Serbest bölge KKDF incelemeleri ve yargı kararı

Zeki GÜNDÜZ
Zeki GÜNDÜZ VERGİ POLEMİKLERİ [email protected]



Değerli DÜNYA okurları, 04.05.2012 tarihli yazımda serbest bölgelerden yapılan ithalatla ilgili yürütülmekte olan KDV, KKDF incelemelerinden bahsetmiştim (www.vergiportali.com adresinde makaleler bölümünden erişebilirsiniz). Bu konudaki hızlı gelişmeler ve yapılmakta olan cezalı ek tahakkuklar nedeniyle konuyla ilgili değerlendirmelerime devam etmek istiyorum.

1. Serbest bölgelerde KKDF uygulaması

18.03.2011 tarihli ve 2011/16 sayılı Genelge'nin yürürlüğe girmesiyle, Türkiye'de yerleşik firmaların, serbest bölgede yerleşik şubelerinden gerçekleştirdikleri ithalat işlemlerinin Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) kesintisi yönünden geçmişe doğru incelenmesine başlanmıştır. Bu incelemelerde KKDF yükümlülüğünün doğmaması için ithalat esnasında şubelere yapılmış peşin ödeme yeterli görülmeyip, serbest bölgedeki şubenin malı tedarik ettiği firmaya da ithalat anında ödeme yapmış olması aranarak, ithalatın peşin ithalat olmadığı, dolayısıyla KKDF ödenmesi gerekirken ödenmediği ve dolayısıyla KKDF'nin ithalde ödenen KDV matrahına dahil edilmediği gerekçesiyle KKDF ve KKDF'ye isabet eden KDV ek tahakkuk kararları ve para cezaları düzenlenmeye başlanmıştır.

Mülga 2009/110 sayılı Genelge'de serbest bölge kavramına dahi değinilmemiş serbest bölgelerden gerçekleştirilen ithalatlar da dahil olmak üzere- KKDF'nin ödenip ödenmeyeceğinin tek ölçütü olarak "ödemenin nasıl ve ne zaman yapıldığı" kabul edilmişti.

Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintisi uygulaması bu şekilde devam etmekteyken, Ocak 2011'de Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü'nce 2011/5 No.lu Genelge yayımlanmıştır.

Uzun süredir geçerli olan yöntemler 2011/5 nolu Genelge ile değiştirilmişken, daha sonra Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü'nce 2011/16 No.lu Genelge yayımlanarak, bu sefer uygulanmakta olan usul ve yöntemler tamamen değiştirilerek serbest bölgede bulunan firmalardan şube-merkez ya da ortaklık ilişkisi bulunanlar bakımından yeni bir uygulama yaratılmış ve merkezleriyle ya da ortaklarıyla yapacakları ithalatlarda serbest bölgeden de mal çıkışlarında bedelin peşin olarak ödenmesi şartının aranacağı düzenlenmiştir.
Yıllardır geçerli olan ve KKDF mevzuatıyla uyumlu uygulama, yasada herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen, 2011/5 sayılı Genelge'yle bir anda değiştirilmiş 2011/16 sayılı genelgeyle de kapsamı genişletilmiş ve genelgelerin yayımından yaklaşık 1 yıl sonra da geçmişe dönük KKDF tarihyatları yapılmaya başlanmıştır.

2. Geçmişe doğru yapılan KKDF incelemeleri

Gümrükler Genel Müdürlüğü'nün mülga 2100/5 ve meri 2011/16 sayılı genelgelerle KKDF mevzuatında olmayan düzenlemelerin yapılması, serbest bölgede ortağı veya şubesi bulunan şirketler için ilave vergi yükü doğmasına sebep olmuştur. Bu durum verginin yasallığı ilkesine açıkça aykırılık oluşturmaktadır.

Ayrıca Gümrük İdaresi'nin 2011/16 sayılı Genelge'yi, yayım tarihinden önce meydana gelen olaylara uygulanmak istenmesi hem "vergi ve cezaların geriye yürümezliği ilkesine" hem de hukukun genel prensiplerinden, hukuki güvenlik ve hukuki istikrar ilkelerine aykırıdır.

Yine mülga 2011/5 ve meri 2011/16 sayılı Genelge serbest bölgelerle diğer ülkeler arasında yapılan ticari alışverişlere dış ticaret rejimini uygulayan ve ithalatın gerçekleşmediği bir aşamayla ilgili olarak da peşin ithalat yapılması ek şartı getirdiği için Gümrük Kanunu'na, Serbest Bölgeler Kanunu'na ve KKDF mevzuatına aykırıdır.

3. KKDF ile ilgili kesinleşen yargı kararı

"İhtirazi kayıtla" beyan edilerek ödenen kaynak kullanımını destekleme fonu ile bu fon üzerinden alınan katma değer vergisinin iadesi ve idari işlemin iptali istemiyle Mersin 1. Vergi Mahkemesi'nde açılan davada Vergi Mahkemesi aşağıdaki gerekçe ile mükellef lehine karar vermiştir.
"... Dava konusu olayda, beyannamenin 02.06.2011 tarihinde tescil edildiği, mal bedelinin tescil tarihinden önce 25.05.2011 tarihinde transfer edildiği görülmüştür. Bu durumda peşin ödemenin; beyannamenin onay tarihine kadar olan ödemeyi ifade ettiği dikkate alındığında davacının beyannamenin onaylanma tarihinde yaptığı ödeme şeklinin "peşin ödeme" niteliğinde olduğu sonucuna varıldığı, öte yandan davalı idare tarafından 2011/16 sayılı genelge gerekçe gösterilerek yapılan ithalatı peşin ithalat olarak kabul edilmemesinin ne KKDF'yi ihdas eden Bakanlar Kurulu kararlarında ne de bu kararlara istinaden yayımlanan yönetmeliklerde yer aldığı, dolayısıyla hukuki bir dayanağı bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Buna göre yapılan KKDF tahakkuku ile bu fon üzerinden alınan katma değer vergisinde hukuka uyarlık görülmemiştir..."

Yukarıda gerekçe ile Mersin Vergi Mahkemesi'nce mükellef lehine verilen karar Adana Bölge İdare Mahkemesi'nce de onaylanmış, dolayısıyla, yapılan KKDF incelemelerinin dayanağı olan genelgenin yasaya aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.

Sonuç

Yukarıda yaptığımız açıklamalar çerçevesinde, Gümrük İdaresi tarafından geçmişe dönük yapılan taramalar neticesinde düzenlenen ek tahakkuk ve para cezalarının yasal bir dayanağı yoktur.

Aleyhlerine ek tahakkuk ve para cezası düzenlenen yükümlüler öncelikle Gümrük Kanunu'nun 242. maddesinde öngörülen idari itiraz aşamalarını tamamlamalı ve akabinde yargı yoluna başvurmalıdır.

Temennimiz İdarenin bu konuyu yargıya taşıma zorunluluğu yaratmaksızın pratik bir şekilde çözmesidir. Aksi takdirde önceki yazımızda paylaştığımız üzere, yargı ve idarenin kaldıramayacağı sayıda davaya sebep olunacak ve neticesinde yeni bir vergi affına sebep oluşturulacaktır.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar