Seçim Hükümeti “Güvensizlik” le başladı ,Hükümette iç diyalog gerekir...
Seçim Hükümetinde Ak Parti’liler dışında iki HDP’li bakan ve bir MHP’li Tuğrul Türkeş’in yer almasının ardından son 24 saatte Hükümette “Güvensizlik” olarak değerlendirilebilecek gelişmelere tanık oluyoruz... Bunlardan biri dünkü Resmi Gazetede yayınlanan Başbakanlık Genelgesiyle Kamu Kurum ve Kuruluşlarında atamaların durdurulmasıydı. Bu genelgeye göre, KPSS atamaları, TUS sonucu yapılan atamalar, doçent ve profesör atamaları, askeri personel atamaları, eş durumuna bağlı zorunlu yer değiştirme atamaları, yargı kararıyla yapılacak atamalar, Bakanlar Kurulu kararı ve müşterek kararla yapılacak atamalar dışındaki atamalar, ikinci bir emre kadar durdurulmuş oldu.
Oysa, Ak parti Hükümeti 7 Haziran seçimlerinden iki ay öncesinden başlayarak her gün resmi gazetede yer alan kamu kurumlarında atamalar yapılıyordu. Seçim sonrasında da bu atamalar dünkü atama yasaklayan kararnameye kadar yoğun bir şekilde sürdü. Muhalefet sürekli olarak sayıları binlere yaklaşan bu atamaların durdurulmasını istiyorlardı. Partizanca yapıldığını iddia ediyorlardı.
Dünkü kararın ise HDP’li Bakanların atama yapmalarının önüne geçmek için alındığı iddia edilirken, Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan, karara tepki göstererek, Bakanlar Kurulu’nda düzenlemenin iptalini isteyeceklerini açıkladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuyu değerlendirirken, “Bir bakan düşünün bakanlığında atama dahi yapamıyor. Güvensizlik üzerine kurulu bir kabineden ne beklenebilir?” açıklamasını yaptı.
HDP’li Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan, Meclis’e gelmesi beklenen TSK’ya yurt dışı operasyon imkanı veren tezkerenin uzatılması konusuna “Tezkere gelince konuşuruz” dedikten sonra, “Temel inancımız barışı tesis etmek istiyorsak , Ortadoğu halkları da çekiyor. Ortadoğu’daki kalıcı barışı tesis etmek eski kadim ilişkilere ulaşılması için dışardan müdahaleler doğru değil” değerlendirmesiyle daha önceki HDP’lilerin tezkereye itiraz edeceği konusundaki düşünceye yakın olduğunu ortaya koydu. Ayrıca, bu düşüncesini pekiştirecek şekilde, “Bir kez daha vurgulamak isterim ki, tek bir canın yitirilmesi bizim bütün bakanlarımızdan milletvekillerimizden ve siyasi pozisyonlarımızdan bin kere, milyon kere daha kıymetlidir.” dedikten sonra, Türkiye’de beklediği politikayı “Silahlı ve güvenliğe dayalı politikaların bir an önce durdurularak müzakere masasına dönülmesi gerekir” diyerek açıkladı.
Kalkınma eski Bakanı, yeni kabinenin Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, dün yeni Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan’a çağrıda bulunarak, “Sayın bakan gelip Silvan Barajını ziyaret etsin. Bu yatırımı görsün. Buraya saldırmayın, bu yatırımın gelirinin hangi kaynaktan geldiğini unutmayın” diye açıklama yapsın dedi.
Bütün bu gelişmeler daha kurulurken AKP ve HDP’li Bakanların birbirlerine “Güvensizliklerini” ortaya koyduklarını gösteriyor.
Bunun derinleşip, her gün bir “Olumsuz söylem ve habere yol açmaması için” Başbakanın dünkü Resmi Gazetede yayınlandığında HDP’liler öğrenip “itiraz” etikleri genelge gibi konularda HDP’lileri önceden haberdar etmesi gerekir. HDP’lilerin de toplum önünde tepkilerini dillendirmeden, aykırılık gördükleri konuları önce Davutoğlu’na iletip, kararlarda ortak bir zemin arayışına girmeleri doğru olacaktır. Aksi halde daha başlangıçta dile getirilen karşılıklı “güvensizlik” sürerek olumsuz haberlerle devam edecektir. Bu da seçime kadar piyasalarda da tedirginliğe neden olacaktır.