Satışa yetişemedi, ikinci fabrika geliyor

Volkan AKI
Volkan AKI İŞ'TEN SOHBETLER [email protected]

Türkiye’de potansiyeli yüksek çok farklı sektörler ve şirketler var. Jeneratör üretimi ve bu alanının önemli şirketlerinden Teksan bunlardan biri… Aslında jeneratörün yüzde 80’ini oluşturan motor ve alternatörün yurtdışından geldiği, katma değerin geri kalan yüzdede ve serviste oluştuğu bir sektör. Yurtiçi ve yurtdışında markalaşma ön plana çıkıyor. Model olarak güzel bir örnek oluşturuyor. Teksan şimdilerde ikinci fabrikayı, yine Gebze’de kuruyor. Hedef tamamen yurt dışı. “Eğer geçen sene yeni fabrika olsaydı yüzde 30 daha fazla satardık” diyorlar… Türkiye’ye moral verici yatırımlar. Biraz sektörü, biraz Teksan’ı ikinci kuşak ile konuştuk…

Temelleri Abdülkadir Teksan ve Özdemir Ata tarafından atılan Teksan 1994 yılında kurulmuş… 1998 yılında Özcan Başeğmezler de Teksan’ın ortakları arasına katılmış. Özdemir Bey ile de tanışıyoruz ama denk geldi ikinci kuşaktan Yönetim Kurulu Üyesi Burak Başeğmezler ile sohbet ettik biraz… Tam bir aile şirketi aslında... Kurucu ailelerin çocukları yönetimde, damatlar ve gelinler dışında… Burak Başeğmezler, “Biz ikinci kuşak daha çok günlük işler, müşteriler, pazarlarımızla ilgileniyoruz. Özdemir Ata Yönetim Kurulu Başkanı ve daha çok yeni yatırımlarla ilgileniyor. Gebze’de ikinci fabrikayı kuruyoruz. İkinci jenerasyon iş başında… Damat ve gelinleri almıyoruz şirkete… Geri kalanlar hepsi şirkette” diyor. Dünyanın en başarılı şirketleri aile şirketleridir, eğer profesyonel olarak yönetilebilirlerse. Kurumsallaşmayı sağlayabilirlerse… 

İkinci fabrika olsaydı 

Gelelim hemen yatırıma, ikinci fabrikayı çok hevesle kurdukları belli. Burak Başeğmezler, “İkinci fabrikayla kapasite artışı sağlayacağız. Eğer geçen sene bu ikinci fabrikamız olsaydı belki yüzde 30 daha çok satış yapabilirdik. Ama kapasite teslimleri etkiliyor. Biz biraz daha fazla yurt dışında büyümeyi hedefliyoruz. 120 ülkeye ulaşmış durumdayız. Türkiye bu dünya pazarı içinde sadece bir nokta. Yeni fabrika inşaatımız da Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde… Amacımız yeni fabrikayı da yurtdışı için çalıştırmak. Şu andaki mevcut fabrikamızı da yurt içine yönelik olarak çalıştırmak” sözleriyle özetliyor yatırım amaçlarını. Herkesin artık üretime böyle bakması lazım. Türkiye’nin bu dev pazarda yeri çok küçük. Ama kilit kavram, ‘rekabetçi’ olup olmadığınız. Pazarlara elinizi kolunuzu sallayarak giremiyorsunuz…

Türkiye’ye yatırımı tercih etti

Hemen soruyorum neden Türkiye’de yatırım… Bu sektörde Çin’e yatırım daha cazip duruyor aslında… “Yurt dışında fabrika kurmak yönetim ve kontrol açısından zorluk yaratabiliyor. Biz ayrıca bir şeyler yapacaksak Türkiye kazansın, Türkiye’deki insanlar kazansın istiyoruz. Bakış açımız da böyle… Çin’den teklifler geldi bundan 10 sene önce, arsa verdiler pek çok imkan sundular ama gitmeyi düşünmedik. Yurtdışıyla rekabet edebiliyoruz çünkü biz üst segmente hitap ediyoruz. Daha kalitenin olduğu yerde oynuyoruz. Düşük segment ürünümüz yok bizim… O yüzden Çin’de ucuz ürün üretme peşinde değiliz. Bu segmente girmiyoruz. Daha üst kalitede, benzer Avrupalı üreticilerle rekabet edebiliyoruz. Daha uygun üretim yapabiliyoruz. Özel projelerde çok güçlüyüz. Onlar bizden daha hantallar o yüzden en büyük avantajı burada yakalıyoruz. Biz farklı özellikler istediklerinde, üretimde her şeyi yaptığımız için, onlara özel ürün geliştirebiliyoruz” diyor Burak Başeğmezler… 

