Sayın Mehmet Şimşek’e açık mektup

Avukat Prof. Dr. Funda BAŞARAN YAVAŞLAR
Avukat Prof. Dr. Funda BAŞARAN YAVAŞLAR [email protected]

Sayın Bakan, 

Bakanlığınız teşkilatı içinde yer alan Risk Analiz Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Eylem Planı 2023-2025 dahil olmak üzere resmi raporlarda bir rakam verilmemekle birlikte, Türkiye’de kayıt dışı ekonominin %30 ile %40 arasında olduğu  tahmin edilmektedir. Bunun %30 olduğu kabul edildiğinde dahi, ülkemizde, hukuk tanımazlığın, haksız rekabetin, devletin gelir kaybının, vergi yükü dağılımındaki adaletsizliğin ne yazık ki çok yüksek boyutlarda olduğu görülmektedir.

Kayıt dışı ekonomi ile mücadele, kalkınma planlarında da dile getirilmiş ve bu amaçla 2008 yılından beri dört ayrı eylem planı hazırlanmışsa da, bu planların nasıl bir etki gösterdikleri bilinmemektedir. Çünkü, Türkiye’de kayıt dışı ekonominin boyutlarını yıllar itibariyle ortaya koyan resmi bir çalışma -saptanabildiği kadarıyla- mevcut değildir.

Kayıt dışı ekonomi ile mücadele pek çok Bakanlığın birlikte çalışmasını gerektirse de, esas itibariyle Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın sorumluluğundadır. Burada da vergi denetimleri etkili bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır.

 Belirtmek gerekir ki; kayıt dışılıkla mücadelede gerekli yasal, teknik altyapı ve personel bazında tüm imkanlara Türk Vergi İdaresi sahiptir. Malumunuz üzere;

(i) Öncelikle idare, vergiyi doğuran olay, mükellef ve matrahla ilgili olarak hem mükelleflerden hem de üçüncü kişilerden çok geniş bir çerçevede -talep üzerine ya da düzenli olarak bildirim şeklinde- bilgi toplama yetkisine sahiptir. Türk Vergi İdaresi, dijitalleşme konusunda çok ileri vergi idarelerinden biri olup, toplanan bilgiler elektronik ortamda kaydedilmekte, işlenmekte ve kullanılmaktadır. Bu bilgiler üzerinden, vergi idaresince belirlenen risk faktörleri yoluyla elektronik ortamda riskli mükellefler tespit edilebilmektedir.

(ii) Türkiye’de vergi idaresi, başka ülkelerde izin verildiğinden çok daha geniş bir kapsamda -ve hatta Anayasa sınırlarını zorlayacak şekilde- yoklama yapabilme imkanına sahiptir. Yoklama yoluyla, mükellefler ve mükellefiyetle ilgili durumlar hakkında anlık tespitler mümkün olmaktadır. Halihazırda, -2022 verilerine göre- vergi idaresinin taşra teşkilatında yoklamada yararlanabileceği 23.901 gelir uzmanı bulunmaktadır.

(iii)  İnceleme, vergi idaresinin kullanabileceği bir diğer önemli araçtır ve mükellefin sadece hesaplarının değil, fiili durumunun gerçek mali gücü ortaya derecede ayrıntılı şekilde denetlenmesine izin vermektedir. İnceleme yoluyla, mükellefin envanterinin muhasebe kayıtlarıyla uyum içinde olup olmadığı, üçüncü kişilerle yaptığı ileri sürülen hukuki işlemlerin gerçekten yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa içeriğinin defter, kayıt ve belgelere doğru bir şekilde aktarılıp aktarılmadığı, defter, kayıt ve belgelere yansıtılmayan hukuki işlemler bulunup bulunmadığı saptanabilmektedir. Vergi Denetim Kurulu’nun 2022 verilerine göre, vergi müfettişi sayısı 15.238’dir.

(iv) Nihayet, vergi idaresi, vergi kaçakçılığı suçunun işlendiğine yönelik emareler varsa, hakim kararıyla, vergi inceleme elemanları eliyle mükellefin işyerinde, evinde, üstünde, aracında ya da başka yerlerde baskın şeklinde arama yapabilmektedir.

