Seçimden tek parti iktidarı çıktı amma...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

1 Kasım seçimleri sonrası dört yıl seçimsiz dönemi tek parti iktidarı içersinde geçirecek olmamız iş dünyasında “olumlu” bir beklentiye neden olmuştu. Bazı iç ve dış olaylar bu olumluluğa bir “amma” eklediği bir yeni yıl başlangıcı yaşıyoruz... 1 Kasım seçimleri sonrası 4 yıllık seçimsiz dönemde tek parti iktidarı içersinde yaşayacağımız düşüncesi, toplumda “olumlu bir havanın esmesine” neden olmuştu. Ama yurtiçinde ve yurtdışındaki gelişmeler bugünlerde bu olumlu havanın üzerine kara bulutlar getirdi. Bu içten ve dıştan ortaya çıkan olumsuzluklar havanın puslanmasına, belirsizliğin artmasına neden oldu. Yeni yılın ilk haftasında iş dünyamızın içinde bulunduğu durum bu.

Bunun günümüze yansıyan sonucu TL’nin yılın ilk haftasında dolar karşısında yüzde 3.4 değer kaybıyla Brezilya ile birlikte en büyük kayba uğrayan gelişmekte olan ülke parası oldu. 2015 enflasyonu beklenenin üzerinde yüzde 8.8 olarak sonuç verirken, 2016 yılı enflasyonunun da yüksek olabileceği yorumları gündeme geldi. İşsizliğin yüzde 10’un üzerinde kalmaya devam edeceği hakim düşünce oldu. Büyümede daha iyimser bir beklenti ortaya çıktı. 2016’da yüzde 4-4.2 oranında büyüme sağlayabileceğimiz uluslararası kuruluşlarca da tahmin olarak ortaya kondu.

Peki, bu seçim sonrası gündeme gelen “olumlu” tabloyu puslandıran, belirsizleştiren dış etkenler neler. Önce onları sıralayalım:

- Bunların ilk sırasında son dönemde yeterli büyüme sağlayamayan Çin’in yeni büyüme arayışı içersinde, yuanı beklenmedik şekilde devalüe ederek, sorununu uluslararası alana yaymak istemesi. Hem dünyada önemli paya sahip olduğu demir-çelik gibi üreticisi olduğu alanlarda tüketimi daraltmasına karşın üretimini aynı şekilde devam ettirerek, bu alandaki ürünlerinin dünyaya ihracatını artırmaya çalışıyor. Yuanı devalüe ederek ithalatını artırmaya destek veriyor. Böylece geçtiğimiz dönemde ABD’nin ve AB’nin yüksek likidite yaratarak kendi sorunlarını dünyaya ihraç etmesi gibi bir sonucu elde etmeye çalışıyor. Etkileyen bir unsur bu...

- Suudi Arabistan ile İran arasında tırmanan sorunun dünya siyasetine ve ekonomisine olumsuz yansımaları dış etkenlerden ikincisi olarak ortaya çıkıyor. Bu konuda dengeli bir politika üretebilmemiz ve sorunun yumuşamasına yardımcı olacak yol gösterici olmamız gerekir.

- Buna son olarak üçüncü olumsuz unsur olarak Kuzey Kore’nin yılın başında hidrojen bomba denemesi yaptığını açıklaması oldu. Bu üç unsur, dıştan gelen belirsizliği artıran, havayı puslandıran, belirsizliği artıran konular oldu/olmaya devam ediyor.

- Uçak vurulma kriziyle ortaya çıkan Rusya gerginliğinin sonucu olarak ortaya çıkan gerginliğe bağlı ihracatımıza engel gelmesi ve turizmimize milyar dolarlar seviyesinde darbe inmesini ortadan kaldıracak. Verimli diyaloğun kurulamamış olması bir diğer dış etki. 

Bir de içeride belirsizlik doğuran, puslanmaya neden olan konular var. Bir de onları sıralayalım:

-Yurt içinde siyasette gerginliğe neden olan unsurlar söz konusu. Bunların başında Güneydoğu’daki üç ilçede kazılan hendekler, ona bağlı çalışmaların ölümlü sonuçlar vermesi ve toplu göçlere neden olması.

- Yukarıda belirttiğim enflasyon ve işsizlik gibi sorunların 2016 yılında önemli bir yük getirecek şekilde taşınmasına karşın, henüz hükümetten beklenen 25 dönüşüm programını sağlayacak, büyümeyi ve ihracatı ivmelendirecek, üretimi artıracak, üretici üzerindeki yükleri indirerek rekabet gücümüzü artıracak reform paketinde neler olduğu henüz net olarak ortaya konulmadı, yolumuzun ne olduğu henüz topluma maledilebilmiş değil.

- Türkiye’nin Ortadoğu’da artan gerginliklere karşı yer yer taraf olarak görülürken, kendi özgün barış geliştirici dış politika önerisini belirgin bir şekilde ortaya koymuş görülmüyor. Bu da belirsizliği artıran bir unsur.

4 yıllık seçimsiz tek parti iktidarı döneminin oluştuğu 1 Kasım sonrasındaki iyimser ve olumlu tabloyu, 2016 yılı başında puslandıran iç ve dıştan belirsizliğe sebep olan noktalar bunlar. Bunları bilip görerek, atılacak yeni adımlar belirlenip siyasal ve ekonomik kararlar alınmasına ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır. Başlıkta bana “Seçimde tek parti çıktı” sonucuna “amma” eki yaptıran tablo bu... 


Arslan Mengüç vefat etti

Gazeteci dostum, yıllarca İsveç Radyosu Türkçe bölümünde birlikte çalıştığım Arslan Mengüç’ün Kıbrıs’ta rahatsızlandıktan sonra, tedavi için gittiği Stokholm’de vefat ettiğini bir dostum bildirdi. Renkli kişiliği ile tanıdığım gençlik arkadaşıma tanrıdan rahmet, kızları, akrabaları ve dostlarıma başsağlığı dilerim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar