Şekercinin tadı kalmadı, çareyi yurtdışında arıyor
Barcelona’daki gururumuz Arda Turan, dünyaca ünlü kalp ve damar cerrahı Mehmet Öz, türkücü İbrahim Tatlıses, MFÖ’nün Özkan’ı, Muhteşem Yüzyıl’ın Süleyman ve Hürrem’i... Hatta ABD’li ünlü model Cindy Crawford...
Bu isimleri bir araya getiren ihracatçıların tanıtım grupları. Kimine yüzbinlerce dolar verildi, kimine milyonlarla ifade edilen rakamlar...
Hepsinin ortak görevi Türkiye’nin portakalını, ayakkabısını, çantasını, kayısısını dünyaya tanıtmaktı. Kimi tanıtım grupları başarılı oldu bu çalışmalarında, kimi de hüsrana uğradı. Sonuç olarak 2010’dan bu yana büyük ilgi gören sektörel tanıtım grupları mart ayında kapatıldı. Sebep olarak ise ‘işlevsizlik’ gösterildi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) bünyesinde 15 tanıtım grubu yer alıyordu. Bunlar arasında tanıtımı az, başarısı çok olan ender gruplardan biri de Şekerli Mamuller Tanıtım Grubu’ydu. Ancak TİM’in “hepsini kapat” kararıyla kepenk indirdi.
En büyük artış Latin Amerika’da
Peki kısaca Şekerciler olarak adlandırılan Şekerli Mamuller Tanıtım Grubu başarılı mıydı?
Bunun yanıtını rakamlar veriyor. Örneğin birkaç yıl öncesine gidelim. Komşuları Irak ve Suriye ile ilişkiler gerilirken, Avrupa Birliği ile sorunlar yaşanırken, Kuzey Afrika’da devrimler olup biterken, Körfez ülkeleriyle güzel günler geride kalırken, Rusya ile kriz üzerine kriz yaşanırken elbette ihracat da olumsuz etkilendi. Yeni pazar arayışıyla Türk şirketler Doğu Avrupa’ya, Sahra Altı Afrika’ya, Latin Amerika’ya yöneldi. Hatta Türk dizileri de bu yolda büyük başarı sağladı ve Latin televizyonlarının vazgeçilmezlerinden oldu kısa sürede...
İstanbul Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete’ye göre dünyada ürün satmak her geçen gün daha da zorlaşırken yeni pazar teknikleri ve fuarlar ihracata büyük katkı sağlıyor. İhracatçıların katıldığı yurt dışı fuarların etkilerini yavaş yavaş görmeye başladıklarını kaydeden Mete, “Örneğin şekerlemede Arjantin büyük bir artış sağladı. 2016'da bu ülkeye ihracatımız 470 bin dolarken, 2017'de 2 milyon 39 bin dolara çıktı. Arjantin'e iyi bir alım heyeti yaptık. 2015’te 108 bin dolarlık satış yaptığımız Ekvator’a ihracatımız yüzde 388 yükseldi ve 530 bin dolara çıktı. Kolombiya 1.3 milyon dolardan 3.3 milyon dolara fırladı. Bu rakamlar düşük gibi görünse de artış hızları önemli. Gana’ya gittik 1.2 milyon dolarlık ihracat bir yılda yüzde 148 arttı ve 2.1 milyon dolara çıktı. Belirlediğimiz hedef ülkelerden güzel sonuçlar almaya başladık. Şekerleme Tanıtım Grubu bizim için bütçesel anlamda da hareket kabiliyeti anlamında da çok önemliydi...”
5 milyar dolarlık şirket alımı yaptılar
Tanıtım gruplarının kapatılmasıyla bütçe sıkıntılarının oluşmaya başladığını ve fuarlara gitmekte zorlandıklarına vurgu yapıyor Mete. Bir öneri de de bulunuyor: “Birliklerin yeniden yapılanması, tanıtım gruplarının nezdinde çikolata, şekerleme, unlu mamuller ve bakliyat gibi ayrıştırılırsa o zaman Türkiye Çikolata Şekerleme İhracatçıları Birliği olarak gidebiliriz. Ayrıca ihracatçılar olarak Türkiye’deki birçok ürünün ön plana çıkarılmasıyla katma değeri artırabiliriz. Şanlıurfa’nın biberi, Rize’nin çayı, Malatya’nın kayısısı gibi özel ürünlerimizin hepsi için ayrı ayrı Ar-Ge ve tanıtım faaliyetleri yapılmalı. Marka değeri olan yüksek katma değerli ürün ihracatı için bu çalışmaları yapmamız şart. Yoksa fındık örneğinde olduğu gibi yabancı firmalar bizden aldığı ürünleri katma değerli hale getirerek bizim ürünlerimiz üzerinden dünyadan para kazanmaya devam edecek.”
Mete ile sohbetimizde konu Türk firmalarının yurtdışında başlattıkları marka alımlarına geliyor. Sadece Yıldız Holding, ABD ve İngiliz 3 markayı 4 milyar dolara aldı. Diğerleriyle birlikte rakam 5 milyar dolara ulaşıyor. Yani en büyük yurtdışı şirket ve marka alımlarını yine şekerciler-çikolatacılar yaptı. İtalya’da, Hindistan’da marka alan, yeni yatırım yapan Türk şirketleri bu alımları küreselleşmenin gereği olarak yapıyor. Ancak diğer önemli sebep ise Türkiye’de yaşanan ‘resmi’ zorluklar.
Mete, ihracatın artmamasının, bürokratların özel sektörün taleplerini ve özellikle İhracatçı Birlikleri’nin görüşlerini dikkate almamasından kaynaklandığını dile getiriyor.
İhracat 9 yılda sadece 11 milyar dolar arttı
Sözlerini “İş dünyası her zamankinden daha fazla devlet ve bürokrasinin desteğine ihtiyaç duyuyor. Batılı ülkeler kendi sanayisini ihracatını artırmak için her türlü aksiyonu alıyor, gizli destekler veriyor, yüzde 40’lara varan örtülü tarımsal ürünlere destekler var. Batılılar ülkesinin menfaati için her şeyi yapıyor, biz olması gereken işlerde bile engellerle karşılaşıyoruz. İngiltere’de, ABD’de, İtalya’da şirket alımları bu nedenle artıyor. Oralarda böyle sıkıntı yaşamıyorlar. Yeni satın almalar da eklenecek ve artacak” diye gerekçelendiriyor.
Türkiye, 2023 için 500 milyar dolarlık ihracat hedefi koydu.
Bu hedefin konulduğu tarih 2008... Yani 9 yıl geçti bile...
Kaldı 6 yıl... 2008’de hedef konulduğunda ihracatımız 132 milyar dolardı.
2016 ise 143 milyar dolarla kapandı. 9 yılda sadece ve sadece 11 milyar dolar artan ihracatın 6 yılda 357 milyar dolar artması için hala çaba sarfedilirken, yeni pazarlar arayan birliklerin de önü tamamen açılmalı.