Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ [email protected]

Yazı işleri paniklemeden ve en azından bazılarınız ümitlenmeden hemen söyleyeyim. Bu siyasi bir makale değil. İşletmelerde rastladığım bazı yönetici davranışları hakkında bir makale. Zaten makalenin başlığı da açıkça siyasi hiciv olmayan bir şiirden.

İyi bir şiir okuru olduğumu ileri sürecek değilim. Nedense bu zevkim kısır kaldı. Klasik Türk müziği dinlemek, inceleme ve tarihi roman okumak ile meslek gereği okumak zorunda olduğum kitaplardan vakit kalmadı zahir. Buna rağmen hiciv (yergi) şiirini severim. Söz gelimi, Ziya Paşa’nın (Terkib-i Bend –VIII) şiirinde, sanıyorum çoğunuz biliyorsunuzdur bir mısra vardır. Ziya Paşa şöyle diyor:
En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun,
Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?
Bir çok konuda geçerli olmanın yanı sıra örgütsel yaşamımda bu satırlar sık sık aklıma gelirdi. Gerçekten de bazı yöneticiler öyle işler yaparlarken ki herkesi kör ve alemi sersem sandıkları yorumundan başka bir yorum yapamazsınız. Onun için bu hafta herkesin kör ve alemin sersem olmadığı konusunu açıklığa kavuşturmak istedim. Özetle, yönetici dostlara diyorum ki şu aşağıda sıraladıklarımı yapmayın.

1. Bütçe yılı sonu harcama

Malum örgütlerde bölümler, kısımlar bütçe yılı başında program-bütçeler sunarak para isterler. Genellikle bu ‘program-bütçe’ işinde tevazu ve gerçekçilik zaman zaman “çok mal zarara getirmez” düşüncesine yenik düşer ve bütçe istekleri şişer. Nasılsa her istediğimiz verilmeyecek diyerek kaynak talepleri fazlasıyla yapılır. Dönem sonu gelir bir bakarlar ellerinde harcamadıkları kaynaklar kalacak. “Bre aman! Bunu kullandık ne ala kullanmadık seneye isteklerimizi geri çevirirler” diyerek işe koyulurlar. Bir bakarsınız durup dururken eğitim, promosyon, vs., faaliyetlerine girişilir. Bunu yapmayın. Herkes kör, âlem sersem değil.

2. Program-bütçeyi büyük hedeflerini küçük tutmak

Hafızam beni yanıltmıyorsa Nazi Almanya’sının ropaganda işlerinden sorumlu bakanı Goebbels “insafsızca vaat edin” demişti. İşletmelerde bu pek çalışmaz. Kaynak dağılımında yöneticiler patronlardan çok isteyip az vaat ederler. Bu şekilde eğer hedefler patronlara düşük gelirse “emrin olur” deyip yükseltebilir ve şirin görünürler ve de hedeflerin üstüne çıkılınca da böbürlenebilirler. Bunu yapmayın. Herkes kör, âlem sersem değil.

3. Bir yerlerden kısıp bir yerlerden kaçırmak

Rahmetli anneannemin ev bütçesi yönetimi huniye benzerdi. Gaz ocağını yakarken birden fazla kibrit kullanana “müsrif” diyerek kızar sonra gider evde kimsenin yemeyeceği, ayda yılda bir misafire çıkarılmadan bayatlayacak iç fıstığa dünya para harcardı. Sizin anlayacağınız bir taraftan kısar bir taraftan saçardı. İşletmelerde ‘masraf kısmak’ adı altında yapılan bir çok önlem buna benzer. Söz gelimi, “iş seyahatlerinde en ucuz biletle uçulacak” kararı sonucu benim son çalıştığım örgüt olan ITC’nin (ITC UNCTAD/WTO) seyahat masrafları artmıştı. Çünkü bir günde gidilecek yere iki günde gidiliyor, bitap düşen personel bir gece kalacağı yerde işi uzatıp üç gece kalıyordu. Şaka gibi gelecek ama Bolivya’nın Cochabamba kentinde verdiğim bir konferanstan sonra hemen Filipinlerin Manila kentine gitmem gerektiğinde ‘en ucuz’ bilet Cochabamba-La Paz (Bolivya); La Paz-Lima (Peru); Lima-Houston (USA), Houston-New York (USA); New York-London (GB); London-Hong Kong (China), Hong Kong-Manila olarak önerilmişti. Ben de “Ben göçmen kuşa mı benziyorum?” diye sorarak Lima-Amsterdam-Manila hattını önermiş aksi halde iki günlük seyahatin en az bir haftaya çıkacağını ve bunun daha pahalıya patlayacağını anlatmıştım. Böyle yönetmelikler yapmayın. Herkes kör, âlem sersem değil.

