Savaşçı Zeyna’dan Matmazele
Global piyasaların genelinde ve Türkiye’nin özelinde toz dumana karışmışken geçmişi bir kez daha gözden geçirerek bulunduğumuz koordinatları kesinleştirmek doğru olabilir. “Tapering” yani parasal genişlemenin hızının azaltılması ve nihayetinde son bulması konusunun piyasalara yardımcı olmadığı kabul edilebilir bir düşünce.
Ancak bu konuda Mayıs-Eylül 2013 döneminde önlem alınmadı ve Mart 2014 beklendi ise pek fazla söyleyebilecek bir şey yok. FED ve piyasalar herkese hazırlanmak için fırsat verdi. Bundan sonra asıl konu enflasyonun normale dönüp dönmeyeceği ve buna bağlı olarak FED’in ne yapacağı. Ancak önce ister çuvaldızı isterseniz iğneyi kendimize batıralım. 2008 krizi henüz başlamadığı günlerde tüm gazete ve raporlarda BRIC ülkelerinin yani Brezilya, Rusya,Hindistan ve Çin’in ne kadar muhteşem olduklarını okumuyor muyduk?
Bu ülkeler global krizden ayrışmayacak mıydı? Sadece 5 yıl içinde nasıl oldu da bu ülkeler ve daha fazlası bir anda Kırılgan Beşli grubuna girdi. Zeyna’dan matmazele bu kadar hızlı nasıl dönüşüldü? Bir veya iki ülke, politik veya ekonomik nedenlerle olabilir, ancak bir anda hepsi birden nasıl gözden düştü? Bir veya iki yıl önce artık BRIC’leri unutun şimdi MINT’in dönemi başlıyor denildiğinde T Türkiye değil miydi? Ve hatta 2002-2007 döneminde yani QE yokken ve FED faizleri 1.0% seviyesinden 5.25% seviyesine yükseltirken BIST 4 kat yükseliş göstermedi mi? Tüm piyasalarda bir Minsky döngüsü vardır. 2000'li yıllara biz dahil pek çok ülke krizle girmişti. Bu nedenle kurumlar ve yatırımcılar son derece tedbirliydi. Yıldırım aynı yere 2 kez düşmez mottosu ile “temizlenmiş” olan bu ülkelere yatırım yapmayı isteyen önemi bir kitle oluştu. Değerlemeler borsacı terimi ile “dipteydi.”
Ancak daha sonra FED’in de gevşek para politikaları ile tedbir yerini neşeye, şüphe yerini emin olmaya bıraktı. Son aşama ise elbette spekülatif düşüncenin hakim olması oldu. Alt yapısı son derece sorunlu Brezilya, Çin’le karşılaştırıldığında imalat sanayisi zayıf Hindistan ve cari açığı olan Türkiye gibi ülkelerin temel sorunları sanki bir anda ortaya çıkmış gibi masanın üzerine koyuldu. Bu sırada da yıldırım ABD’ye düşmüş olduğundan ve tekrar düşmeyeceği varsayıldığından sermaye hızla ABD’ye doğru geri çekildi.
Bundan sonra ne olacağı iki noktaya bağlı olacak. Bir kez daha sorunları ile yüzleşen bu ülkelerin önlem almak için atacağı adımlar ve etkileri ile bu süreçte değerlemelerin geleceği nokta. Örneğin Çin borsasının 2007’den bu yana devam eden zayıf seyri, şayet parti reform kararlarını eksiksiz uygularsa, yatırımcılar açısından önemli bir fırsat olarak değerlendirilecektir. FED’in taper kararını ertelemesi gibi geçici kararlar (ki ben haftaya böyle bir karar beklemiyorum) sorunlar üzerine yapılan bir makyajdan ibaret olacağından oluşacak iyimserliği portföyleri düzenlemek için kullanmak daha doğru olacaktır.