Seramik stratejisi

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

 

 

25 Ocak 2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Seramik Sektörü Strateji Belgesi'ndeki bilgilere göre, Türkiye, dünya karo seramik üretiminde 9'uncu, karo ihracatında 4'üncü, seramik sağlık gereçleri üretim ve ihracatında Avrupa'nın ilk 10 ülkesi arasında. Başlıca rakipleri İtalya, İspanya, Çin, Brezilya, İngiltere, Almanya, ABD, Mısır, Hindistan.
Sektör, dünya pazarlarında rakipleriyle ciddi üretim hacmi, kaliteli ürün çeşidi gibi nitelikleriyle yarışırken rakipler de Türkiye'nin rekabetiyle karşı karşıya. Meselâ İtalya ile İspanya tasarım, yüksek kalite, marka gibi güçlü fark yaratan sanayilerine rağmen, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu Çin, Mısır, Hindistan gibi "gelişmekte olan" ülkelere karşı pazar mücadelesi veren "gelişmiş" ülkeler.
Ancak, üretim ve ihracattaki bu "başarım" 30 milyar dolarlık üretim ve ticaretin döndüğü "teknik seramik" sektörüne yansımıyor. Teknik seramik ürünleri nitelikli Ar-Ge'ye dayalı yüksek teknolojili üretim gerektiriyor.
Türkiye'de bu seviyede üretim yapısı yok. Porselen izolatör ve elektro porselen gibi sıradan üretim ve çok küçük miktarda ihracat var. Türk sanayinin genelini kapsayan "yıkıcı" sorun, bu sektörün teknik seramik dalında karşımıza çıkıyor:  Ar-ge'yi, buluşu, teknolojiyi boşlamak!
 
Yıkıcı sorun
Strateji belgesinde şu "acı" tespiti okuyoruz: "Türkiye'de yetişmiş bilim adamlarının mevcudiyetine rağmen, sanayi gelişmemiş olduğu için, teknik seramik ürünlerinin uygulama alanı bulunmamaktadır."
Dikkat ediniz, belge Türkiye'de "gelişmemiş" bir sanayi yapısından söz ediyor. Buradaki gelişmemişlik "nitelikle" ve kolay yatırım tercihleriyle ilgili. Siyasi iktidarıyla, iş dünyasıyla her gün şöyle geliştik, böyle büyüdük diye övünülen bir ülkede sanayi talep etmediği için teknik seramik ürünleri üretilmiyor, uygulama alanı bulunmuyor.
Belgedeki bu tespit Türk sanayinin neden gelişemediğini başka bir yönden de anlatıyor. Teknik seramik ürünleri elektrik, elektronik, savunma, tıp, taşımacılık sanayilerinde kullanılan ara malzemeler. Gelişmiş ülkeler hem bu sektörlere sahip oldukları, hem de sanayi kaynaklı talep nedeniyle bu alana hâkimler. Sadece elektronik sektörünün talep hacmi toplam üretimin yüzde 35'i.
Seramik sektörü bu kulvara girmezse, strateji belgesinin yüksek katma değerli üretim hedefi hayal olabilir. Çünkü yüksek katma değer, yüksek kâr marjı, Ar-Ge ve yenilikçilik fırsatları, sektörün bu dalında mevcut. Anlaşıldığı kadarıyla, teknik seramik, aynı zamanda sektörün diğer alt ürün gamlarında gelişmeyi tetikleyici bir dinamik barındırıyor.
 
Sektörden eleştiri
Sektörün önde gelen çatı örgütü başkanları strateji belgesi ve eylem planını olumlu değerlendiriyorlar. Bazı eksikliklere dikkati çekmekle birlikte, belirlenen sorunların çözüleceğini düşünüyorlar. Ama, farklı düşünenler de var.
Kütahya Porselen AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral aynı zamanda Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası'nın da Başkanı. Belge ve planı eleştiriyor. Bilinenlerin tekrar edildiği metinler olarak değerlendiriyor. Eksik bırakılan, düşünülmeyen sorunlara dikkati çekiyor.
Güral'ın eleştirdiği hususlar strateji belgesindeki bazı çelişkileri de ortaya koyuyor. Meselâ, belgede seramik sektörü ithalata en az bağımlı sektörlerden biri gösteriliyor. Güral'a göre, durum farklı; neredeyse toprağa dayalı hammaddeler dışındaki girdiler ve malzeme ithâl ediliyor.
Teknik seramik konusu da ihmal edilmiş. Strateji belgesinde, bu alan sadece izolatör ve elektro porselenle sınırlı tutulmuş. Güral, bu alanın ileri teknolojili üretim ve ürün bazında belgeye ve plana ilâve edilmesini öneriyor ki, yerden göğe kadar haklı. Seramik dahil, sanayinin çıkarları bunu gerektiriyor.
Sektör, seramik sofra eşyasında Avrupa toplam üretiminden fazlasını üretiyor. Ama ithâlat kapıları ardına kadar, kontrolsüz açık tutulduğu için, ne dış talep yaratabiliyor ne de ihracatını artırabiliyor. İthâlat neredeyse ihracatı katlıyor. Sektörün bir kanadı belgeyi ve planı yeterli bulurken diğer bir kanadı çoğu pratikte yaşanan ancak değinilmeyen sorunların da ele alınmasını istiyor.
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013