Şehir efsaneleri
Otomotiv pazarı iki hafta için toz duman olunca sektörden gelen haberler arasında çok ilginç dedikodulara da rastlanır oldu. Bu karışıklığın ortasında bazı duyumları ileriye yönelik değerlendirmeye almak gerekirken, bazıları hakkında ise oldukça dikkatli davranmak gerekiyor. Öncelikle içinde bulunulan bu durumda, önümüzdeki bir-iki haftanın, geride bıraktığımız iki haftaya oranla daha durgun geçeceği kesin. Bir anlamda, piyasa önümüzdeki 10 gün sindirmek, soğumak amacıyla biraz yavaşlayacak. Toz duman dağılınca her şey yerine oturacak, görüş mesafesi artacak. Sıra soğukkanlı hesap yapmaya gelecek. İlk olarak fiyat ayarlamaları.
Dövizin bugünkü seviyesi tüm firmaları zam yapmaya zorluyor. Ancak yapılan zamlar oldukça düşük oranlı. Herkes birbirini kolluyor. A firması zam yaptığı anda B firması da fiyatını ona göre uyarlıyor. Zararı azaltmak amacıyla birkaç puanlık artış daha görürsek kimse şaşırmasın.
Fiyat kadar araç temini de büyük önem taşıyor. Zira, şu an piyasadaki otomobil alıcısı, “bilinçli alıcı” tanımına girmiyor. Bayilerde, ‘x’ modelini soranların sırf alım yapmak için ‘y’ modeli için ödeme yaptığı belirtiliyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde tüketici talebine hızlı cevap verebilen, tedarik zincirini sağlam kuran firmaların satışları artacak.
Bu arada bayilerin arasındaki fiyat farklılıkları da giderek artıyor. Bazı satıcıların bekleme sırasında öncelik tanımak için müşterilerden ekstra para talep ettikleri, bazılarının ellerindeki bir aracı hemen teslim etmek için iki üç alıcıyı deyim yerindeyse birbirine tokuşturarak, ekstra kazanç elde etmeye çalıştıkları biliniyor.
Ana firmalar bu gibi durumlara kesinlikle müdahil olmuyor. Ancak, hoş karşılamadıkları böyle eylemlerde bulunan bayileri ile ilişkilerine farklı bir gözlükle baktıkları da bir gerçek.
İşin bayi ayağında ise durum biraz farklı, araç bulma, müşteri kaybetmeme konusundaki dans orada biraz daha hareketli. Her bayi, hem kendi markaları içindeki meslektaşlarını hem de rakiplerinin ne yaptığını oldukça dikkatli izliyor. Bununla birlikte bazı bayiler, ana firmaların araçları zamlı satabilmek adına millileştirme prosedürünü yavaşlattıklarına yönelik şikayetler de geliyor.
Nisan ayı otomotiv sektörü açısından en azından belirsizliğin kalkması adına önemli bir dönem olacak. Bu ay sonu itibariyle, sektörde bolca konuşulan, “Abi, adam LPG’li bir taksi almaya geldi. Ucuzladı diye Mercedes aldı” gibi şehir efsaneleri de sona erecek.
Ancak, sektörün geleceğine yönelik kalıcı tedbirler hakkında ne gibi önlemler alınacağı ise herhalde IMF görüşmeleri sonunda netlik kazanır.