Seçenekleri elde tutabilmek
Dün (03 Şubat Pazartesi günü) gazetemizde “Ulaştırma Bakanlığı, Türkiye’nin hakkı olan 120 bin transit geçiş belgesini vermeyen Bulgaristan’a rest çekti. Bu ülkeye verilen tüm geçiş belgeleri iptal edildi. Bulgaristan’ın toplantı talebi reddedildi” diye bir haber yer almıştı. Haberin devamında ise bazı taşımaların İpsala Sınır Kapısı üzerinden, Yunanistan ve Makedonya’ya yönlendirilmesi, bazılarının ise Ro-Ro ile Romanya üzerinden yapılması seçeneklerinin geliştirildiği bildiriliyordu.
Ne söyleyeyim, bu haber çok amma çok hoşuma gitti.
Nedeni de hakkımızı korumak için gösterilen kararlı tutumun yanı sıra, çözüm için farklı ve etkili olabilecek seçeneklerin hemen devreye alınmaya çalışılması. Bir zamanlar askerlerin Türkiye’nin konumu için çok kullandığı “Jeopolitik“ sözünü beğeniyorum. Zira bu güzel memleket “Her yerin ortasında“ olan bir ülke. Birilerinin bir yerlere ulaşması için bize uğrayıp geçmesi gerekiyor. Bu konumu THY çok güzel değerlendirdi. Bulgaristan ile yaşanan transit geçiş belgesi krizinde Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), Bakanlık ve Ro-Ro şirketlerinin işbirliği ile çalışarak çözüm aramaları, olması gereken bir tutum.
ABD kökenli haberlerde sıklıkla “Düşünce Kuruluşu“ diye anılan kurumların açıklamaları yer alır. Bunların yaptıkları, mevcut durumdan hareketle biraz farklı düşünerek, olası sonuçlar için senaryolar geliştirmek ve bu farklı durumlarda yapılabilecekleri tartışmak. Bunları, hayali veya fantezi olarak değerlendiren çok kişi var. Oysaki bunlar B, C, D, E gibi uzayıp gidebilecek planların temellerini oluşturuyor. Kriz olmadan olmuş gibi düşünüp “Olursa ne olur“ çalışmasını yaparak, öngörü geliştiriyorlar. Ülkemizde de Ro-Ro seçeneği en başta uygulamaya konulduğunda, hem maliyet hem çevre hem de bu tür krizlere çözüm olarak geliştirilmiş olsa gerek. Çok doğru bir karar olduğu ise bu durumlarda biraz daha belli oluyor.
Ekonomi Bakanlığı da buna benzer bir seçenek oluşturarak, alternatif ihraç pazarlarının arttırılması ve girilenlerin geliştirilmesi için bu pazarlar için yapılacak çalışmalarda destek unsurlarının bir miktar daha fazla olmasını uygulamaya geçirebilir.
Bizler de bireysel işletmeler olarak kendi çapımızda “karınca kararınca“ denildiği gibi, farklı senaryolara kafa yorarak, değişik durumlara uyum sağlamamız için alternatif senaryolar üretebilirsek, onlarla karşılaştığımızda “Ben bu senaryoyu okumuştum“ demek lüksümüz olacaktır.