Şehirler gelecekte kendi kaderlerini yönetecek

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

FAB City 2011 yılında hayata geçirilen yeni bir şehirleşme modeli. Amacı, yerel olarak daha üretken, küresel olarak birbirleri ile daha fazla bağlantı içinde, kendi kendine yetebilen şehirler yaratmak.

Proje; Katalonya Gelişmiş Mimari Enstitüsü (IAAC) ve MIT Bits & Atome Center’ın desteklediği Fab Foundation (Fab Vakfı) tarafından başlatıldı.

FAB Vakfı; sanatçı, biliminsanı, mühendis, eğitimci, öğrenci, profesyonel, amatör her yaştan ve 78 ülkeden insanı bir araya getirip birlikte çalışmalarını, yaratmalarını sağlayan ağlar kuruyor. Bir tür laboratuvar gibi çalışan bu ağların sayısı 1000'e ulaşıyor. Toplumsal konulardan, ileri seviyede bilimsel araştırmalara kadar farklı çalışmaların yapıldığı laboratuarların hedefi ortak: Herkesin inovasyon için gerekli olan araçlara ulaşmasını sağlamak.

Dolayısıyla bu ağlar, imalat merkezi, eğitim kampüsü veya araştırma laboratuarı olarak çalışıyor.

FAB City de, "küresel altyapı ve bilgi kaynağı" sunan bu büyük ağ içinde geliştirilen bir proje. Amacı; yaşam tarzından iş yapış modellerine kadar şehir yaşamını tamamen değiştirmek.

Projeyi Avrupa, ABD, Çin ve Hindistan'dan 18 şehir destekliyor. Barselona, Boston, Cambridge, Kerala, Georgia, Amsterdam, Paris, Toulous, Butan, Sacramento, Brest bu şehirlerden bazıları.

Yerel olarak daha üretken şehirler

Peki FAB City nasıl kurulacak? Bugün dünya nüfusunun çok büyük bir bölümü şehirlerde yaşıyor. Değişim şehirlerde yaratılıyor. Dolayısyla 21. yüzyılın sosyal ve çevresel sorunlarının çözümleri de şehirlerde üretilecek. FAB City'nin amacı, yerel olarak daha üretken, küresel olarak birbirleri ile daha fazla bağlantı içinde, kendi kendine yetebilen şehirler yaratmak. Proje; yazılımcıları, fikir liderlerini, şehir planlamacılarını, yaratıcıları, sanatçıları bir araya getiriyor.

Projeyle, ”Ürün Girişi - Atık Çıkışı" (PITO-Products In Trash Out) modelinin hakim olduğu şehirlerde radikal bir dönüşüm başlatarak, "Veri Girişi- Veri Çıkışı" (DIDO-Data In Data Out) olarak tanımlanan yeni modele geçilmesi hedefleniyor.

Bu yeni model şu anlama geliyor: Geri dönüşümden elde edilen malzemelerin kullanımı ve yerel ihtiyaçlara cevap verecek yerel inovasyonla, üretimin büyük bölümü şehir içinde gerçekleştirilecek. Bu yeni modelde şehirler sadece "veri" ihracatı ve ithalatı gerçekleştirebilecek. Yani bilgi alacak, tasarım satacak; ya da kod alacak, bilgi satacak...

FAB City olabilmek için, şehrin nasıl çalıştığına yönelik çok net bir bilgi oluşturulması gerekecek. Projenin geliştirilmesi ile birlikte, çok daha iyi veri toplama ve veri analizi sistemleri kurulacak.

Yerel üretimle küresel etki yaratılacak

FAB City vatandaşları, kendi kaderlerini yöneten insanlardan oluşacak. Daha dayanıklı ve ekolojik bir sistem içinde yaşayacaklar, malzeme ve enerji tüketimleri ciddi boyutta azalacak.

Bunun mümkün olması için, şehrin yerel olarak üretken olmasının yanı sıra, küresel anlamda da ekonomik ve sosyal veriye ulaşabilmesi; şehirler ve insanlar arasında işbirliklerinin süreklilik kazanması; bilimsel verinin paylaşım içinde olması gerekecek. Böyleve bilgi ekonomisi ile ilgili yeni iş modelleri, meslekler ve teknoloji çözümleri yaratılacak. Yerel üretimle küresel etki yaratılacak. Bilgi ve iyi model paylaşımı içinde olan küresel şehirler ağı; vatandaşlar, şirketler, eğitim kurumları ve hükümetler için yeni kentsel çözümler sunacak. Yerel ağlar ve üretim merkezleri, küresel tedarik zincirleri ağına bağlanacak, iyi uygulamalar ve veri paylaşımı içinde olacak. Bazı örnekler şöyle sıralanıyor:

- Dağıtık enerji üretimi: Temiz enerji üretiminde yerel olarak hayata geçirilecek verimlilik iyileştirmeleri ile, enerji dağıtımında önemli değişimler gerçekleştirilecek. Dağıtık şebekeler, ev ve işyerlerinin enerji, su ve kaynak dağıtımını temelden değiştirecek.

- Yeni bir ekonomi için kripto para: Şehirler kendi ticaret piyasalarını kuracaklar. Blockchain ve benzer teknolojiler üzerinden kendi para ve değer sistemlerini oluşturacaklar. Bu piyasalar küresel ekonomi ile bağlantı içinde olacak.

- Gıda üretimi ve kentsel permakültür: Permakültür, doğal ekosistemlerin çeşitliliğine, istikrarına ve esnekliğine sahip olan tarımsal olarak üretken ekosistemlerin bilinçli tasarımı ve bakımlarının sağlanması anlamına geliyor. Kentsel çiftçilik deneyimsel yaklaşımdan çıkıp, büyük bir altyapı kazanacak. Şehir içinde ve komşu şehirlerde gerçekleştirilen yerel gıda üretimi kapalı bir döngü sistemi yaratacak.

- Geleceğin eğitimi: Eğitim sistemi yeniden tasarlanacak; yerel ihtiyaçlara çözüm üretecek bir sistem inşa edilecek. Teknoloji önemli bir rol üstlenecek.

- Döngüsel ekonomi yapısı kurulacak: İthal edilen ürün, gıda ile su ve enerji gibi doğal kaynak miktarı azaltılacak. Gerekli malzemelerin üretimi için hammaddelerin geri dönüşümü önem kazanacak.

- Sivil toplum ve hükümetler arasında işbirliği artacak: Yerel hükümet ve sivil toplum kuruluşları, start-up’lar, üniversiteler ve diğer organizasyonlar, şehirlerin ve vatandaşların güçlenmesini destekleyecek yeni kültürel değişimler için birlikte çalışacaklar.

Hedef 2054

Tüm bu girişimlerin, dijital üretim, binaların eneji dönüşümü, akıllı enerji ağları, elektrikli ulaşım, akıllı altyapılar, şehir tarımı gibi teknolojilerle desteklenmesi gerekiyor. Yaratılacak yeni dijital ekonomide insanlar kendi verilerini kontrol edebilecekler. Bu sürece; “vatandaş temelli altyapı” ismi veriliyor. FAB City girişimi tüm şehirlere açık. Hatta herkesi, daha insani ve yaşanabilir bir dünya yaratmaya davet ediyor. Şehirlerin kendi kendine yetebilir konuma gelmesi için belirlenen hedef tarih ise: 2054.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar