Savunma ve güvenliğin ekonomisi
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Afrin operasyonu önemli bir operasyondur. Silahlı kuvvetlerinin operasyonunun arkasında insan var,silah var, ekonomik güç var.
Silahlar, tanklar,uçaklar,toplar,tüfekler para ile alınıyor. Silahların ateşlenmesi için mermiler, tankların yürümesi, uçakların uçması için yakıtlar para ile alınıyor.
İşte onun için savunma ve güvenlikte insan önemli ama, ekonomi de önemli. Önce stok yapmak gerekiyor. Sonra stoğu korumak gerekiyor. Sonra da stoğun eyleme geçmesini ve eylemi sürdürmesini sağlayacak tedarikin aksamadan yapılması gerekiyor. Günümüzde bütün bunlar önce paraya, sonra tedarik becerisine bağlı. Çünkü siyasi ilişkiler ve dengeler nedeniyle parası ödenecek olsa da, bazı ülkeler, bazı tedarikçiler silah ve mühimmat satmıyor.
Türki ekonomisi, çok uzun süredir savunma ve güvenlik harcamalarının yükünü taşıyor:
- PKK’nın ilk silahlı eylemi 15 Ağustos 1984'te Hakkari’de Eruh ve Şemdinli’de başladı. O tarihten bu yana PKK ve PKK terörü ile mücadele sürüyor.
- ABD’nin Irak’ı işgali ile 2003 yılında başlayan ve Türkiye’yi içine çeken Irak kargaşası devam ediyor.
- Suriye’de iç savaş 2011 yılında Dere kasabasında başladı. O tarihten bu yana Suriye iç savaşından olumsuz etkilenmeye devam ediyoruz.
- PKK’nın Suriye kolu PYD 2012 yılında Kobani, Afrin ve Kamışlı’yı ele geçirerek bölgede hakimiyet kurmaya başladı.
Bütün bu gelişmeler Türkiye’nin savunma ve güvenlik harcamalarının artırılmasını zorunlu kıldı.
Her şeye rağmen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, savunma ve güvenlik harcamalarına kaynak bulabiliyor.Savunma ve güvenlik harcamalarının büyüklüğüne rağmen harcamaların bütçeden karşılanması mümkün olabiliyor.
2017 Yılı bütçesinde açık hedefi 46.8 milyar TL idi. Savunma ve güvenlik harcamalarının artmasına rağmen açık 47.3 milyar TL. oldu.
2017 Yılında Milli Savunma Bakanlığı bütçesi 28.7 milyar TL. idi. 2018 büteşsinde 40.5 milyar TL. olarak belirlendi.
Uçakların havada uçabilmesi, tankların yürüyebilmesi, silahların ateş alabilmesi için gerekli paranın bulunması ekonominin güçlü olmasına bağlı.
Savunma ve güvenlik gerektirdiğinde paranın sözü olamaz. Ama paranın da bir yerlerden bulunması gerekir. İşte onun için her şeye rağmen ekonominin çarklarının dönmesi zorunluluğu var.
“Terörle mücadele ederken, silahlı kuvvetler Irak ve Suriye’de görev yaparken ekonomiyi mi düşüneceğiz?” diyemeyiz. Silahlı kuvvetlerin ihtiyacı olan harcamaları bu ekonomi sağlayacak.
Son 15 yıldır terörle mücadele için ve sınır güvenliği için yapılan harcamalar, Hükümetlerin, ülkenin bu konulara ayırdığı zaman,ekonomik gelişmeyi önemli ölçüde frenledi. Ne yapalım ki, "Terörle mücadele, sınır ötesi gelişmelere karşı önlem almamız, büyük kaynak gerektiriyor, ekonomiye yük oluyor" diyerek, terörle mücadeleden, sınır ötesi gelişmelere müdahaleden vaz geçemeyiz.Önemli olan ülkenin bütünlüğü, bu ülkede yaşayan insanların güvenliği.
Afrin operasyonunun bir olumlu yanı var. Türk Silahlı Kuvvetleri önce Balyoz Operasyonu, sonra da FETÖ operasyonu ile son on yılda 2 darbe yedi. Çok sayıda kumandan değişti. Ama Afrin operasyonunda uçan uçaklar, yürüyen tanklar, ateşlenen silahlar “Türk Silahlı Kuvvetleri”nin geçmiş olumsuz gelişmelerin etkilerini onarmayı başardığını, eski gücünü ve moralini kazandığını gösterdi.