Serbest muhasebeci misiniz, mali müşavir mi?
Ahmet BALCI - ÇABA Danışmanlık - Mali İşler Danışmanı
Yazıma başlamadan önce belirtmek isterim ki, ticaret lisesindeki stajyerlik dönemim dâhil, mali işler alanında 26. yılımı doldurmuş bulunmaktayım. Bu sürede mali işlerin istisnasız her kademesinde gerek bordrolu, gerekse de danışman olarak çalıştım. İş vesilesiyle Türkiye’nin önemli bir kısmını gezme ve görme şansı buldum. Uzun yıllardır çeşitli gazete ve dergilerde yazdığım yazılar ile mali işler konularında mesleki dertlerimizi anlatmaya, sorunlar ile ilgili çözüm önerileri üretmeye gayret ettim. Ancak bu sefer yazımda biraz özeleştiri yapmayı istiyorum. Özellikle bu vesile ile içinde bulunduğumuz finansal belirsizlik döneminde, mali müşavirlik hizmetinin aslında firmalar için ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak isterim.
Ülkemizde en kalabalık meslek grubu nedir sorusunun cevabı açık ara muhasebeciliktir. Zira hangi işi yaparsanız yapın, sektör ayrımına bakmaksızın mutlaka bir “Muhasebeci” ile çalışmak zorundasınız.
Muhasebecilik mesleği çok eskilerde pek de vasıflı bir iş değilken, önemli bir kısmı şu an aramızdan ayrılmış olan çok değerli meslek mensuplarının üstün gayretleri ile büyük bir değişim ve gelişim geçirmiş; nihayetinde 1 Haziran 1989’da kabul edilen 3568 Numaralı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu ile meslek çok daha kurumsal bir boyut kazanmıştır.
Bu kanunun 2. maddesinde muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu şu şekilde tarif edilmiştir:
a) Genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, defterlerini tutmak, bilanço, kâr-zarar tablosu ve beyannameleri ile diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işleri yapmak.
b) Muhasebe sistemlerini kurmak, geliştirmek, işletmecilik, muhasebe, finans, mali mevzuat ve bunların uygulamaları ile ilgili işlerini düzenlemek veya bu konularda müşavirlik yapmak.
c) Yukarıdaki bentte yazılı konularda, belgelerine dayanılarak, inceleme, tahlil, denetim yapmak, mali tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılı görüş vermek, rapor ve benzerlerini düzenlemek, tahkim, bilirkişilik ve benzeri işleri yapmak. Yukarıda sayılan işleri; bir iş yerine bağlı olmaksızın yapanlara serbest muhasebeci mali müşavir denir.
Müşavir Arapçada “Danışman” anlamına gelir, bu halde adı üzerinde mali müşavir demek, mali danışman demektir.
Ülkemizde faal bulunan yüz binlerce işletmeye; meslek odalarına kayıtlı yaklaşık 105 bin Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) ve 5 bin Yeminli Mali Müşavir (YMM) ile yasal hizmet verilmektedir. SMMM ve YMM olabilmek için pek çok zorlu süreçlerden geçmeniz gerekir; iktisadi ve idari bilimler lisans mezunu olmak, uzun yıllar staj yapmak (veya meslek mensubu olmak), giriş ve bitirme sınavlarını başarıyla geçmek… Tüm bunların yanında; kitabıydı, kursuydu, aidatıydı derken çok ciddi bir maliyet de cabası.
Bugün belki pek çok kişi farkında olmayabilir ancak gerçekte özellikle SMMM’lerimiz ne yazık ki pek çok resmi “angarya” ile baş etmek zorundadır. Özellikle SMMM bürolarında durum daha da vahim haldedir. Çalışanlar çok zor şartlar altında ve devletin yarı özel memurları gibi veri girişi yapmaktadır. Sehven yapılan hatalar sonrası karşılaşılması kaçınılmaz olan usulsüzlük cezaları riskini de eklediğinizde iş stresi daha da katmerli hale gelmektedir. İş yoğunluğu sebebiyle pek çok büro çalışanı uzun mesailer yapmak ve hafta sonları çalışmak zorunda kalmaktadır.
Bunlar yetmezmiş gibi ne yazık ki mükellefler nezdinde yapılan iş bilinmediği için verilen hizmet küçümsenmekte ve ödemelerde SMMM’ler en sonlara atılmaktadır. Gerçekten de birçok meslek mensubu ödemelerini gecikmiş halde ve toplu olarak tahsil edebilmektedir. Buraya kadar olan kısım özellikle SMMM’lerimizin yaşadığı sıkıntılardan sadece küçük bir kısmıdır.
