Sebze ve meyvede Rus ortaklığı umut vermiyor
Rusya ile geçen yıl 24 Kasım’da yaşanan uçak krizinin olumsuz etkileri kolay kolay silinmiyor. Krizin ardından birçok konuda Türklere ve Türkiye’ye yönelik yaptırım uygulayan Rusya, bu yaptırımlarıyla birçok şirketin zor duruma düşerek kapatılmasına ya da işlerini en az düzeye indirmesine yol açmıştı. Bu yaptırımlardan olumsuz etkilenen kuruluşlar arasında, Türk ve Rus şirketleri yanında, Türk-Rus ortaklıkları da vardı.
Ülkemizin sebze ve meyve pazarında en büyük pazarlarından biri olan Rusya, krizin ardından, ortaya çıkan Türkiye’de ortak sebze ve meyve üreticiliğine sıcak bakmayıp, bu yatırımı kendi sınırları içinde gerçekleştirme eğilimine girmeye başladı.
Rusya’nın özellikle sıcak ikliminin sürdüğü Güney kesimleri ile Abhazya ve Kırım’ın bu alanda yeni cazibe merkezleri olması bekleniyor. Moskova gibi dev tüketim merkezlerine yakınlığı, ulaşım ve nakliye gibi konulardaki avantajları ise söz konusu yatırımların, uzun vadede, Rusya’ya yönelmesinin bir başka etkeni.
Bütün bu olumsuzlukları düşünerek, en büyük pazarlarımızdan biri olan Rusya’ya yönelik uzun vadeli plan ve projeler yapmak gerekiyor. Bu olumsuzluklar ise yaşanan krizin artçıları ve yeniden yaşanabileceği korkusundan kaynaklanıyor.
Rusya, halen söz konusu sebze ve meyve ihtiyacını, Güney Kafkasya’da bulunan Krasnador bölgesinden temin ediyor. Aralarında sorun çıkmadan önce bu alandaki önemli tedarikçilerden biri de elverişli bir iklime sahip olan Ukrayna idi. Ukrayna’nın boşalttığı pazarı bir ölçüde Azerbaycan doldurmuş bulunuyor.
Rusya, Batılı ülkelere uyguladığı ambargo öncesi, AB (Avrupa Birliği) üyesi ülkelerden bir yılda ortalama 12 milyar avroluk gıda ve tarım ürünleri gerçekleştiriyordu.
Rusya, bir dönem petrolden artan geliri sayesinde, Şili’den Arjantin’e, Avustralya’dan, Yeni Zelanda’ya kadar değişen ülkelerden, sebze ve meyve ithalatı yapıyordu.
İşte bu nedenle, kışın eksi 30 derecenin yaşandığı Moskova’da kiraz bile bulunuyor ve alıcıya ulaşabiliyordu. Hem de kilosu 50 dolardan olmak üzere…