Serbest bölgelerde düzenleme yabancıyı olumsuz etkiler

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

 ESBİAD İş İnsanları Derneği Başkanı Bilgen Salih NARLI

Serbest bölgelerdeki vergi uygulamalarına da değişiklik getiren 7524 Sayılı Kanun, 02.08.2024 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Düzenlemenin istikrar, güven ve sürdürülebilirlik bakımından faydalı olmayacağı düşünülüyor.

Serbest bölgeler, özellikle ihracata dayalı kalkınma stratejisini tercih eden ül­keler tarafından ihracatı artırma­nın en önemli araçlarından birisi olarak görülmüştür. Genel olarak serbest bölgeler; ülkede geçerli ti­cari, mali ve iktisadi alanlara iliş­kin hukuki ve idari düzenlemele­rin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, sınai ve ticari faali­yetler için daha geniş teşviklerin tanındığı ve fiziki olarak ülkenin di­ğer kısımlarından ayrılan yerler ola­rak tanımlanabilir.

Ülkemizde 3218 sayılı Serbest Böl­geler Kanunu’nun 1.maddesinde ise serbest bölgelerin; Türkiye’de ihra­cata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak, iş­letmeleri ihracata yönlendirmek ve uluslararası ticareti geliştirmek üze­re kurulduğu belirtilmiştir.

Türkiye’de, Turgut Özal dönemin­de ekonomik kalkınma modeli ola­rak Devlet Planlama Teşkilatı nez­dinde vücut bulan serbest bölgecilik 35.yaşına girmek üzeridir.

Şaşırtıcı ekonomik etki analizi verileri

Türkiye Serbest Bölgeleri 2023 yı­lında; 31 milyar dolar ticaret hacmi, 12,7 milyar doların üzerinde ihracat ve yaklaşık 100 bin kişilik istihdam ile ülke ekonomisine önemli katkı sağlamıştır.

Türkiye de Serbest Bölgelerde fa­aliyet gösteren yaklaşık 2 bin şir­ketten 550’si doğrudan yabancı ser­mayeli şirket olup; Serbest Bölge Kanunu’nun tam olarak amacına ulaşması, ülkemizin Avrupa ile reka­bet etme imkânını sağlamıştır.

Serbest bölgelerdeki tüm altya­pı ve üstyapı yatırımları özel sektör tarafından yapılmaktadır. 1 kişiye iş yaratmanın ortalama maliyetinin 100 bin dolar olduğu kabulünden yo­la çıkıldığında, 100 bin çalışan istih­dam edilebilmesi için gerekli olan 10 milyar dolar tutarında yatırım, özel sektör tarafından karşılanmıştır.

Ülkemizde ihracatın kg başına de­ğeri 1.57 dolar iken, bu oran serbest bölgelerde kg başına 2 doların üzerin­dedir. Cari açık oranı dikkate alındı­ğında, cari pozitifi 2 kat ile serbest bölgeler gerçekleştirmektedir.

Serbest bölge firmalarının ta­mamı yurtdışından bölgeye geti­rilen mallar için binde 1, serbest bölgeden Türkiye’ye yapılan satış­larda ise binde 9 özel fon ödemek­tedirler. Fon ödemesi, düzenlenen fatura üzerinden yapıldığı için ha­zineye çok ciddi nakit girdisi sağ­lamaktadır. Bu nedenle serbest bölgelerin haksız rekabet yarattığı söylemine katılmak mümkün olma­dığı gibi, serbest bölgelerde yerli ya­bancı ayrımı olmadan yatırım yap­mak mümkündür.

Serbest bölge teşviklerine baktı­ğımız zaman üretici ve ihracatçı fir­malara, belli şartlar altında Kurum­lar ve Gelir Vergisinden istisna olma imkanı verildiğini görüyoruz.

Türkiye serbest bölgelerinin yıllık yaklaşık ihracat oranı yüzde 70’ler seviyesinin üzerinde olup; bu oran, her yıl ihracat yönünde artmaktadır. Öyle ki, 2023 yılında ülke ihracat ra­kamının yüzde 5’i serbest bölgeler­den gerçekleştirilmiştir.

Unutulmaması gereken ana unsur şudur; Serbest Bölgeler gümrük hat­tı içerisinde yer aldığından kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdamın sı­fır olduğu, tam kayıt altında çalışan alanlardır.

Kanun değişikliği ne söylüyor?

Serbest bölgelerdeki vergi uygulamalarına da değişik­lik getiren 7524 Sayılı Kanun, 02.08.2024 tarihli resmi gaze­tede yayımlanarak yürürlü­ğe girdi. Bu kanun ile serbest bölgelerdeki kurumlar vergisi avantajı sadece ihracat gelirleri ile sınırlandırılmıştır.

İlgili kanun değişikliği Maliye Bakanlığı tarafından “istisna ve indirimlerin” daraltılması söy­lemi üzerine hızlıca Meclis’ten geçmiştir. Ekonomik etki anali­zinin ne kadar sağlıklı yapıldığı sektörde tartışılmaktadır. Değişiklik ile istikrar, güven ve sürdürülebilirlik bakımından faydalı bir düzenleme olmadığı düşünülmektedir.

Özellikle yabancı sermaye­nin ruhsat alarak milyon dolar bazında bütçelerle yaptığı ya­tırımlar, henüz ruhsat süresi dolmadan; adeta oyun oyna­nırken kural değişikliğine ta­kılmıştır. Yatırım ortamın iyi­leştirilmesi düzenlemesi başta olmak üzere, bu değişikliğin yabancı yatırımcı motivasyo­nu bakımından çok olumlu sonuçlar meydana getirme­yeceği açıktır.

Özellikle Hazine Arazisi üzerine yapılan yatı­rımların süre sonunda zaten devlete kalacağı dikkate alın­dığında, serbest bölge yatırım­cılarına haksız rekabet ortamı yaratılmıştır. Bu nedenle, sek­tör, bu düzenlemenin doğru olmadığı yönünde birleşmiştir. Bu konuyu değerlendirirken unutulmaması gereken husus, serbest bölge yatırımcısının ra­kibinin yerli sanayi değil; Avru­pa pazarı olduğudur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar