Seçim gündemindeki Diyarbakır
12 Haziran seçimi öncesinde son 10 güne girerken dün CHP lideri Kılıçtaroğlu, bugün AK parti mitinginde Başbakan Erdoğan konuşacak. Önümüzdeki günlerde BDP'nin bağımsız adaylarının ve MHP lideri Bahçeli de Diyarbakır"da miting yapacak. Bölgedeki secim söylemlerinde siyasiler ağırlıklı olarak kimlik sorunu ve terörün sonlandırılması konularını ele alıyorlar. Ama bölgede bununla birlikte mutlaka aş ve iş sorununu içeren, refah artırıcı projeler de siyasilerin gündemlerinde yer almalıdır.
CHP lideri Kemal Kılıçtaroğlu dün Diyarbakır mitingini yaptı. Bugün Başbakan Erdoğan'ın mitingi var. Ayın 4'ünde BDP'nin bağımsız adaylarının 6 Haziran'da MHP'nin mitingi var. 12 Haziran seçimleri öncesinde parlamentoda grubu olan üç parti ve BDP bu mitinglerde görüşlerini açıklayacaklar.
Şimdi kente bir başka açıdan ekonomik açıdan bakarak seçimin gündemindeki kente bir de bu yönden bakalım.
Önce kısa bir tarihçe: Diyarbakır 1920'lerde Cumhuriyet'in ilk yıllarında nüfusa göre esnaf sanatkar sayısına bağlı ekonomi sıralamasında İstanbul ve Bursa'nın ardında üçüncü sıradaki ilimizdi. 1940'larda ilin komşularla Irak ve Suriye ile sınır ötesi ticaretine engeller getiriliyor ve ilk önemli kırılma ve gerileme yaşanıyor. Sınırda ticaret engellenirken, ülkenin batısıyla da ticari gelişme sağlanamıyor. 1980'lerde terörle birlikte kentin sermaye sahipleri sermayelerini ve üretimlerini batıya taşırlarken, köyde üretici iken kente göç eden üreticiliklerini kaybedip işsizler ordusuna katılanlarla kent nüfusu hızla artıyor. Son 10-15 yılda kamunun kentteki fabrikalarından biri Ergani Çimento özelleştirilirken, 4-5 bin çalışanı olan Sümerbank İçki ve halı fabrikaları ile Tekel'in içki fabrikası ve tütün işletmeleri kapanıyor. Kent buna karşılık o dönemde önemli yeni özel sektör yatırımı da çekemiyor.
Diyarbakır, Türkiye rekabetçilik endeksinde bugün 81 il arasında 32. sırada yer alıyor. Beşeri sermaye ve yaşanabilirlik endeksinde ise 64. sıradaki ilimiz. Kentte OSB'de 30 dönemsel çalışan i138 aktif işletmede SSK verilerine göre 2 bin 700 çalışan var. Kentteki toplam SSK'lı ise 10 bin 244 kadın olmak üzere 75 bin 324. Oysa kentin resmi nüfusu 835 bin ve kenttekikayıt dışılıkla bu nüfusun 1.5 milyon olduğu belirtiliyor. Diyarbakır TSO'nun 2009 yılındaki araştırmasına göre kentte çalışabilir nüfusun sadece yüzde 11'i SSK'lıydı. Bugün kentte resmi işsizlik oranının yüzde 25'in üzerinde olduğu ve bunun yüzde 70'ini gençlerin oluşturduğu belirtiliyor. Bu da gösteriyor ki kentte en önemli sorun iş ve aş…
Kentli işadamlarına göre, OSB'de sıkışıklık söz konusu ve önemli altyapı sorunları var. Tren 3-4 kilometre yakınından geçmesine rağmen OSB bağlantısı gerçekleştirilmediği için bölgede gelişme gösteren mermerciler önemli navlun sorunu yaşıyorlar. Kentte çevre yolu ve sivil havaalanı bulunmaması da sanayicilerin şikayetleri içinde yer alıyor. Tek sınır kapısı Habur'da da önemli sıkışıklık söz konusu.
Diyarbakırlı işadamları kentlerinde mermercilik, hayvancılık, seracılık, tekstil ve turizm sektörü gibi alanlarda gelişmeler olabileceği düşüncesindeler.
Ancak, 2 bin 800 dönümlük alanda 103 çiftlik ve 20 sanayi işletme kurulması ile projelendirilmesi düşünülen Hayvancılık OSB'sinde bugüne kadar önemli bir gelişme sağlanamamış durumda. Önce 800 dönümde seracılık kurulması ve zaman içersinde 2 bin 500 dönüm sera kurulması hedefleniyor. Bu konuda da henüz önemli gelişme sağlanabilmiş durumda değil. Tekstil de bazı yabancı önemli bir markaya üretim yapan bir firma ile bir de iç çamaşır üretimi yapan firma söz konusu, buna karşılık kentte tekstilde planlı bir kümelenme çalışmasıyla önemli bir gelişme sağlanabilir.
Seçime 10 gün kala belki liderlerden miting alanlarında bu ekonomik manzaraya uygun "İş ve aş" içeren projeleri açıklamaları beklenmiyor. Ama hiç değilse bir yanıyla bu konulara da değinilmeli. Ve asıl önemlisi bölgede sorunun sadece bir kimlik ve terör sorunu olarak görülüp, sadece o alanlarda çözüm üretilmeye çalışılması bana göre gerçekçi çözüm için yeterli olmayacaktır. Siyasilerin bölge için mutlaka iş ve aş içerecek, refah artıran kalkınma projelerini hayata geçirmeleri gerekir.