Seçim bitti önümüze bakalım

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi [email protected]

Bir süredir politik gündemi ve piyasaları kendisine kilitleyen ABD ara seçimleri nihayet sona erdi. Kimin kazandığına dair pek çok analizi kişinin meşrebine göre zaten okumuşsunuzdur. Ben her iki tarafın da kaybettiğine inanıyorum. Demokratlar kaybetti zira Trump gibi çok köşeli bir başkana karşı oluşan tepkiyi iyi mobilize edemediler ve medyanın da “gazı” ile beklenen “mavi dalga” gerçekleşmedi. Temsilciler meclisinin kontrolünü ele geçirdiler ancak göz alıcı bir çoğunlukla değil. Öte yandan ekonomik göstergelerin bu kadar iyi olduğu bir dönemde Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisini kaybetmesi çok çarpıcı bir durum. George Bush gibi daha ortada duran bir başkanın döneminde bunun olmayacağını tahmin ediyorum. Senatoda ise Demokratların elinde bulunan bazı koltukları almaları başarı hanesine yazılabilir. Daha önce de defalarca yaşanan bu gelişme çok büyük bir olay değil. Ancak açık bir Cumhuriyetçi zaferi dış dünyada Trump’ın başkanlığı için 2+4 yıl düşüncesini kuvvetlendireceğinden bazı stratejik konularda karşılığını bulacaktı. Şimdi gözler bir süre sonra tartışmaların başlayacağı potansiyel başkan adaylarına dönecektir. Öte yandan Demokratların Temsilciler Meclisini ne amaçla kullanacakları da kritik. Ama gündemleri Trump’ın başkanlık seçimleri nedeni ile suçlamak mı olacak? Ki bu hazırlanacak raporun niteliğine bağlı, yoksa alt yapı harcamaları veya düşük gelir gruplarına destek gibi kritik konularda ortak hareket mi edilecek. İki tarafın da yaklaşımına bakıldığında umutları düşük tutmakta fayda var. Ancak bizi ilgilendiren elbette ABD’nin iç işleri değil. Seçimin ardından Ekim ayını düzeltme hareketi içinde geçiren ABD borsalarının yeniden yukarı yönelmesini bekliyorum. Avrupa Birliğinin gündeminde olan ve teknoloji şirketlerini ilgilendiren yüzde 3'lük vergi tasarısı, ticaret savaşının 2019 yılı itibarı ile şiddetlenebileceği korkusu ve kaçınılmaz ekonomik yavaşlama hisse piyasaları açısından sorun oluşturuyor. Ancak alternatif piyasalara baktığımızda, ki başta sabit getirili piyasalar geliyor, daha büyük bir değerleme sorunu olduğunu düşünüyorum. Dahası YoY yüzde 3.1 artan ücretler 2008 krizinden bu yana en büyük artışını göstermiş durumda ve ABD hanelerinin harcama gücünün yerinde olduğunu gösteriyor. Şayet petrol, daha doğrusu benzin fiyatlarında, büyük bir artış olmazsa ABD tüketicisi şirket karlarını desteklemeye devam edecektir. Euro Bölgesi ise yavaş ama kaçınılmaz bir şekilde kaosa doğru ilerliyor. Merkel’in parti liderliğinden ayrılacağı Aralık kongresinden sonra Mayıs 2019 Avrupa Parlamentosu seçimleri merkez partiler için tam bir hezimet olabilir. Gelişmekte olan ülkelerde suların biraz durulmuş olması sizi yanıltmasın. Borçlanma maliyetleri yükselmeye ve dolar değer kazanmaya devam edecek. Bu nedenle her 'iyi' gün tedbir almak için doğru gündür.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dijital Paraya Geçiş 27 Eylül 2019
ECB’nin alternatifleri 26 Temmuz 2019