Şehir efsaneleri ve bürokrasi 30 milyar dolar kaybettiriyor
Üretimi geliştirmek ve ihracatı artırmak için çalışan madencilik sektörü, yanlış algı ve bürokrasiden şikayetçi. TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, “Yeraltı zenginiyiz ancak bürokrasi ve yanlış algılar yüzünden milyarca dolarlık potansiyelden ülkemiz mahrum bırakılıyor” dedi.
Geçen yılı yaklaşık 6,5 milyar dolarlık ihracatla kapatan maden sektörü, hedefini 30 milyar dolar olarak belirledi. 30 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştiren sektörlerinin başında gelebileceklerini söyleyen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB Başkanı Rüstem Çetinkaya, Türkiye’nin dünyada bulunan 90 maden tipinden 80’ine sahip olduğunu söyledi. Çetinkaya, “Madencilik zengini bir ülkeyiz.
Türkiye’de madenciliğin toplam gayri safi milli hasıladan aldığı pay yüzde 1,3. Bu oran, madencilik zengini ülkelerde ortalama yüzde 7. Yıllar içinde değişmekle birlikte Çin’in yüzde 23, Rusya’nın yüzde 7, Avustralya’nın yüzde 9, ABD’nin yüzde 7, Kanada’nın ise yüzde 5. Eğer biz de bu payımızı dünya ortalamasına çekersek 42 milyar dolarlık ihracata imza atabiliriz. Yüzde 5 seviyesini dahi yakalasak, 30 milyar dolardan fazla ihracat yapabiliriz” dedi.
"Çin’e blok satıp işlenmiş ürün almıyoruz"
Ülkenin gelişimi için madenlerin çok büyük önem taşıdığına dikkat çeken Çetinkaya, bir yandan da madenler üzerinde oluşturulmaya çalışılan olumsuz algıya karşı kamuoyuna doğru bilgileri aktarmak için mücadele ettiklerini söyledi. Madenler ve madenciler hakkında doğru bilinen birçok yanlış olduğunu kaydeden Çetinkaya, bunların en başında ise ‘ÇED gerekli değildir’ konusunun geldiğini söyledi.
Madenler hakkında bilinen bir diğer yanlışın ise ‘Çin’e blok mermer satıyoruz, işlenmiş ürün olarak geri alıyoruz’ konusu olduğunu söyleyen Rüstem Çetinkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çin bir tek Türkiye’den değil dünyanın her tarafından sadece ve sadece blok mermer alıyor. Çünkü işlenmiş ürün üzerinde çok yüksek vergi var. Çin’in bizden blok mermer alıp, işleyip geri satması gibi bir durum yok. Bu da tam bir şehir efsanesi. En ufak bir gerçekliği olmayan bir konu. Çinlilere sattığımız malzeme bize geri gelmez. Çin aldığı ürünün neredeyse tamamını ülke içinde kullanıyor.”
"Elektrikli araç ve temiz enerji için maden şart"
Bürokratik kaos ve maden üretimi konusunda oluşturulan yanlış algı yüzünden her yıl 30 milyar dolar kaybettiklerini ifade eden Çetinkaya, madencilerin kamuoyunda oluşan yanlış bilgiler nedeniyle zorlandığına vurgu yaptı. Çetinkaya sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğer madenlerimizi çıkaramazsak bunları ithal etmek zorunda kalacağız. Gelecekte daha fazla madene ihtiyaç duyulacağı da hesaba katılırsa ülkemize çıkacak faturanın büyüklüğü gözler önüne serilecektir. Yeşil dönüşüm için de aynı şey geçerli. Yeşil dönüşüm için kritik mineraller çok büyük önem taşıyor. Yani fosil yakıtları terk edip, elektrikli araçlara geçmek için de madenlere ihtiyaç duyuluyor. Yeşil enerji, madenler üzerine kurulacak ve yeşil enerjinin kalbinde madenler yer alacak. Madenleri kabul ederek, çevre ya da maden arasında bir tercih yapmadan, yol almamız gerekiyor.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın raporuna göre; lityum, kobalt, grafit, nikel, bakır, alüminyum gibi madenlerin kullanımı 2040’a gelindiğinde 6 kat artmış olacak. Bu stratejik madenlerle güneş panelleri, rüzgar santralleri yapılıyor, lityum pillerinde kullanılıyor. Rüzgar panellerini taşıyacak ayaklar için dahi alüminyuma ihtiyaç duyuluyor. Temiz enerjiye geçiş için madenlerimizi çıkarmamız şart. Bunu yapmazsak dışa bağımlı oluruz.”
"Maden teknolojisinde Avrupa’nın ilerisindeyiz"
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Funda Bekişoğlu, madenlerin belli kanunlar, kontroller ve yaptırımlarla çalıştırıldığını kaydetti. Bekişoğlu, “Türkiye’deki madenlerin çok büyük bir kısmı modern sistemlerle yönetiliyor. Gerekli teknolojilerden yararlanılıyor. Birçok Avrupa ülkesinde Türkiye’deki madenlerin çok gerisinde teknolojilerle üretim yapılıyor. Böyle bir sektörün üyesi olarak çalışmalarımızı her ortamda anlatmaya çalışıyoruz. Türkiye’de nereye girerseniz girin hep yeni teknoloji, yeni makine, yeni bir anlayışla karşılaşırsınız. Biz madenciler olarak buna göre çalışıyoruz” dedi.
"Sürekli değişen kurallar bizleri olumsuz etkiliyor"
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkan Yardımcısı Eyüp Batal, madencilerin en büyük problemleri arasında ‘sürekli değişen kuralların’ yer aldığını söyledi. Batal, “Planlama yapıyorsunuz ancak, değişen kurallar nedeniyle planlarınızı gerçekleştiremiyorsunuz. Örneğin, bu yıl ödediğimiz orman bedelleri yüzde 123 zamlandı. Bunu öngörebilme şansınız bulunmuyor. Ruhsat güvencesi istiyorsunuz ancak, bu konuda da sürekli hükümler değişiyor. Bürokraside yaşanan her değişiklik sonrası kendinizi yeniden anlatmanız gerekiyor. Biz ülkemiz için çalışıyor, katma değer yaratıyoruz. İşte bu yüzden tek bir yerden yönetilmek, tek bir yerden onay almak istiyoruz” diye konuştu.