Ancak bir de madalyonun öbür yüzü var. SMMM’ler olarak bizler gerçek anlamda birer serbest muhasebeci miyiz, yoksa mali müşavirlik de yapabiliyor muyuz? Konuyu biraz daha açmak gerekirse; mükelleflerimiz bizi nasıl görüyorlar? Sadece vergi zamanlarında tahakkukları gönderen, ne kadar vergi ödeneceğini bildiren birer muhasebeci miyiz, yoksa gerçek anlamda mali müşavirliğin hakkını verebiliyor muyuz? Mükelleflerinize verdiğiniz hizmetler arasında;
- Yeni bir iş yeri kurulurken öncesinde mükelleflerini KOSGEB desteklerinden faydalanması için yardımda bulunuyor ve bu desteği almasını sağlıyor musunuz? Yani şirket kurulmadan önce harcamalarının bir kısmını geri alabilme şansı bulabiliyor mu? Bu konuda destek verebiliyor musunuz?
- Yatırım yapan mükelleflerinizin Yatırım Teşvik Belgesi almasına yardımcı oluyor musunuz?
- Bölgesel ve/veya sektörel teşvik imkânlarını araştırıp, mükellefinizin bu imkânlardan faydalanmasını sağlıyor musunuz?
- Şirket kuruluşu öncesi veya sonrası mükelleflerinize başabaş noktası hesaplaması, SWOT analizleri, Pareto analizi. vb. gibi hizmetler veriyor musunuz?
- Mükelleflerinize ayda bir veya en azından üç ayda bir mali tablo sunumları yapıyor musunuz?
- Şirket mali sonuçlarına bakarak, rasyo analizleri yapıyor musunuz?
- Günlük, haftalık, aylık, yıllık nakit akım tabloları oluşturulmasına yardımcı oluyor musunuz?
- Evrak girişleri yapılırken Borç/Alacak yaşlandırma raporları alabilecek altyapı oluşturuyor musunuz?
- Şirket bütçe kültürü oluşturulması ve bütçe sürekliliği konusunda destek veriyor musunuz?
- İçinde bulunduğumuz süreçler gibi özel zamanlarda size piyasa gidişatı ile ilgili sorular sorduklarında tatmin edici cevaplar verip, doğru yönlendirmelerde bulunabiliyor musunuz?
- Mükellefinizin ticari yapısına ve sektörüne bakarak, finansal enstrümanlar konusunda kendilerini yönlendirebiliyor musunuz? Örneğin, mükellefleriniz FOREX işlemleri sayesinde kendini kur riskinden koruyabiliyor mu? Bu konuda mükelleflerinize bilgilendirme ve yönlendirme yapıyor musunuz?
- Mükelleflerinizin daha uygun şartlarda borçlanabileceği imkânlar konusunda bilgi veriyor musunuz? Örneğin; leasing veya Sell&Leaseback uygulaması gibi…
Eğer yukarıdaki hizmetlerin hiçbirini vermeyip, sadece vergi beyannamelerini gününde veren, bu vergilerin ödenmesini sağlayan ve rutin resmi işlemlerin zamanında gerçekleştirmek üzerine kurulu bir hizmet veriyorsanız, üzülerek belirtmek istiyorum ki sadece “Serbest Muhasebecilik” hizmeti veriyorsunuz, gerçek manada “Mali Müşavirlik” yapmıyorsunuz. Ayrıca işin gerçeğini söylemek gerekirse, içinde bulunduğumuz süreçte firmalar daha önce hiç olmadığı kadar “Mali Müşavirlik” desteğine ihtiyaç duymaktalar…
Öncelikle şunu kabul edelim: Mevcut sistemden ne kadar yakınırsak yakınalım; ne kadar eleştirirsek eleştirelim, ortada katlanmak zorunda olduğumuz bir gerçeklik var. Bu durumda bizim yapabileceğimiz en iyi şey, mevcut şartlara kendimizi adapte edip, mükelleflerimize mümkün olan en kaliteli hizmeti verebilmektir. Meslek mensuplarımıza naçizane tavsiyem; sürekli yeni mükellefler bularak rutin işlerle büyümek yerine; daha az ama daha kaliteli müşteriler ile yola devam edip, buna mukabil hizmet çeşitliliği ve kalitesini artırarak; mükelleflerinize gerçek anlamda bir “Mali Danışman” olmanızdır. Aksi halde mükelleflerinizin gözünde her zaman, resmi angaryaları tamamlayan, ödenecek vergileri bildiren birer “Muhasebeci” olarak kalırsınız.