Sektöre yeni renkler

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK [email protected]

Tam 25 yıl önceydi. O gece Nejat Bey’in (Eczacıbaşı) gözlerinde yakaladığım ışıltıyı hiç unutmadım. Evinde, bir masanın üzerine yerleştirilmiş maketin çevresindeydik. Dünyadaki benzerlerini aratmayacak bir konser salonunu heyecanla anlatıyordu bizlere. Ne yazık ki aramızdan erken ayrılacak, sonra da tam bir yılan hikâyesine dönüşecekti bu konser salonunun serüveni.

Önceki akşam, Ayazağa’da, solan günün keyfini ormanların içinde çıkarırken o geceyi yeniden yaşadım. Çeyrek asır sonra onun düşlerini süsleyen yerdeydim. TürkMall’un Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan 49 yıllığına kiraladığı ormanlık alan, bünyesinde bir üniversite ve iş merkezleri de barındıran; konser, müzikal, kongre, eğitim, toplantı, seminer, sergi salonları, yeme-içme mekânlarının bulunduğu geniş kapsamlı bir cazibe noktasına dönüştürülmüştü. Proje alanında yer alan Ayazağa Kasrı, Çinili Köşk ve Süvari Alayı binası da restore edilmişti. 

BTA İcra Kurulu Başkanı Sadettin Cesur’un davetlisiydik. Yeme içme alanında Türkiye’nin en büyük marka ve operasyonlarından biri olan BTA, havaalanları ve İstanbul Deniz Otobüsleri’nde faaliyet gösteriyor, kendisine ait Tadında Anadolu, Cakes&Bakes, Kantin, TickerDaze ve Seferi markaları bulunuyordu. Bu tecrübelerini şehre taşımaya karar vermişler, Uniq İstanbul içindeki 3 bin 300 metrekarelik alanda Foods in the Woods adıyla lezzet dünyasının önemli isimlerini bir araya getirmişlerdi.

Bizler de TickerDaze’de Foods in the Woods’daki kimi restoranların ürünlerinden oluşan lezzet mozaiği bir mönü tadacaktık. Bakın neler vardı: Tadında Anadolu’dan vişne sarma, Antakya zeytin piyazı, zahter, haşlama içli köfte, erikli sebzeli tavuk, kuzu etli şevketi bostan, madımak kavurması, hurmalı incir; Rossopomodoro’dan capresona, carpaccio, l’affetato, Napoli usulü dilim pizza; SusciCo’dan crispy green beans, karides tempura, buharda çin mantısı; Wine&More’dan ahtapot ızgara; Planet Döner’den tandır lavaşında et döner; Cafe Vergnano’dan tiramisu, panna cotta; byTrileçe’den trileçe; Plus Kitchen’dan frozen yoğurt, çıtır kabak tatlısı, chia pudding; Cakes&Bakes’den cheesecake...

Tatlılarımızı ve Rossopomodoro ve Tadında Anadolu’dan peynir çeşitlerini tattığımız, kahvelerimizi yudumladığımız mekân ise, II. Mahmud’un av sonrasında kahvesini yudumlayıp dinlendiği Çinili Köşk’tü. Ortasındaki havuzun fıskiyesinden gelen su sesi, çinilerin harikulade renklerinin ışıltısı ve dostların sohbeti ile uzayan saatler; şehrin tam ortasında olup kenti duyumsamadığımız ender günlerden birisini yaşattı bizlere...

“Lezzet imiş Her Ne Vâr ise Âlemde” (Oğlak Yayınları) diyoruz ya hep. Lezzet peşinde bu kez “Dikkat, mahallede İtalyan var!” sloganıyla yola çıkan Göztepe’deki Due Forni’nin açılışında soluklandık. Due forni, İtalyanca “çift fırın” anlamına geliyor; gerçekten de mekânın tam ortasında İtalya’dan getirilen iki taş fırın bulunuyor.

Due Forni, deniz ürünlerinden yaratılan meze ve yemekleriyle tanıdığımız Misina Balık’ın kurucusu Suat Yılmaz’ın yeni restoranı. Yılmaz, lezzetleri Şef Matteo Bertuletti’ye emanet etmiş. Bertuletti konuklarına klasik İtalyan mutfağının pizza, spagetti, risotto ya da et yemeklerine ek olarak deniz ürünleriyle de zenginleştirilmiş bir mönü sunuyor. 

Göztepe Parkı’na bakan açık ve kapalı toplam 870 metrekarelik alanda konumlandırılan Due Forni’de hizmet sabah kahvaltısı ile başlıyor, gece 24.00’e kadar devam ediyor. Mekândan yalnızca bar olarak yararlanmak da mümkün... Mekânın farklılıklarından birisi de pedagoji eğitimi almış bir bakıcının yönetimindeki çocuk odası.

Due Forni’nin açılmasıyla yeni projesine ağırlık veren Suat Yılmaz’ın 2016’da hayata geçireceği Vappur üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdığını da belirtelim.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar