Sektör uyandı

Can KANTAR
Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

SEKTÖRÜN İÇİNDEN / Can Kantar can.kantar@gmail.com Sigorta sektörünün en büyük derdi tüketiciye kendini yeterince anlatamamış olması. Bu nedenle Bilgilendirme Yönetmeliği ile tüketicinin bilgilendirilmesi ve memnun edilmesi sektörün geleceği için oldukça önemli. Türkiye'de birçok tüketici sigorta konusunda bilgisiz. İnsan bilmediği şeyden korkar, endişe eder. Nitekim de öyle oluyor. Geçmişe baktığımızda da vatandaşların sigortadan sürekli şikayetçi olduğunu görürüz. Bu düşünce ne yazık ki günümüze kadar uzandı. Bana sorarsanız sigorta sektörü bunu kesinlikle hak etmiyor. Fakat yoldan geçen bir vatandaşa, "Sigorta hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sorsanız büyük bir çoğunluğundan şu cevabı alırsınız: "Sigortacılar sigorta yaptırana kadar iyi, hasar olunca ise ödememek için her yolu deniyor." Bunun doğru olmadığını artık hepimiz biliyoruz. Çünkü sigorta şirketinin bir hasar gerçekleştiğinde ödeme yapabilmesi için önce suiistimalleri araştırması gerekiyor. Eğer hasarlarda bir suiistimal durumu yoksa ödemeler zaten çok kısa bir sürede gerçekleşiyor. Bugüne kadar yazılarımda sigorta sektörünün tüketiciye reklam yoluyla ulaşmasında önemli sorunlar olduğunu dile getirmiştim. Çünkü sigorta sektörü reklamlarda prestiji ön planda tutuyordu. Bu reklamlarda kullanılan beylik laflar ya da sigorta yaptırmasını istediğimiz kesimin anlamayacağı dilden verilen mesajların sigorta şirketlerine hiçbir fayda sağlamadığını gördük. Fakat son günlerde TV'lerde dönen iki reklam eminim tüketicilerin de dikkatini çekti. Anadolu Sigorta ve Aksigorta'nın televizyonlarda yayınlanan reklam filmleri oldukça başarılı. Aksigorta farklı bir yönden yaklaşıp çok güzel bir reklam filmi hazırlamış. Başarılı reklam kampanyaları Anadolu Sigorta'nın reklamları da ondan geri kalmıyor. İşte uzun bir süredir benim de reklamlarla ilgili söylemek istediklerim aslında buydu. TV reklamlarının tüketiciyi korkutmadan, korkutacaksa da bunu esprili bir dille yapması işin en önemli kısmıydı. Reklamda kullanılan şeker bir bebek ve sempatik bir köpek öğesi bence süper olmuş. Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su ile bir araya geldiğimizde duygularımı kendisiyle de paylaştım. Artık insanlara başına gelebilecekleri hatırlatmakta fayda var. Çünkü bizler toplum olarak gerçekten kolay unutuyoruz. Reklama istatistiklerin eklenmesi de gerçeklik boyutunu oldukça artırmış. Mustafa Su, "Tamam başarılı bir reklam ama, biz çikolata reklamı gibi sonrasında gidip vatandaşın bakkaldan aldığı bir ürün değiliz. Sigorta hâlâ talep edilen bir üründen ziyade satışı yapılan bir ürün. Bu nedenle reklamlardan kısa süreli bir geri dönüş olmasını beklemiyoruz. Ama bütün satış ekibini seferber ettik, reklamın etkisi geçmeden hızla tüketiciye ulaşmamız gerekiyor" diyor. Bence Anadolu Sigorta ve Aksigorta sektörde az sayıda kalan yüzde 100 Türk sermayeli şirketlerden. Ve misyonlarını fazlasıyla yerine getiriyorlar. Benim buradan diğer şirketlere mesajım şu: "Hazır nasıl olsa yapan var demeyelim, reklamın maliyetinin yüksek olduğunu biliyoruz. Bir iki şirketin bunun altından kalkmasını beklememeliyiz. Bu nedenle lütfen pamuk eller cebe." Film macaristan'da çekildi Bu arada Anadolu Sigorta'nın reklam filmini hazırlayan ekibi de kutlamak gerekir. Sektörün ihtiyacı olan mesajları bulup, bunu hafif korkutarak, biraz da esprili bir dille izleyiciye aktarılması oldukça başarılı olmuş. Bu arada edindiğim bir diğer bilgi ise evin su basması ile ilgili reklam filminin çekimi, o boyutta bir su tankı ülkemizde bulunamadığı için Macaristan'da çekilmiş. Kaza Tespit Tutanağı başarılı Kaza Tespit Tutanağı ile ilgili son verilere baktığımızda günde 1000 verinin sisteme girdiğini görüyoruz. Bu büyük bir başarı. Çünkü bu rakamlar gösteriyor ki her iki kazadan biri anlaşarak olay yerinden ayrılmış. Bence bu Türk toplumunun ne kadar zeki ve yeniliklere açık olduğunun da bir göstergesi. Sektörde uygulamanın bu noktalarda başarılı olacağını tahmin etmiyorduk. Bu sonuçlar herkesi yanılttı. Böyle yanılmaya can kurban... Bu arada basında çıkan olumsuz haberleri de kınadığımı söylemem gerekir. Yok anlaşamamışlar, kavga etmişler, yok polis müdahale etmiş, biber gazı sıkmış. Al işte sana anlaşma vb. haberleri eldeki verileri hiçe sayıp vatandaşa medya yolu ile ulaştırılmasını hiç doğru bulmuyorum. Bunlar münferit olaylar. Dünyadaki uygulamalarında bunlardan daha fazlasıyla karşılaşılmış. Bu nedenle benzer haberleri fazla dikkate almadan gelinen noktadaki başarıları konuşmamız daha doğru olur kanısındayım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar