Sayın Demirel’in ardından
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in ölümüyle, kimimizin kızdığı, kimimizin sevdiği, ülkemizde demokrasinin gelişmesindeki katkısını herkesin teslim ettiği; siyasetçi dönemindeki icraatı eleştirilse dahi, Cumhurbaşkanı iken tam bir devlet adamlığı sergileyen tarihi bir şahsiyet daha ebediyete intikal etmiş bulunuyor. Rahmetli Demirel’in siyasette yükselişi, Türkiye’de sol akımların serpildiği zamana rastlar. O dönemde sol, kendi düşüncelerine meyletmeyenlerin emperyalist bir gücün adamı olduğunu düşünürdü. Süleyman Bey onlar için Amerika’nın adamıydı, göreve de onlar yerleştirmişlerdi. Hiçbir solcu, ülkesini seven, kalkınması için uğraşan, solun benimsemediği kalkınma yolları izleyen bir liderin seçimle göreve gelip ülkeyi yönetebileceği düşüncesini kabule hazır değildi.
O dönemin solcuları daha sonraki yıllarda herhalde Sayın Demirel’e haksızlık yaptıklarını fark etmişlerdir. Kendi adıma o dönemdeki düşüncelerimde yanıldığımı pek de uzun süre geçmeden anladım, daha sonraki yıllarda kendisini tanıma fırsatı bulunca, sevecen, ince düşünceli, engin hoşgörülü bir insanın karşısında olduğumu gördüm. Bir anımı da aktarmak isterim. 2005 yazında, World International Studies Conference adlı uluslararası toplantının İstanbul’da yapılması kararlaştırılmış, ben de yerel programı tertip sorumluluğunu üstlenmiştim. Bu toplantılarda ülkenin önde gelen siyaset adamlarından bir veya ikisinin konuşması beklenir. Eski Cumhurbaşkanı olarak Sayın Demirel’i davet ettim. Kabul etti, çok sevindim. Gel gelelim, usul bilmiyordum. Biletlerini göndereceğiz mi, havaalanında nasıl karşılayacağız, konferanstan sonra yapılacak yemeğe kimleri çağıracağız? Sonunda en iyi yolun, kendisine cehaletimizi peşinen ifade eden, sorularımızı sıralayan bir mektup yazmak olduğunu düşündüm; kaleme aldım, gönderdim.
Aradan iki, üç gün geçmişti ki Süleyman Bey’den telefon geldi. Cumhurbaşkanımız hal hatır sorduktan sonra, “Hocam siz biletti, karşılamaydı, öyle şeyleri hiç düşünmeyin, onların hepsi halledilir,” dedi ve devam etti, “Sakın hava alanına beni karşılamaya gelmeyiniz. Siz orada büyük bir toplantının muntazam yürümesinden sorumlusunuz, orada kalmanız lazımdır. Ben zaten önce başka yerlere gideceğim, oradan da size gelirim.” Daha sonra yardımcısı Emel Hanım ile telefon görüşmeleri yaptık, her konuyu hallettik. Hazırlıklarımızı tamamladık. Sayın Demirel, yapacağı konuşmanın metnini Türkçe ve İngilizce çoğaltılmış olarak önceden gönderdi. Kendisi de zamanında geldi. Çok hoş bir toplantı oldu. Yabancı konuklar olaydan büyük keyif aldılar. Ben de her işin güzel gitmesinden gurur duydum. Sonradan öğrendim, Rahmetli bizden önce gittiği açılış töreninde, yöneticinin işi çok uzatması karşısında, geç kalmamak için, kurdele kesmeyi beklemeden ayrılmış.
Ülkemiz sevmeyenlerin bile demokratlığından şüphe etmediği, saygı duyduğu bir devlet adamını kaybetti. Allah Rahmet eylesin.