Seçim kanunu öncesinde Meta panikte
Avrupa Birliği, haziran ayı başında görüşmeye başlayacağı yeni siyasi reklamlar yasa tasarısını gündeme almadan, Meta bu yasanın gerektirdiği uyumluluğu sağlayamayacağını dillendiriyor.
Son dönemde zorlu bir dönemeçten geçen Facebook, Whatsapp ve Instagram’ın sahibi Meta şimdi de Avrupa Birliği’ndeki siyasi reklam düzenlemesi ile köşeye sıkıştı.
Geçen sene yönünü Metaverse kavramına çeviren ancak bu konuda başarılı adımlar atamayan Meta, 2022 sonunda 11 bin, 2023 başında ise 10 bin çalışanı ile daha yollarını ayırmıştı.
Günümüzde yapay zekâ kavramının, Metaverse kavramının önüne geçmesi ile Meta, geleceğine yönelik net bir pozisyon alabilmiş değil. Düşen reklam gelirleri ve eriyen pazar değeri yanında Meta’nın uğraşması gereken bir konu da Avrupa’da gündeme geldi. Seçimlerde yayımlanan siyasi reklamlar.
AB seçim yasası geliyor
Daha önce Cambridge Analytica skandalı ile Facebook kullanıcı verilerinin politikacılar ile paylaşıldığı ortaya çıkmıştı.
ABD’de politikacılar bu verileri kullanarak Facebook kullanıcılarının oy tercihlerini manipüle edebilmişti. Bu skandalın gölgesinden kurtulamayan Facebook geçen ABD seçimlerinde siyasi reklam gösterimlerini kısıtlamak zorunda kalmıştı.
Avrupa Birliği’nin haziran ayı başında görüşeceği yeni seçim kanununda, seçim dönemlerinde yapılacak olan siyasi reklamlarla ilgili bazı düzenlemeler gelecek. Gelecek olan düzenlemede, siyasi reklamın kaynağı, kaç kişiye gösterildiği, faturasının kim tarafından ödendiği gibi verilen reklama ilişkin bazı verilerin kamu otoriteleri ile paylaşılması istenilecek.
Meta, AB’nin getirmeye hazırlandığı bu reklam düzenlemelerine uyum gösteremeyeceği endişesi ile siyasi reklam yayımlanmasını askıya alabileceğini dillendirmeye başlamış. Konu ile ilgili olarak Financial Times’ta ilginç bir makale yer alıyor. Yasanın görüşülmeye başlanmasına daha iki ay var. Meta, bu iki aylık süreçte, gerekli düzenlemeleri gerçekleştirebilir ve gerekli olan uyumlulukları elde edebilir. Ancak Meta, daha yasa görüşmeleri başlamadan siyasi reklamlara karşı mesafesini koymuş gibi.
Daha önce şirketin pazar değerine ve gelirlerine olumsuz etkilerini deneyimlediği Cambridge Anlytica skandalından dersini almış olacak ki topa girmemeyi bir tercih olarak masaya koymuş durumda. Meta, seçim takvimine giren Türkiye’de ise bu endişelerin hiçbirisini taşımıyor. Facebook ve Instagram’da seçimle ilgili olarak çeşitli siyasi reklamlar dönmeye başladı bile. Önümüzdeki dönemde bu reklamların daha da artması bekleniyor.
AB üyeliğine aday Türkiye’de hiçbir endişe taşımadan siyasi reklamlara onay veren Meta, AB’de olaya temkinli yaklaşıyor. Demek ki Türkiye’nin uyguladığı mevzuatta yeteri kadar caydırıcılık söz konusu değil. Türkiye olarak, kritik bir seçime girerken sosyal ağlar ve internette yayımlanan reklamları çok daha sıkı bir şekilde denetlemeliyiz.