zefiros”ta şöyle anlatacaktı Gülriz Hanım: “Bütün bu övgüleri tek başıma hak etmediğimi; hayata aynı gözlükle baktığımız için, birlikte forme olduğumuz için, kariyerimizi birlikte oluşturduğumuz için bu alkışları Engin Cezzar’la paylaşmak istediğimi söyleyip Engin’i sahneye çağırdım. El ele sahnede aldığımız son alkışlar, verdiğimiz son selamdı bu.”

Tiyatro tarihimizde unutulmaz yerleri olan “Zilha”, “Zeyno Bacı”, “Kaldırım Serçesi Edith Piaf”, “Desdemona”, “Mehmene Banu”, “Sokak Kızı İrma”, “Zilli Zarife”, “Cambaz kız Izabel”, “Sally Bowles” gibi onlarca karakterin yorumcusu Gülriz Sururi ile “Ustalara Saygı”nın sabahında bir söyleşi yapmış, “sahnede olmak istemiyor musunuz?” diye sormuştum. Şöyle yanıtlamıştı:
“Sahnede olmak istemez mi insan, tabii ki istiyorum ama bir o kadar da tadında bırakmayı seviyorum her şeyi. Yani tiyatro beni bırakmadan ben tiyatroyu bırakmak istedim. Böylelikle de doğru bir karar verdiğime inanıyorum. Şanslı bir insan olduğum için genç yıllarım çok uzun sürdü. Yaşımı hiç göstermeyen bir oyuncu olarak her tür rolü oynamak şansım oldu; fakat bir yaştan sonra da ne olursa olsun… Ama o kadar çok insan benim sahneye dönmemi, oynamamı istiyor ‘sende hiçbir değişiklik yok. Ne olacak, çık oyna’ falan diyorlar. Ben de diyorum ki ‘hayır, öyle değil. Ben, kendini eleştiren bir insan olarak buraya kadar geldim. Kendi otokritiğimi çok iyi yapabilen bir insan olduğum için hâlâ varım. ‘Ah! Öyleydi de böyle olmuş, ay keşke, eski halini gördün mü?’ falan gibi sözler benim hakkımda edilsin istemiyorum. Onun için de tadında, zamanında bıraktığımı düşünüyorum.”

Laf lafı açmış, sohbet ilerlemiş televizyona prototipler nedeniyle uzak durduğunu öğrenmiş, “peki, genç bir yönetmenin ya da bir senaristin projesinde bir sinema filmi düşünür müsünüz?” diye sorunca "benim yarama parmak bastınız; ben, hiç sinema teklifi almadım, çok fotojeniktim eskiden" demiş ve şunları söylemişti:

“Bu duruma anılarımda da değindim; ama teklif almadım, gerçekten almadım. Bilmiyorum, böyle bir teklif alırsam onu düşünebilirim. Eğer benim rolüm küçük de olsa senaryo, bütününde içinde olmamı söylüyorsa bana, neden olmasın?"

Olmadı… Olmayacak da… Yerini hiç unutmadığım o eski kaseti buldum, teybe koydum… En az 3-4 kez sahnede seyrettiğim, binlerce kez dinlediğim “Kaldırım Serçesi”ndeki Edith Piaf rolünde Gülriz Hanım söylüyordu “Hiç, hiç mi hiç, ben pişman olmadım hiç.”

Onu iyi ki tanıdım, iyi ki bazen evine gittim, iyi ki bazen hazırladığı o harika yemekleri onunla ve Engin Cezzar’la birlikte tatmak fırsatı buldum, iyi ki “Ustalara Saygı”lara davet ettim; iyi ki onun için bir “Saygı Gecesi” yaptım… Sizi daima özlemle hatırlayacağım Gülriz Hanım…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar