Seçimlerin getirdiği gerginlik siyaseti
Bir sanayici dostumla sohbet ederken, seçimlerin getirdiği gerginlik siyasetinin ekonomiyi olumsuz etkilediğini, kendilerinin de seçim dönemlerinin siyasal gerginliğinden etkilenerek beklentiye girip, performanslarını tam olarak ortaya koymadıklarını/koyamadıklarını söyledi. Aslında son dönemde böyle düşünen çok dostum olduğunu görüyorum...
Sanayici dostum, bütün seçim dönemlerinde iktidar ve muhalefet sözcülerinin kendi tabanlarını sıklaştırma, konsolide etmek için sert bir söylem ortaya koyduklarını belirterek, “Bu sadece içe dönük bir söylemle sınırlı kalmıyor, iktidar dışa, Avrupa’ya dönük olarak da böyle bir sert üslup kullanmaktan çekinmiyor. Ey Hollanda! Ey Almanya! diye başlayan demeçler o ülkelerle gerginliklere yol açıyor. Bu da biz sanayicileri ve ihracatçıları olumsuz etkiliyor” değerlendirmesini yaptı.
Ardından 2010 referandumundan bu yana sürekli bir seçim atmosferi içerisinde olunduğunu ve gerginliğe neden olan demeçlerin yarattığı ortamdan kurtulup, bir oh dedikleri dönem olmadığını belirterek şöyle dedi:
“2010 referandumundan sonra seçimsiz bir döneme girip rahatladığımızı düşündük. İşimize gücümüze bakacağız dedik. Ama 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi siyasal gerginlik yaratacak demeçler bir yıl öncesinden başladı. O seçimin arkasından 7 Haziran 2015 genel seçimleri dönemine girildi. Yine sert demeçler gündeme geldi. O seçimler iktidar oluşumunu sağlamadı. Bu kez daha sert demeçler ile 1 Kasım seçimlerine gittik. Onun sonrasında aynı sert siyasal demeçlerle Cumhurbaşkanlığı sistemi referandumu gündeme geldi. 16 Nisan referandumu sonrasında 2019 seçimlerine kadar 2.5 yıllık bir süre olduğunu düşünerek siyasal tansiyonun ineceği düşüncesindeydik. Ama öyle olmadı. Bu kez 15 Temmuz hain FETO darbesini yaşadık. OHAL dönemine geçildi. KHK’larla birçok firmanın yönetimi TMSF’ye devredildi. Şimdi bir yandan seçimlerin 2018 yılına alınabileceği söylentileri başlarken, muhalalefetin ‘Adalet Yürüyüşü' sonrası yine sert siyasal demeçler ortaya çıktı. Bu gerginlik yaratan demeçlerin, 2018’de erkene alınacak ya da 2019 zamanında yapılacak seçimlere kadar süreceği gözüküyor. Bu durumda yılın ilk çeyreğinde yüzde 5’lik büyüme sağlamamız çok önemli bir başarı. Bunun devamı için siyasi partilerin siyasal gerginliği aşağıya çekmesinin, söylemlerinde sertlikten uzak durmalarının çok önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum. Ama 15 Temmuz’un yıl dönümündeki siyasal ayrışma ve demeçler, bunun böyle olmayacağını, yeni bir seçim dönemine girmişiz gibi, gerginlik getiren siyasal demeçlerin süreceğini gösteriyor.”
Sanayici dostumun değerlendirmesi, iş dünyası içerisinde olanların haleti ruhiyesini ortaya koyması açısından bana çok önemli geldi.
Ve siyasilere seçim gerginliğinden uzak durarak, toplumu ayrıştırıcı sert demeçler vermemeleri konusunda TOBB’dan TÜSİAD’a, MÜSİAD’tan ASKON’a sivil toplum kuruluşlarının istekte bulunmalarının doğru ve etkili olacağını düşünüyorum. Aynı şekilde medyanın ve köşe yazarlarının da tutumlarıyla itidal önererek, olumlu katkı sağlayabileceklerine inanıyorum. Benim çağrım başlangıç olsun...