Seçim öncesi bankalar gereksiz şekilde gündeme getiriliyor

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Bugüne kadar, krizden güçlü banka sistemi sayesinde çıkıldığını söyleyenler, seçim öncesi banka sistemine yüklenmeye başladı.

Gereksiz şekilde banka sistemine olan güven zedeleniyor.

Her şey bankaların fazla kâr ettiklerinin tartışılmaya başlanması ile başladı.

Derken bankalar Rekabet Kurulu tarafından sorguya çekildi. Cezalandırıldı.

Sonra cari açığın banka sistemi üzerinden kapatılacağı inancı ile, banka kredilerinin sınırlandırılmasına karar verildi.

Bankaların mevduatları üzerinden alınan kanuni karşılık payları artırıldı. Bunlara faiz ödenmesine son verildi.

Başbakan sıfır reel faiz konusunu gündeme getirdi.

Sayın Babacan, bankaların kredi artışını frenlemezler ise cezai uygulamalara gidileceğini belirtti.

Bankaların müşterilerden aldıkları hizmet ücretleri uzun süredir eleştiriliyor. Bankaların müşterilerine bedava hizmet vermeleri beklenir hale geldi.

Önceki gün de BDDK Başkanının "Bankacılara Göçek fırçası" attığı gazete sütunlarına yansıdı.

Çok ilginçtir ki, politikacılar ve özellikle iktidar partisine üye politikacılar bankacılık sistemini sadece (1) KOBİ kredileri (2) TOKİ kredileri ve (3) Esnaf ile çiftçiye kredi vermek ve de geciken borçlarını af etmek pencerelerinden değerlendiriyorlar.

Halbuki: Türkiye'de bir tasarruf sorunu var. Bankalar bir yandan iç tasarrufları artırma sorumluğunu taşıyor, öte yanda tasarruf açığını kapatmak için yurt dışından kredi buluyor.

Ekonomide yatırımın ve üretimin sürmesi için banka sisteminin girişimcinin kaynak talebini karşılaması gerekiyor.

Banka sistemi sayesinde krizden çıktık diyenlerin şimdilerde banka sistemini sarsan bir davranışa neden gerek duyduklarını anlamak güç.

Konu bulamayanlar bankalara saldırıyor denilebilir ama bu saldırıların amacı belirsiz. Banka sistemi güçsüz hale gelince bu kime yarar sağlayacak? Unutulan banka sisteminin güvene dayanan bir sistem olduğudur. Güven yok olur ise bankalar içeriden mevduat toplayamaz. Dışarıdan kredi bulamaz. Bankaların büyümesine, ayakta kalmaları için gerekli gelir kaynaklarından faizde ve hizmet ücretlerine sınır getirilir ise bankalar güç duruma düşer.

Bu konularda Bankalar Birliği'nin, birlik başkanının değerleme yapması gerekir… Fakat Bankalar Birliği başkanı şimdilerde büyük bir kamu bankasının tepe yöneticisi. Birlik Başkanı olarak iktidar partisi çevrelerinden, Hükümetten, kamu kuruluşlarından gelen eleştirileri uygulanan politikaları cevaplama imkanı yok. Teker teker bankalar da buna cesaret edemeyince, tek taraflı suçlamalar, eleştiriler sistemi sarsmakta daha da etkili oluyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018