Sektör körlüğünü aşın
Türkiye’de iş dünyasında bir sektör körlüğü var. Herkes kendi sektörünün gerçekleri ve kuralları içinde rekabet etmeye çalışıyor. Varsayımları sorgulamadan, kalıpları kırmayı düşünmeden rekabet etmeye çalışıyor.
Sektörel düşünce nedir?
Siz hangi sektördeyseniz, o sektördeki yerleşik rakipleri takip ediyor, hep birlikte aynı fuarlara katılıyor, aynı meslek örgütü toplantılarında yer alıyor, hep birlikte aynı teşviklerden faydalanıyor, hep aynı teamül ve kabuller içinde kalıyorsunuz. Buna sektörel düşünce diyoruz. Sektörel düşünce öngörülebilir ve belirgin kalıplar ortaya koysa da bu kalıpların içinde kalmak size aslında zarar veriyor olabilir. Ne demek istiyorum?
Öncelikle kendi sektörünüzde birkaç rakibe odaklanarak, benchmarking yapmak, onlara göre strateji ve taktikler belirlemek bir tünel vizyonuna (tunnel vision) yol açıyor. Onlar da aynı şeyi yapıyorlar. Tıpkı bir tünelin ucundan bakıyor gibi, o tünelde yer alan rakipleri görüyor, o tünelde yarışıyor, çıkışa ilk ulaşan firma olmaya çalışıyorsunuz. Oysa, yıkıcı teknoloji ve değişim dünyası, inovasyona dayalı farklı iş dizaynları, iş modelleri, alternatif ürün ve hizmetler ile yeni rakipleri oyuna sokuyor ve siz bunun farkına varmıyorsunuz.
Bu çok tehlikeli bir eğilim zira o tünelde hep birlikte benchmarking ve operasyonel iyileşme ile yarışırken, büyük resmi gözden kaçırıyorsunuz. Birileri tünelin dışında, siz farkına bile varmadan sizden çok daha hızlı ilerliyor. Değer göçü dediğimiz, müşteri istek ve ihtiyaçları çerçevesinde ortaya çıkan yeni iş modelleri, eski firmalar arasında değil, eskilerden yeni kurulan firmalara doğru akıyor.
Sektör körlüğünü aşmak gerek
Rekabette, sadece sektör içi yerleşik firmaları, sektör kabullerini baz almak tehlikeli. Yıkıcı teknolojiler ve yeniden şekillenen pazarlar ışığında kendinize sormanız ve cevap aramanız gereken sorular şunlar: Önümüzdeki beş sene içinde, bizim sektörümüzde en önemli rakipler kimler olacak? O rakiplerin iş dizaynları, iş modelleri, ürün veya hizmetleri bizimkinden ne kadar farklı olacak? Yeni oluşmaya başlayan iş dizaynları ve modelleri ile ürün ve hizmetlerden hangileri daha üstün müşteri performansı ya da tasarruf sağlıyor olacak?
Örneğin bundan 8-10 sene evvel, geleneksel otomobil üreticileri, elektrikli araçlar ve onların getirdiği iş dizaynlarını öngörebilmiş olsalardı, bu yarışta geri kalmayacaklardı. Avrupa firmaları, Amerikan ve Çin firmalarının gerisinde kalmamış olacaklardı. Muhtemelen büyük cirolar, tatmin edici satış adetleri, istikrarlı büyüme dönemleri ile uyuşarak, kafalarını kaldırıp tünel vizyonundan çıkmayı başaramadılar. Sektörün hâkim inanç ve kabulleri, tehlikeyi görmelerine izin vermedi. Şimdi bu yeni rakiplere karşı zorlanıyorlar.
Sorgulayın ve kalıpları kırın
Sektör körlüğünü aşabilmeniz için, ilk şart yönetim kurulu ve genel müdür pozisyonlarının “bizde işler hep böyle yapılır” demeyen kişilerden oluşmasıdır. Bakın tam da bu noktada radikal bir öneri yapıyor ve sektör deneyimine sahip kişilerden uzak durun diyorum! Bilhassa bağımsız yönetim kurulu üyelerinizden sektör dışı deneyimler bekleyin. Yaygın uygulamanın tersine şirketinizin yönetiminde, sektörel körlüğün dışından gelen birileri olmalı.
İkincisi, kendi sektörünüzün organizasyon ve fuarları haricinde müşterilerinizin organizasyon ve fuarlarına, konferanslarına katılın. Onların istek, ihtiyaç ve sıkıntı noktalarını anlayın. Sektörel düşünce yerine müşteri düşüncesine hâkim olun. Son olarak, iş dizaynınızı farklılaştırın. Bu inovatif düşünce ile olur. Sektör kabullerini sorgulayın, dışlayın. Müşterilerinizi anladığınızda ve dönüşüm için gerekli liderliğe sahip olduğunuzda, cesaretle yeni iş dizaynları, iş modelleri ve ürün inovasyonlarını uygulamaya alın.