Serbest bölgelerdeki kafa karışıklığına son
Bilindiği üzere serbest bölgeler gümrük mevzuatımıza göre Türkiye Gümrük Bölgesinin parçaları olmakla beraber gümrük ve kambiyo mevzuatı hükümleri bakımından Türkiye Gümrük Bölgesi dışında olduğu kabul edilen yerlerdir. Dolayısıyla serbest bölgelere herhangi bir eşya gönderilmesi durumunda bu işlem ihracat olarak değerlendirilmekte ve ihracat mevzuatı hükümlerine tabi olup ihracata bağlı olanaklardan yararlandığı yerlerdir. Ya da tersine yurtdışından serbest bölgeye herhangi bir eşya getirildiğinde bu işlem ithalat olarak kabul edilmemekte ve getirilen eşya serbest dolaşıma girmediği için ithalat vergilerine ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmamaktadır.
Dün yayımlanan 30186 sayılı Resmi Gazete’deki 2017/10718 sayılı Karar ile Serbest Bölgelerdeki her türlü faaliyetler ile ilgili her türlü ödemelerin 01.10.2017’den itibaren döviz veya Türk Lirası ile yapılabileceği belirtilmiştir. Daha önce aynı konu ile ilgili olarak 11 Mayıs 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2017/10051 Bakanlar Kurulu Kararı ile serbest bölgelerdeki ödemelerde TL kullanma zorunluluğu getirilmişti. Bu Karar ile serbest bölgeler ile diğer ülkeler arasındaki ticarete ilişkin ödemelerin Türk Lirası ile de yapılabileceği ancak bunun dışında kalan tüm ödemelerin ancak Türk Lirası ile yapılması gerektiği belirtilmişti. Bununla birlikte aynı Kararın 2. maddesinde kira, ruhsat, izin, belgeler ile işleticiler tarafından sağlanan hizmet ve faaliyetlere ilişkin tarife ve ücretlerin TL ile ödeneceği, tarifelerin TL olarak belirlenmesine ilişkin işlemlerin de 3 ay içinde tamamlanması gerektiği ifade edilmişti.
Yukarıda belirtilen ve serbest bölgelerde TL kullanımı zorunluluğunu getiren Karar yürürlüğe girdiğinde dış ticaret erbabı nezdinde önemli ölçüde kafa karışıklığına yol açmıştı. Pek çok firma serbest bölgeye eşya göndermede, ihracat bedellerin ödenmesinde veya serbest bölgede yaptıkları kira, ücret veya benzeri ödemeler de Türk Lirası mı yoksa döviz ile mi ödeme yapmaları gerektiği noktasında tereddütte kalmış ve bu durum bazı soru işaretlerini gündeme getirmişti. Bununla birlikte dün yayımlanan 2017/10718 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile bu konuda kafalardaki yer alan soru işaretlerine son verildi ve serbest bölgelerdeki her türlü faaliyet ve işlemlerle ilgili ödemelerin ister döviz ister TL kullanılarak yapılabileceği ortaya konularak bu noktada hem bir serbesti getirilmiş oldu hem de bir anlamda eskiye dönüş sağlandı.
Elbetteki ülkemizin para birimi olan Türk Lirası’nın kullanımının yaygınlaşması ve değerinin artması hepimizi her zaman mutlu eden bir eden bir gelişme olacaktır. Daha önce 11 Mayıs 2017 tarihi itibariyle uygulamaya konulan 2017/10718 sayılı Karar’ın esas amacının Türk Lirasının kullanımının yaygınlaşması ve bu suretle dolarizayonun önüne geçilmesi olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak bir yandan uluslararası ticaretin gerekleri diğer yandan geçmişten beri uygulanmakta olan ve firmalarımızın dış ticaret işlemlerini buna göre organize ettikleri yerleşik kalıplar gibi unsurların da bu tarz düzenlemeler yapılırken dikkate alınması gerektiği yadsınamaz bir gerçek.