Seksi kadın görüntüleri yerine gerçek taraftarlar
Dünya Kupası öncesinde“This Fan Girl” (Bu Taraftar Kız) başlıklı bir platform çalışmalarıyla dikkat çekti.“ This Fan Gir”l ünlü fotoğrafçı Amy Drucquer ve ekibi tarafından kadın taraftarlar için yaratılan online bir proje. Ekip, Birleşik Krallık’ta maç öncesinde stadyumlardaki genç, yaşlı kadın taraftarların fotoğraflarını çekiyor. İnternette arama motorlarının aşırı seksi, genç, güzel ve beyaz kadın taraftarları öne çıkarttığını söyleyen grup bu yaklaşıma meydan okuyor. Drucquer amacını şöyle özetliyor: “Biz bu projeyi kadın futbolseverler için görsel bir belgesel olması amacıyla yarattık. Medyada kadın taraftarların yansıtıldığı resim hiç de gerçeği aktarmıyor. Takımlarını gerçekten seven ve destekleyen kadınlar iyi günde de kötü günde de takımlarını destekler.”
This Fan Girl, Dünya Kupası döneminde#WeAreFemaleFans” (Biz kadın taraftarlarız) başlıklı bir kampanya yürütecek. Wembley satadyumunun önünde farklı kadın taraftarlarla çekilmiş görüntüleri paylaşarak, arama motorlarında onların öncelikli olarak çıkmasını sağlayacak.
Yahoo Messenger'da veda ediyor
Masaüstü bilgisayar kullanımı düşüyor. Mobil cihazlar ve uygulamalar yaygınlaşıyor. İnternet bağlantıları hızlanıyor. Bunun doğal bir sonucu olarak, Web 1.0 ve Web 2.0 döneminin uygulamaları da yavaş yavaş ortadan kalkıyor. WhatsApp, Snapchat, ve sosyal mecraların Messenger benzeri ıuygulamaları karşsında direnemeyen. AoL 2017 sonunda Instant Messenger’ını kapatmıştı. 20 yıllık Yahoo Messenger da 17 Temmuz’da veda etmeye hazırlanıyor. Böylece bir dönem kapanmış oluyor.
Orhan Baba bir deodorant reklamına ne kadar uygun?
Türkiye’nin en tanınmış starlarından Orhan Gencebay bir süredir terli insan avcılığı yapıyor. Otobüste, asansörde koltuk altları sırılsıklam olmuş kişileri bulup onlara Rexona kullanmalarını tavsiye ediyor. Ülkemizin kişisel hijjyen alışkanlıklarında sorunlar olduğu malum. Öte yandan, “Terle savaşın Orhan Baba’ya kalmış olması ne kadar uygun? Yıllarca uğraşarak yarattığı karizmatik imajı sarsılıyor mu acaba?” benzeri sorular geliyor akla.
Reklamı , şöhret-marka ilişkisi açısından değerlendirelim ve sorular soralım.
1. Gencebay, hedef kitleyi harekete geçirme gücüne sahip mi?
Orhan Gencebay, tüm sosyo-ekonomik ve yaş gruplarunda tanınan bir star. Sanat hayatına başladığından beri, kendisini “harbi” bir kişi olarak konumladı. Ağıbaşlı, güvenilir ve olgun bir karakter olarak algılandı. Şimdi bu kredisini Rexona markası için kullanıyor. O değişmez ağırbaşlı tavrıyla bir deodorant tavsiye etmesi filme absürd bir komedi unsuru katıyor. Filmi izlenir kılıyor. Mesajı net olarak veriyor.
2. Gencebay marka kimliğine uygun mu?
İlk bakışta hayır. Ürünün hedef kitlesi genç. Gençlere yönelik iletişimde, reklam dünyası genellikle genç yıldızları tercih eder. Ancak, Gencebay, kült bir sanatçı. Her eğlenceli ortamda mutlaka bir Gencebay şarkısı olur. Genç yaşlı herkes bir arada onun şarkılarını söyler. Birleştiren ve tüm gruplarda karşılık bulan bir sanatçı. Orhan Baba tavrıyla bir bilen olarak konuşması iletişime renk katıyor.
3. Gencebay ürün faydasını ikna edici bir biçimde sunuyor mu?
Durumun absürdlüğü ve yarattığı komik efekt, ürünü başrole yerleştiriyor. Orhan Gencebay’ın cümleleri, mimikleri filmi izlenir kılıyor. Ürün faydasına dikkat çekiyor ve akılda kalmasını kolaylaştırıyor. Özetle, Gencebay’lı Rexona reklamı diğer reklamlar arasından sıyrılıyor, mesajı veriyor, akılda kalıyor ve markanın bilinirliğine katkıda bulunuyor.