Savaşların Türkiye’ye etkileri ne olacak?

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

7 Ekim 2023, Hamas İsrail’e üç koldan saldı­rı gerçekleştirdi.Operasyonun adı ‘Aksa Tu­fanı’ydı. Ardından İsrail, son 50 yılın en büyük saldırısını gerçekleştirerek tüm Gazze'ye ölüm yağdırdı. Operasyonun adı ‘Demir Kılıçlar’dı. Savaşın 22’nci gününde beklenen oldu. İsrail kabinesi oybirliğiyle kara operasyonunu onay­ladı ve Netanyahu, savaşın ikinci aşamasına girildiğini duyurdu.

Bu savaşa batıdan neredeyse hiçbir tepki gelmezken, 24 Temmuz’da ABD Kongresi’nde Netanyahu ağırlandı ve 58’i ayakta olmak üze­re 79 kez alkışlandı. ABD verdiği desteği legal hale getirmiş oldu. Sonrasında İsrail 23 Ey­lül’de Suriye’ye, ardından da asıl hedef olan Lübnan’a saldırılar düzenledi. İsrail medyası­na göre, Lübnan'dan İsrail'e 100'den fazla ro­ket saldırısı gerçekleşti. Bu saldırılara yanıt olarak İsrail, Hizbullah'a ait hedeflere yoğun hava saldırıları düzenledi. Ve ekim ayının ilk günlerinde İran İsrail’e yönelik hava saldırı­larına başladı. 2 Ekim Perşembe gecesi İsrail Lübnan’ı vurmaya devam etti.

Pezeşkiyan Batı’ya seslendi: İsrail'i çekin!

Eski İngiltere Dışişleri Bakanı William Ha­uge: İsrail savaşmaya devam etmelidir. İran, İsrail'in üst düzey liderlerine yönelik suikast­ların ‘intikamını’ almak amacıyla gerçekleş­tirdiği saldırılarla Ortadoğu’daki gerilimi artı­rırken, İngiliz medyası saldırıların ardından 3. Dünya Savaşı korkularının tetiklendiği söyle­mini dillendirdi. Olası bir savaşta İran ile İsra­il’in hangi ülkeler tarafından destekleneceğine dair değerlendirmeler de peşi sıra geldi.

Bu savaşın sonu nereye çıkacak?

İran'ın saldırılarının her ne kadar misilleme amaçlı olduğu bilinse de Ortadoğu’da bundan sonraki süreçte suların durulmayacağını söy­leyebilmek mümkün. İran’I tetikleyen konu­ların başında İsrail’in Filistin ve Lübnan’a yö­nelik saldırılarının yanı sıra, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, Hamas lideri İsmail Haniye ve Devrim Muhafızları komutanı Abbas Nil­furuşan suikastlarının intikamının da rol oy­nadığını söylemek mümkün.

İngiliz Mirror’ın haberinde, “İran, İsrail’in ABD, AB ve İngiltere ittifakına karşılık olarak Rusya, Çin ve Türki­ye ile bir destek ağı örmeyi başardı" değerlen­dirmesine yer verdi. Haberde ayrıca, “saldırı­lar topyekûn bir savaşa dönüşürse Tahran ve Tel Aviv’in müttefikleri kimler olacak” soru­suna yanıt verilirken, Rusya’nın İran'ın yanın­da yer aldığı; Çin’in İran ile stratejik ilişkileri­nin sürdürdüğü görüşüne de yer verildi.

Savaş nasıl bir sonuç doğuracak tartışılır. Kimi çevre­lere göre siyonist yaklaşımın yansıması olarak savaş daha uzun süre devam edecek. Yine bazı çevreler ise batının, özellikle Avrupa ülkeleri­nin savaş istememesi sonrasında İsrail’in de geri adım atmayı kabul edeceği görüşünde. Ne kadar süreceğinden çok, ne zaman biteceğini daha fazla önemsiyorum. Zira savaş hiçbirimi­zin isteyeceği ve kabul edeceği bir durum değil, binlerce masum insanın hayatını kaybetmesi son derece üzücü.

İsrail’in batılı ülkelerce bu sürece ses çıkartılmamasından aldığı cesarete Arap yarımadasından gelecek tepkilerin savaşı daha da büyütecek sonuçlar doğuracak olması da kimseyi şaşırtmamalı. Tablo daha da karam­sarlaşıyor, endişeler yerini tedbirli olmaya bı­rakıyor. ABD’nin İran’a yönelik yeni yaptırım­ları da konuşmaya başlaması, savaşın gitgide büyüyeceğinin en önemli işareti olsa gerek.

Türkiye yatırım cenneti olabilir

Ortadoğu’nun gitgide ısınmasıyla borsa­larda da önemli kayıplar oluşmaya başladı. ABD ve Avrupa borsalarının yanı sıra Borsa İstanbul’da da sert düşüşler meydana geldi. Altın ve petrol yükselirken, hisse piyasaları düştü. Bunlar korku sonrası sıcak para üze­rinde oluşan etkiler. Orta ve uzun vadede ise Türkiye üzerindeki etkilerin çok daha farklı olacağını belirtmeliyim.

Bölgede bu gelişme­ler yaşanırken en sağlam ve güvenilir ülke­nin Türkiye olması, savaşın ülkemize sıçra­ma ihtimalinin son derece düşük görülmesi gibi hususlar yabancı yatırımcıların ülkemi­ze yönelmesine sebebiyet verecektir. Ben bu­na şimdiden kesin gözüyle bakıyorum. İçeri­de ekonomide her ne kadar henüz sağlıklı bir piyasa yapısına ulaşamamış olsak dahi, gerek regülasyonlar gerekse teknolojik altyapının yeterli seviyede olması, yabancı yatırımcıla­rı bölgesel yatırımlarında doğrudan ülkemi­ze adresliyor.

Haliyle bu durum, Türkiye’de­ki girişimciler açısından da önemli bir fırsat teşkil ediyor. Mühim olan bu fırsatları görüp göremeyeceğimiz ve değerlendirip değerlen­diremeyeceğimiz. Savaşı benimsemesek de süre uzadıkça ülkemizin bu konuda son de­rece avantajlı bir konuma ulaşacağını gözden kaçırmayanlar için önemli bir fırsat kapıda bekliyor. Tabi treni kaçırmazsak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar