Seçim sürecinde piyasalar
22 Mayıs itibarıyla global anlamda endekslerde başlayan geri çekilme FED'in tahvil alımlarını geri çekmesine yönelik görüşler ve Taksim'de yaşanan olaylar nedeniyle BIST endeksinin 73,000 seviyesine kadar gerilediği görüldü. Önümüzdeki dönem de ABD'deki toparlanmanın güçlenmeye devam etmesi durumunda çıkış stratejilerinin konuşulması sıklaşacak. Bu süreçte güvenli liman olarak likiditenin bir kısmının ABD'ye dönmesi söz konusu olabilir. Ancak ABD'deki ekonomik toparlanma henüz yeterince güçlü görünmüyor, Avrupa'da ise ekonomik tablo daha zayıf ve karışık.
Türkiye'de ise dün açıklanan 1Ç13 büyüme verisinin beklentilerin üzerinde, cari açık rakamının da beklentilere paralel gelmesi, halen makroekonomik büyüklüklerde dengelerin korunduğuna işaret etti. Ancak küresel likiditenin sıkılaşacağı endişeleri ile gelişmekte olan ülke para birimlerinde gözlenen zayıflamanın yurt içinde de Merkez Bankasını ek parasal sıkılaştırma önlemi almaya zorladığını görüyoruz. Ayrıca Türkiye'de seçimlerin yaklaşıyor olmasının da piyasalar üzerinde etkili olmaya devam edeceği anlaşılıyor.
Yapılan akademik çalışmalarda seçim süreçlerinde finansal türbülansların fazlasıyla etkin olduğu görülmektedir. Bu çalışmalarda hisse senedi piyasalarının olumlu haberler akışına düşük volatilite ile olumsuz haberler akışına ise yaklaşık iki kat daha yüksek volatilite ile tepki verdiği vurgulanmaktadır.
Bu durum anlaşılabilir olmakla birlikte "prospect" teoride bireylerin kayıplara olan duyarlılığının kazançlardan daha fazla olması ile birlikte düşünüldüğünde yaklaşan seçimlerin nasıl bir ortamda gerçekleşeceğinin istikrar adına önemli olacağını ve endeksi de bu doğrultuda etkileyeceğini düşünüyoruz. Busse ve Hefeker (2005) yaptıkları çalışmada etnik ve iç siyaset gerilimlerinin olmadığı temel demokratik hakların uygulandığı istikrarlı hükümetlerin yabancı yatırımcılar açısından önemli olduğunu ortaya koyuyor.