4. Fazla yükü atmak

1989 yılında personel komitesi başkanlığı yaptığım University of Massachusetts (UMASS) işletmecilik bölümüne rektör ‘tenured profesör’ yani süresiz kontratlı statüsüyle bir pazarlama hocası önerdi. ABD’nin Virginia eyaleti valisi hanıma öyle bir referans vermiş ki kadın neredeyse suda yürüyecek kanısı uyanıyor. Adayı inceledim. Yayınlarına baktım. İki tane önemli meslek dergisinde iki makalem var diyor ama sayfa numarası vermemiş. Üşenmedim araştırdım. İkisi de makale değil yazı işlerine mektup. İyi mi? Düpedüz sahtekarlık. Virginia’dan bir hoca dostumu aradım. “Aman” dedi “Uzak durun. Akademik olarak boş olduğu gibi berbat biridir. Vali başından atmak istiyor. Onun için harika referanslar yazıyor.” Bizim dekana gittim anlattım ve personel komitesinin “olmaz” dediğini ilettim. O da “Rektör istiyor olmalı. Üstelik validen harika bir referansı var.” dedi. Ben de “Ben yapmam. Yapacak birini bul dedim.” İstifa ettim. Başınızdan atmak istediğiniz iş, kişi, mal, vs. için cilalı referanslar vermeyin. Herkes kör, âlem sersem değil.

5. Hiç yoktan iyidir demek

İşe yeni adam almak zordur. Çoğu kez kadro verilmediği için yeni adam aramak ve işe almak zor olduğu için işe yaramaz adamları kovmazsınız. İşin kötüsü bu kararınızı haklı kılmak için işe yaramaz adama işe yarıyor muamelesi yaparsınız. Bunun sonucu işe yarar adamların performansları da etkilenir moralleri de bozulur. Hiç yoktan iyidir diye işe yaramaz adamları işe yarıyorlar gibi tanıtmayın. Herkes kör, âlem sersem değil.

6. Aynı işi bir kaç kişiye vermek

Bazı yöneticilerin en sinir huylarından biri ‘fikirlerin çarpışmasından hakikat şimşeği çakar’ sözünü yanlış yorumlayıp aynı işi bir kaç kişiye vermeleridir. Aynı işi bir kaç kişiye vermenin fikir çarpışmasına yol açmasının bir garantisi olmadığı gibi bu uygulama genellikle hır çıkarır. Böyle yapmayın. Herkes kör, âlem sersem değil.

7. Güç dolabı çevirmek

Kendinizin veya bölümünüzün örgütün en ‘vaz geçilmez’ kişi veya bölümü olduğunu başka yönetici ve bölümleri karalayarak ispatlamaya çalışmak örgütlerde yaygın bir olaydır. Özellikle patrona yalakalık ve dedikodu yaparak yükselmeye çalışmak sonunda örgütlere pahalıya patlar. Böyle yapmayın. Herkes kör, âlem sersem değil.

8. Havanda su dövmek

Bazı yöneticiler örgütteki yerlerini sık sık incir çekirdeğini doldurmayacak konularda gürültü kopararak korumaya çalışırlar. Bir gürültü bir patırtı koparırlar bir şey oluyor sanırsınız. Toz duman dağılınca bir bakarsınız hiç bir şey değişmemiş. Havanda su döğmeyi etkinlik olarak tanıtan şarlatanlara fırsat vermeyin. Herkes kör, âlem sersem değil.

9. Kasıtlı olarak müphem (belirsiz) talimat vermek

Kesin talimatla beraber bu talimatı verenlere sorumluluk gelir. Sorumluluktan kaçmak için bazı yöneticiler bile bile yoruma açık talimatlar verirler ki sonunda ‘makul inkar’ olanağı doğsun. Talimat verecekseniz açık olmalı ve talimat verdiklerinizin talimatınızı anladıklarını garantilemelisiniz. Müphem talimatlar sorumluluktan kaçtığınız anlamına gelir. Böyle yapmayın. Herkes kör, âlem sersem değil.

10. Gizlilik iddiası yapmak

Bazı yöneticilerin bilgi paylaşma fobileri vardır. Bilgiyi paylaşmazlar. Astları böyle bir bilginin varlığını anlarlarsa da bu sefer şu veya bu isim altında bilginin ‘gizliliğinden’ dem vurarak paylaşmazlar. Bu boşuna bir çabadır. Üç kağıt, yasa dışı falan işler çeviriyorsanız bile sadece sizin bildiğinizi sandığınız şey inanın bir çok kişi tarafından zaten biliniyordur. Bunu da yapmayın. Herkes kör, âlem sersem değil.

Sağlıcakla kalın

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019