Sayın Başbakanımız “Sigortanızı yaptırmayı unutmayın” deseydi

Can KANTAR
Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

1999 Marmara Depremi’nin ardından yasa ile kurulan Doğal Afet Sigortaları Kurumu o günden bu yana vatandaşların sigorta yaptırmaları konusunda büyük bir çaba sarf ediyor. Vatandaşların arasında Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS), DASK ismi ile biliniyor. Bu sigorta ürünü Trafik-Kasko ve BES ile birlikte en çok bilinirliliği olduğunu söylemem gerekir. Gel gelelim bilinse de yapmamak için ayak sürüdüğümüz bir konu. Parasından mı ? desek mümkün değil en ucuz sigorta ürünü sayılır.  Nereden alacağım ? deseler 17.000 sigorta acentesi, binlerce banka şubelerinden ve internetten de satın alınabilir bir ürün. Ama biz ne yapıyoruz ?, birçok fırsatımız varken satın almıyoruz. Ne zaman bir yerde deprem olsa hemen sigorta yaptırmaya koşuyoruz. Önce depremin olduğu yerin civarlarından başlıyor ilgi, sonrasında bu riski gören herkes gidip sigorta yaptırıyor.  Deprem olmadan bunun normal rutin bir gereklilik olarak görülüp yaptırılması gerekiyor.

Artık burada suistimal olmamalı

Van depremi sonrası o bölgede sigorta şirketleri Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi kesmeyi durdurdu. Sigorta yaptıramadıkları için sigorta sektörü büyük eleştiri almıştı. Şimdi burada eğri otursak da doğru konuşmalıyız. Sigorta şirketleri deprem sonrasında poliçe yaptırmak için gelen vatandaşın evinin hasarlı olup olmadığını nereden bilecek. Ayrıca akabinde artçı sallantılarla zarar görmeyeceği ne malum. Bunun için bu günü beklemeden sigorta yaptırılmalı. Geçtiğimiz sene elektrik su abonelikleri için ZDS zorunluluğu getirilmişti. 200 bin TL’ye ev satın almış, veya aylık 1000 TL’ye evini kiraya veren bir kişi ZDS yaptırmak için senelik 150 TL’yi fazla görüyor.  Ne yapıyor gidip elektrik, su aboneliklerinin yaptırıldığı yerde türeyen sigortacılardan ZDS yaptırıp işlemini gerçekleştiriyor. Ve sonra gidip poliçeyi iptal ettirip parasını geri almaya çalışıyor. Bu yola başvuranların çok azınlıkta olduğunu biliyorum ama bu kişi Allah Korusun bir deprem sonrasında ne duruma düşeceğini tahmin edemiyor mu ?

Doğal Afet Sigortaları Kurumu yöneticileri ve işletici sigorta şirketinin yöneticileri ellerinden geleni yaptıklarına inanıyorum. Geçtiğimiz günlerde Türkiye ve Cezayirli bilim adamları deprem konusunda bir risk haritası oluşturmuşlar. Bu haber haritası ile birlikte basında yer aldı. Riskli bölgeler kırmızı ile işaretliydi. Türkiye neredeyse baştan başa kızarmıştı diyebiliriz. Yani ülkemizin yüzde 98’i deprem riski altındayken hala her 5 evin 2 -3 tanesinin sigortalı olması çok anlamsız. Vatandaşlarımız sigorta yaptırmamak için birçok bahane öne sürebiliyorlar. Ve daha da ilginci hayatta kalınmayacağı inancı yaygın. Allah Korusun bir büyük depremde herkesin öleceğini düşünmek doğru değil. Mutlaka hayatını çok kişi kaybedecek ama, hayatta kalanlar ne yapacak o zaman. Bunu düşünmek gerekir. Hayatta kalmak için plan yapmak öncelikli olmalı.

DASK çok çalışıyor, bütün ev, sokak ve caddeleri yeniden tanımlıyor.  Eksperlerin bölgelere hatta binalara kadar sorumlu olduğu alanlar belirleniyor. Eksperlerin yetişmediği durumlarda görev yapacak kişiler eğitiliyor. Bugüne kadar toplanan paraların en iyi şekilde değerlendirildiğini söyleyebilirim. İndirim alternatifleri üretiliyor. Bütün büyük riskler öngörülerek hazırlık yapılıyor. Yani vatandaş “ büyük bir deprem olduğunda bunun altından DASK kalkamaz” diye düşünmesin. Yeter ki sigortalılık oranı artsın. Bunun için de Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan 17 Ağustos’ta Bursa da yaptığı konuşmada keşke “Zorunlu Deprem Sigortanızı yaptırın” demiş olsaydı. Çünkü DASK Devletin kurumu burada toplanan paralar olası bir afette Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin üzerindeki yükü azaltmak için kullanılacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar