Savaşlar, kültürel mirası da yok ediyor
Harplerin korkunç yönlerinden birisi de dünya kültür mirası ürünlerine verdikleri zararlar. Savaş sırasında genelde müzeler de yağmalanıyor, anıtlar da bombalanıyor ve buralardaki onarılamaz hasarlar dünya için yerine konulamayacak büyük kayıplara neden oluyor. Savaşlar tabii ki büyük afetler; binlerce insanın ölümü, yaralanması tarifsiz acılar doğuruyor, ama arkeolojik, mimari
mirasın yitip gitmesi de yabana atılır gibi değil. Çünkü bunlar sadece savaşın olduğu ülkelerin değil, tüm dünyanın, tüm insanlığın mirası. Öte yandan müzelerden çalınan paha biçilmez eserlerin çok ucuza satılıp karşılığında silah alındığı da çok sık rastlanılan bir gerçek.
Konunun yakın takipçilerinden Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO sık sık kültür varlıklarına verilen zararlar hakkında dünya kamuoyunu bilgilendiren raporlar yayınlıyor. Örgüt, iç savaşın sürdüğü Suriye’de Dünya Kültür Mirası listesindeki altı alanı Halep Antik Kenti, Bosra Antik Kenti, Şam Antik Kenti, Crac des Chevaliers ve Qal’at Salah El-Din kaleleri ile yine bir antik şehir olan Palmira’yı yakından takip ediyor, buralardaki tarihi yapıların ateşli silahlar nedeniyle ağır hasar gördüğü raporlarında yer alıyor.
Bir Geç-Hitit Krallığı olan Hama’daki müzenin yağmalandığı, Rakka Müzesi’ndeki önemli eserlerin ise güvenli yerlere taşındığı söyleniyor.
İdlib Müzesi’nin akıbetinden de endişe ediliyor. Bu arada Şam ve Halep’teki müzelerden değerli parçaların Suriye devlet bankasındaki çelik kasalarda tutulduğu sanılıyor.
Benzeri olaylara Mısır’da da rastlanıyor. Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’e karşı isyanın yaşandığı 2011 Ocak ayında Kahire’de göstericilerin Mısır Müzesi’ni bastıkları, iki mumyanın kafası kopartıp on eseri de kırdıkları biliniyor. Bu baskın sırasında müzeden çalınan otuz üç eser arasında Tutankamon koleksiyonundan parçalar da yer alıyor. Üç ay sonra müzeden çalınan on iki parçanın bulunuyor, ancak Tutankamon’un altın bir heykelinin tacının ve bacaklarının kırılmış olduğu açıklanıyor.
Yağmacıların yakınlardaki son hedefi, Kahire yakınlarındaki Minya kentinde bulunan Malawi Müzesi oluyor.
3 bin 500 yıllık bir heykel, mücevherler, Yunan-Roma medeniyetlerinden kalma altın ve bronz paralar ile bronz hayvan heykelleri çalınıyor. Irak da savaş sırasında bu saldırılardan nasibini alıyor. Yağmalanan yerler arasında İ. Ö. 2000’li yıllara kadar uzanan yüz yetmiş bin eseri barındıran Ulusal Müze de var. ABD işgali sırasında Irak’tan on beş bin tarihi eser kaçırıldığı sanılıyor.
Bu eserlerin bir bölümü, ABD’de Christie’s gibi müzayede evlerinde ortaya çıkıyor.
Afganistan’da da 1992-1996 arasındaki iç savaş benzer olayları doğuruyor: Buda heykelleri yıkılıyor, sayısız tarihi eser yok ediliyor. Kabil Ulusal Müzesi bombalanan yerler arasında, patlamalardan geriye kalan yapıtlar ise yağmalanıyor. Daha yakın tarihlerde zarar gören eserler arasında 5. yüzyıla ait iki Buda heykeli de var.
Yalnızca son yirmi, yirmi beş yılın bilançosundan bir kesit burada anlattıklarım. UNESCO, belki savaşlara engel olamıyor, ama zarar gören eserlerin haksız bir biçimde el değiştirmesini önleyecek uzmanlar yetiştirmek ve kamuoyunu bilgilendirmek için yoğun bir gayret içinde. Bu konularda hassasiyet ise hepimizin görevi.