Sel…

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN [email protected]

Anadolu insanı için yağmur berekettir. Üretimdir, verimliliktir. Yağmurun yağmadığı, kuraklığın etkili olduğu yıllarda nasıl bir tablo ile karşı karşıya kalındığı iki yıl önce yaşandı. Kıtlık, açlık olmadı. Fakat sadece tarımsal üretim kaybı 5 milyar doları buldu. Çiftçiler uğradığı zarar nedeniyle borçlarını ödeyemedi, yeni borçların altına girdi. Girdi alamadığı için ertesi yıl daha az üretti, daha az kazandı.

Son bir haftada yaşananlar bir kez daha gösterdi ki, tarım için bu denli önemli olan yağışın, yağmurun ne yazık ki fazlası da zarar veriyor. Özellikle, doğa kurallarını hiçe sayarak dere yataklarını ranta dönüştüren, tarım topraklarını hoyratça kullananlar için bu zararın ağır bedeli var. İstanbul ve Trakya'da bu bedeli suçsuz 32 insan yaşamı ile ödedi.

Aşırı yağışların neden olduğu sel, tarıma da çok büyük zarar verdi. Yüzlerce hayvan telef oldu. Binlerce dönüm tarım alanı sular altında kaldı.

Marmara ve Trakya'da çeltik alanları, hasadı devam eden ayçiçeği tarlaları büyük zarar gördü. Bölgede sebze ve meyve bahçeleri, hayvancılık işletmeleri de zarar gördü.

Bandırma'da tavukçuluk işletmeleri, Manisa'da kurutmalık üzüm, Çanakkale'de meyve bahçeleri, Mersin ve yöresinde  seralar ve açık alandaki sebze üretim alanları, Aydın ve yöresinde incir ve daha bir çok bölgede ürünler zarar gördü. Zararın boyutu milyonlarca lira ile ifade ediliyor.

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, tespit çalışmalarının sürdüğünü ve çıkacak tabloya göre gerekli desteğin yapılacağını söylüyor. Bu tür felaketlerde hükümetin nasıl bir tutum sergilediğini görmek için geçmişe bakmakta yarar var. Karadeniz'de 2004'te don felaketi yaşandı. Fındık üretimi yarı yarıya düştü. Fındık üretim alanlarındaki zarar hükümet tarafından tespit edildi. Don zararının karşılanması için Bakanlar Kurulu kararı da çıktı. Fakat geçen 5 yıllık sürede sadece 2007 seçimi öncesinde bir miktar ödeme yapıldı. Fındık üreticilerinin 80 milyon liralık alacağı 5 yıldır ödenmedi.

Bu tür durumlarda akla gelen ilk önlem çiftçi borçlarının ve Bağ-Kur ödemelerinin bir yıllığına ertelenmesi. Fakat, bu önlem kısa vadede bir rahatlama sağlasa da daha sonra daha büyük sorunlara neden oluyor. Çünkü, çiftçinin bir yıl sonra ertelenen borcu ile birlikte o yıla ait borcunu veya Bağ-Kur primini ödemesi için iki kat para kazanması gerekiyor. Uygulanan tarım politikaları ile bu mümkün değil. Bu yıl zarar gören ürünlere bakılırsa hepsinin fiyatı iki yıl öncesinden daha düşük. Oysa, girdi fiyatı iki yıl öncesinin çok üzerinde. Çiftçi daha 2007 ve 2008'de yaşanan kuraklığın zararını atlatmadan üstüne sel faturası eklendi. Ertelenmiş bile olsa bu borçlar nasıl ödenecek?

Çok daha önemli bir ayrıntı var. Devlet Destekli Tarım Sigortaları Kanunu çerçevesinde devlet, çiftçinin sigorta yapmasını özendirmek ve destek olmak için primin yarısını ödüyor. Fakat, en önemli hasar olan sel sigorta kapsamında değil. Ülkenin değişik yerlerinde hemen hemen her yıl yaşanan sel felaketinin sigorta kapsamına alınması gerekmez mi?

Konunun bir başka boyutu daha var. İstanbul'da selde zarar gören sanayiciler kısa zamanda bir araya gelerek  zararlarını, alınması gereken önlemleri Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan'a sundu. Çağlayan, en kısa zamanda zararların telafi edileceğini söyledi. Sanayici örgütleri üyelerine sahip çıkarken her fırsatta çiftçinin en büyük örgütü olduğunu yineleyen Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin yöneticileri henüz sırça köşklerinden çıkıp selden zarar gören çiftçilere bir geçmiş olsun ziyaretinde dahi bulunmadı. Bölgelerdeki ziraat odalarından gelen derme çatma bilgilerle basın bülteni hazırlanarak medyaya servis edildi. Duyarlılık gösteren medya kuruluşları bu açıklamaya yer verdi. Bir çok basın kuruluşu da görmezden geldi.

Yaşanan sel felaketinde yaşamını yitiren suçsuz yurttaşlara tanrıdan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz. Zarar gören çiftçilere geçmiş olsun dileklerimizi iletirken, bir daha bu tür felaketlerin yaşanmaması dileği ile başta çiftçiler olmak üzere herkesi tarım toprağına sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar