Seçim bitti, geçim derdine çözümler üretmeliyiz...

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Rüştü BOZKURT

Seçimlerde Türk insanı, AKP'ye bir kez daha "iktidar" emanet etti. Bireylerde ve örgütlerde çok tehlikeli gelişme gücü kullanmada gözlenir: Gücünüzün sınırlarını iyi belirlemez, aşır özgüvenin pençesine kendinizi kaptırırsanız, gücünüzü kullanmanın zamanını iyi belirlemezseniz ve gücü kullandıktan sonra size nasıl döneceğini hesaplamazsanız, kendi gücünüzle yara almaya başlar; kan kaybı sessiz yok oluşu beraberinde getirir. İnanmak isteriz ki AKP ustalık döneminde bu evrensel ilkeyi hep göz önünde tutacaktır.

Herkes gibi benim de merak ettiğim konular var: Birincisi, "seçim bitti, şimdi geçimle yüzleşme zamanı" diye kimlerin ne gibi analizler yapacağını merak ediyorum. İkincisi, son 30 yılda ekonomiye ivme kazandıran iki reform dalgasının eksikliklerini tamamlamak için nelerin önerileceğini, hangi yol gösterici analizlerin öne çıkacağını izlemek istiyorum. Toplumumuzda, dünü yorumlama, bugünü anlama ve yarını kurgulamayı anlatan "tarih bilincinin" ne ölçüde işlerlik kazanacağını da sorgulamanın önemine inanıyorum.

Herkesin "eteklerindeki taşı dökmesinin" zamanıdır. Ne biliyoruz, ne düşünüyoruz, geleceği inşa etmeyle ilgili "anlayışımız" nedir? Sosyal sorumluluğun başlangıç noktası, kendi işimizi iyi yapmadır. Kendi işimize özen gösterme çabasıyla "geçim derdimize çare" olabileceğine inandığımız gündemi özetlemeye çalışalım.

Bir numaralı sorunumuz, 1980'lı yıllarda gerçekleştirilen "mikroekonomik liberalizasyonunun" eksiklerini tamamlayan ve ekonominin uyum yeteneğini geliştiren ciddi bir reform programını hayata taşımaktır. Ekonominin iç ve dış piyasalarda rekabet edebilirliğini artıran, ama haksız rekabete yol açmayan, serbest ve adil piyasa düzeninde "şans eşitliğini" bozmayacak iç tutarlılığı olan ve bütünlüğü gözeten bir reform paketine ihtiyaç var…

İkinci adım, 2000'lı yılların " makroekonomik stabilizasyonunun" tamamlayan reform paketinin yürürlüğe sokularak, enflasyonun ciddi biçimde denetim altına alınmasını sağlanmalı, cari açığın bir tehdit unsuru olmasını önleme ve yüksek oranda büyümeyi güven altına alan bir büyüme programını yürürlüğe koymak gerekiyor.

Mikro ve makro düzlemde hazırlanacak "reform paketleri" çok sayıda değişkeni dikkate alan bir " teşvik mekanizmasını" de içermeli. Bu bağlamda; iyi bir ekonominin, istikrarlı bir siyasi zemin üzerinde kurulacağını unutmamalıyız. Siyasi istikrar, hemen onun ardından ekonomik istikrar güveni yaratılmadan reform çabalarının başarılı olma şansı yok.

Asıl önemlisi, "dinamik envanter seferberliği" yapılmasıdır. Resmi rakamların açıkladıkları "verilerin gerçekliği ve tutarlılığı" konusunda güvenirliliktir. Bilgi güç ise, ülkemizde birçok alanda güven yaratmayan ve tutarlılıktan uzak verilerin üzerine cesaretle gidebilecek güç siyasi iradenin elinde vardır... Net bilgi olmadan, ciddi koordinasyonla kaynakları etkin kullanmadan, belli alanlara odaklanmadan geçim derdinde gerekli çözümler üretilemez…

Şimdi fırsat kapıları açılmıştır. Makro ve mikro reformlar, " Türkiler fırsat kaçırma fırsatını asla kaçırmaz!" diyenleri utandırmak için özenle ele alınmalıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017