Selin Sayek Böke’den kadın söylemi yumuşaklığında eleştiriler
Ankara Sohbetinin bu haftaki konuğu CHP Genel Başkan yardımcısı Selin Sayek Böke. Arkadaşlarımız Canan Sakarya ve Ferit Parlak’ın sorularını yanıtlayan Böke, içinde bulunulan ekonomik durumu değerlendirirken bir yandan açıklıkla olumsuzlukları sıralıyor. Yaşanan durumun “kriz” olduğunu, bunun hükümetin ülkenin ihtiyaç duyduğu ödev ve reformları yapmamasından kaynaklandığını, Merkez Bankası’na örtülü baskı yapıldığını, hukukun işlememesinin olumsuzluğa yol açtığını, yumuşak bir eleştirel şekilde ortaya koyuyor. Çözümün var olduğunu belirtirken, umudun kaybedilmemesi gerekliğini vurgulayarak, “Toplumsal uzlaşı kurulursa ekonomi rayına oturur” görüşünü açıklıyor.
Selin Sayek Böke’nin arkadaşlarımızla sohbetinde yer alan eleştirileri ve değerlendirmeleri şunlar:
-“Koalisyon görüşmeleri Türkiye için kazançtır.” diyen Böke, koalisyon görüşmeleri aslında tek başına önemli bir süreçti, Türkiye için kazanımdır değerlendirmelerini de yapıyor. Bunun nedenini,” Sürekli olarak birbirine muhalefet etmiş iki siyasi partinin ortak çözüm üretme kültürünü yerleştirmeleri açısından önemli bir fırsattı.” diye belirtiyor.
-Böke,“Siyasetçiler sorun değil çözüm üretmelidir” önerisinde bulunuyor. . Vatandaşın sorunlarının her geçen gün daha ağırlaştığını belirterek, “Siyasetçilerin yapması gereken daha çok iş var. Bizim sorun değil çözüm üretmemiz gerekir. Sorunları tespit edip çözüm üretmekle yükümlüyüz” diyor.
-Selin Böke, TL’nin değer kaybetmesine değinirken, iki temelden söz ediyor. Birinin yıllardır yapılamayan reformlar, diğerinin buna eklenen siyasi risk olduğunu söylüyor. Doların toplumsal uzlaşmaya direnç gösterilmesinden bu yıl başından bu yana sekiz ayda TL’nin yüzde 25 üzerinde değer kaybettiğini, doların 3 liraya yükseldiğini, son 5 yılda da TL’nin değer kaybının yüzde 80 civarında olduğunu belirtiyor. Bunun geçici bir durum olmadığını belirterek, “Döviz bir sonuçtur, hükümet ülkenin ihtiyaç duyduğu ödev ve reformları yapmadığı için döviz bu durumda” yargısını dile getiriyor.
-Böke, Merkez Bankasının “Araç bağımsızlığı” olduğunu, AKP uzmanlarının dövizin 3 lira olmasını “rekabetçi” görüp, “Bırakın kalsın” dediklerini, Merkez Bankasına “politik araçlarınıza dokunmayın” örtülü mesajının verildiğini belirterek,” TL’nin şu anda değer kaybediyor olmasının müsebbibi siyasi kararlar ve yapılmayan reformlar. Çözümü Merkez Bankasından beklemek doğru değil” değerlendirmesini yapıyor.
-Böke, dövizdeki yükselişin şirketleri olumsuz etkilediğini belirterek, “Şirketlerimizin öyle bir net döviz pozisyonu var ki, her bir kuruşluk kayıp 1.8 milyar liralık zarar yazıyor. Bu gelişmenin Türkiye’de asıl olumsuzluk yaşanacağı alanın yatırımlar olacağını belirtiyor. Yaşanan gelişmelerin küçülme ve işsizliğe yol açacağını ve reel sektörü vuracağını söylüyor.
-İçinde bulunulan durumun “kriz” olduğunu ama bunun “umutsuzluk” yaratmaması gerektiğinin altını çizen Böke, “Türkiye’nin potansiyeli var ve bu potansiyelle bu tip koşulların daha önce aşabileceğini gösterdi. Ama krizin aşılabilmesi için, onu doğuran koşulların tespiti gerekir.” diyor.
Görüldüğü gibi Selin Sayek Böke, ekonomimizin içinde bulunduğu duruma ilişkin eleştirilerini açıklıkla ortaya koyarken, ülkenin ihtiyaç duyduğu ödev ve reformlarla potansiyeli olan bir ülke olarak bu durumu aşabileceğini, “umutsuzluğa” kapılanmaması gerektiğinin altını çiziyor.