Seçim sonrasına bakış
ABD – Çin görüşmelerinin uzaması, Brexit’e yönelik belirsizlikler ve doların güçlenmesine rağmen küresel piyasalar 2016 yılından beri en güçlü ilk çeyreğini yaşıyor. ABD - Avrupa ve Çin’de eşanlı olarak uygulanan genişleyici para ve/veya maliye politikaları risk iştahını destekliyor.
Gelişmiş ülke borsaları %12, gelişmekte olan ülke borsaları %10 dolar bazında kazanç ile yılın ilk çeyreğinde çok güçlü bir performans gösterdi. Türkiye varlıkları ise maalesef dünyadan negatif ayrışmaya devam ediyor.
Küresel risk iştahının güçlü seyretmesine rağmen MSCI Türkiye Mart ayında %16 kayıpla en kötü performans gösteren gelişmekte olan piyasa oldu. İlk çeyrek (-%4) ve son 12 aylık (-%42) performans karşılaştırması da benzer sonuçlar veriyor.
Ne oluyor? Türkiye varlıkları neden dünyadan bu denli negatif ayrışıyor? Ekonominin durgunluğa girmiş olması, Ortadoğu kaynaklı jeopolitik riskler, ABD ile S-400 gerginliği uzun zamandan beri fiyatların içinde olduğu için mart ayındaki satış dalgasını açıklamakta yetersiz kalıyor.
Yerel seçim sonuçları ve sonrasına yönelik belirsizlikler (bu yazı oylama öncesi yazıldı) Türkiye varlıklarının risk primindeki artışı açıklamak için kullanılan diğer bir gerekçe. Bu argümanı savunanlar ekonominin durgunluğa girdiği ve enflasyonun yüksek seyrettiği bir ortamda yapılan seçimlerde Cumhur İttifakının güç kaybedeceğine ve bunun erken seçim yolunu açacağını savunuyor.
Yayınlanan anket sayısının sınırlı olması ve Cumhur - Millet ittifaklarının yarattığı belirsizlikler nedeniyle seçimlerde sürpriz sonuçlar çıkma ihtimali önceki senelere göre daha yüksek. Seçime katılım oranı, muhafazakar Kürt seçmenin tercihi, ülkücü seçmenin MHP ve İyi Parti arasındaki tercihi gibi etkenler nedeniyle ülke genelinde olmasa da büyük şehirlerde sürpriz sonuçlar görebiliriz.
Ancak Türkiye risk primindeki artışın politik belirsizliklerden değil uygulanan piyasa dışı ve popülist politikalardan kaynaklanması ihtimali daha fazla. Seçimler sonrasında Cumhur İttifakının güç kaybetmesi durumunda piyasalarda kısa süreli bir oynaklık yaşanabilir. Ancak ekonomi politikaların normalleşmesi durumunda bu oynaklık döneminin uzun sürmesini beklemiyoruz.
Yerel seçimleri geride bırakan Türkiye 2023 yılındaki seçimlere kadar batı ile ilişkileri normalleştirmek ve ekonomisindeki sorunları çözmek için altın değerinde dört yıllık bir süre kazanıyor. Bu sürede piyasa dışı söylem ve uygulamalara son verilir, piyasaların güveninin yeniden kazanılmasını sağlayacak bir program açıklanır ve daha önemlisi düzgün bir şekilde uygulanırsa güveni yeniden sağlayabilir ve hayatın normalleşmesini sağlayabiliriz.