Tüm bu imkanlara rağmen, Gelir İdaresi Başkanlığı 2022 yılı Faaliyet Raporu’na göre 31.12.2022 itibariyle Türkiye’de faal mükellef sayısı 6.921.593’dür ve 2022 yılında, 3.433.964 faal gelir vergisi ve kurumlar vergisi mükellefinden ancak %2,26’sı incelemeye tabi tutulabilmiştir.

Bir fikir vermesi bakımından, -TÜİK verilerine göre- 85.279.553 olan ülkemiz nüfusundan yaklaşık iki milyon daha az nüfusa sahip Almanya’da -DeStatis 2022 verilerine göre- sadece gelir vergisi mükellefi sayısı 43 milyon, kurumlar vergisi mükellefi sayısı ise 1.316.939’dur. Almanya’da 2018 yılında büyük işletmelerin %21,6’sı, orta büyüklükteki işletmelerin %6,3’ü, küçük işletmelerin %3,2’si, en küçük işletmelerin ise %1,1’i incelenmiştir. Türkiye’de çocuk ve genç Almanya’da ise emekli kesimin daha büyük olduğu göz ardı edilmeksizin bu basit karşılaştırma dahi, Türkiye’deki kayıt dışılığın büyüklüğü ve denetim sorunu konusunda başka bir ipucu vermektedir. Alman Vergi İdaresi’nden daha geniş denetim araç ve yetkisine sahip Türk Vergi İdaresi, kuşkusuz çok daha iyi bir denetim performansı gösterebilecek ve kayıt dışılığı çok azaltabilecek potansiyele sahiptir.

Bu bağlamda, hem vergi hukukuna ömrünün anlamlı bir kısmını vermiş bir akademisyen hem de vatandaş olarak, geçtiğimiz hafta yaptığınız, "Kayıtdışılıkla mücadelemiz artarak devam ediyor. Denetimlerde yapay zekayı devreye alıyoruz. … Bu yıl kiralık konutlar, eğlence yerleri ve restoranlarda fiili denetimler gerçekleştiriliyor, özellikle KDV oranlarını hatalı uygulayan mükellefleri yakından takip ederek gerekli denetimleri yapıyoruz. Piyasada oluşan fiyat hareketlerini yakından takip ediyor ve birçok sektöre ilişkin detaylı analizler yapıyoruz. Ülke genelinde hazırlanan denetim planları ile sahada da denetimlerimizi sürdürüyoruz.” şeklindeki açıklamanızı memnuniyetle karşılıyor ve bu denetimlerin sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmanızı umuyorum.

Kayıt dışı ekonomi ile ciddi ve etkili bir şekilde mücadele için ivedilikle;

- Hükümetinizce bir daha vergi affı çıkartılmayacağı sözü verilmesi ve en kısa süre içinde vergi affı konusunun Anayasa’da özel olarak düzenlenerek zorlaştırılması,

- sadece konut, eğlence yeri ve restoranlarda değil, kaçağın yoğun olduğu sektörlerden başlayacak şekilde yoklama elemanlarının etkin bir şekilde sahaya sürülmesi,

- incelemelerin defter, kayıt ve belgelerle sınırlı olmayacak şekilde yapılması,

- toplumun dar gelirli kesiminden zorunlu tüketim maddeleri üzerinden alınan dolaylı vergilerin -belli ölçülerde dahi olsa- iadesine imkan tanıyan -özel gider indirimi benzeri- bir mekanizma yoluyla, belge kullanımının desteklenmesi çağrısında bulunuyorum.

Türkiye, üretimden tüketime her aşamada karşımıza çıkan, dürüst çalışan işletmelerin rekabet gücünü etkileyen, vergi yükünün adaletsiz şekilde sabit gelirli üzerinde yığılmasına yol açan, bir yanı itibariyle -insan kaçakçılığından kamu malının işgaline kadar- suçla ilgili olan ve ülkenin güçlenmesinin önüne geçen bu kamburdan artık kurtulmalıdır. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İhtiyati haciz dalgası! 10 Eylül 2024