Yüzde 80’i yurt dışından

Başta da söylediğim gibi bu tür katma değerli modeller güzel örnek… Başeğmezler şöyle anlatıyor: “Motor, alternatör yurt dışından geliyor bu da jeneratörün yüzde 80’i aslında… Fakat şase, kumanda panoları ve diğer özelliklerde çok ciddi eklemeler yapabiliyorsunuz. Burada, bu özelliklerle bir jeneratörün fiyatını iki katına çıkarabilirsiniz. Ama ana kısım motor, alternatörü de Türkiye’de yapmak tamamen yerli üretim gerçekleştirmek istiyoruz. Ancak bu iki ürün de yurt dışından daha uygun fiyatlı geliyor ve kapasite de çok yeterli değil… Motoru İngiltere, Kore, İsveç gibi ülkelerden alıyoruz, Japonya’dan alıyoruz… Müşteriye göre, ihtiyaca göre değişiyor.” Rekabete geri dönersek, bu durumda üstünlük nerede ortaya çıkıyor? “Rekabeti en çok etkileyen faktör. Fiyat kalite oranında çok iyiyiz. Orada en iyi üreticilerden biriyiz. 120’nin üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. İhracat geçtiğimiz yıl 38 milyon euroydu… Bu ihracat departmanımızın yaptığı ciro… Fakat onun dışında Türk müteahhitlerine sattığımız ve onlarla yurt dışına giden bir oran da var. Onlar buna dahil değil… Aşkabat Havaalanı yapılıyor örneğin, burada direkt değil müteahhit firma aracılığıyla bizim jeneratörlerimiz kullanılıyor.” 

Yeni fabrika ve pazarlar

Biraz da yeni fabrikanın katacaklarından ve pazarın durumundan bahsedelim… Burak Başeğmezler şöyle anlatıyor: “Yeni fabrikayla kapasite 3’e katlanacak… Fakat iki fazda yapacağız. İlk etapta 2’ye katlayacak, 60 milyon euroyu bulabilir birkaç yıl içinde… Fabrikanın diğer fazını belki 5 sene sonra, talebe göre yapabiliriz. Burada genelde adet yanında kapasiteye göre fiyatlar da değişiyor. Yüksek kapasiteli jeneratörler adet olarak az olabilir ancak fiyat olarak çok yüksek ciro getiriyor. Oraları daha çok hedeflemeye çalışıyoruz. Adet bazında 6 bin adet ürettik… Kapasitede 15 bini geçeceğiz. En çok Irak, Türkmenistan ve Kazakistan’a müteahhitler aracılığıyla gidiyoruz. Cezayir, Yunanistan iyi gidiyor. Yunanistan’da yarım kalan projeler hareketlendi, o nedenle bir satış artışı söz konusu. Bir dönem Hollanda’ya çok satışımız oldu. Oradaki temsilcimizle, GSM operatörüyle işbirliğine gittik ve vericilerin altyapısını kurduk. Çölde yaptığımız projeler var. Böyle projelerde kullanılıyor jeneratörlerimiz. Çok sıcak ya da eksi 40’larda çalışan modellerimiz var.”

Jeneratörde hibrit dönemi

Burak Beşeğmezler’e sektördeki en son trendleri sordum… “En büyük trend hibrit ürünler. Biogaz, rüzgar, güneş enerjisi gibi jeneratörleri Türkiye’de ilk biz geliştirdik. Hibrit dediğimiz bizim, rüzgar türbini ya da güneş panelleriyle bunu entegre yapabiliyoruz. Dizel yakıtı böyle yerlere götürmek ve sürekli çalıştırmak zor. O yüzden kendini şarj eden jeneratörlerle buradaki devamlılığı sağlıyoruz. Hedef 6 aya kadar yakıta ihtiyaç olmayan sistemler yapmak. Tabii bunlar günümüzün en önemli konuları… Bu komple sistemi biz kuruyoruz. Hepsini senkronize çalıştırmak önemli, biz onu geliştiriyoruz. Elektrik, ısıtma ve soğutma ihtiyaçlarını aynı anda karşılayan kojenerasyon ve trijenerasyon sistemleri enerji verimliliğinde önemli bir çözüm oluşturuyor. Toplam verimliliği yüzde 90’lara kadar çıkaran bu sistemler özellikle endüstri tesislerinde tercih ediliyor. Akü teknolojisi ve onu verimli kullanmak da önemli oluyor. Standart bir jeneratöre göre bu tarz jeneratörler ortalama 1.5 yılda kendilerini amorti ediyorlar. Ondan sonra kar ediyorsun.”

Pazar 300 milyon dolar

Pazarın son durumu ve gelişmeleri de Burak Başeğmezler’den dinleyelim: “Türkiye’deki üretim adetine bakarsanız Teksan en büyük… Bizim üretimimiz 6 bin adet… Geçen seneki konsolide ciromuz yaklaşık 100 milyon euro… Endirekt satışlarla ihracat yüzde 50’nin üzerinde burada. Yurtdışında kendi yerimiz hiç yok. Bayiler ve distribütörler üzerinden tüm satış ve servis organizasyonumuzu gerçekleştiriyoruz. 300 milyon dolarlık bir pazardan söz edilebilir Türkiye’de. Ciroya bakarsanız Aksa bizden daha büyük. Çünkü onların ana fabrikası Çin’de. Yelpazeleri daha geniş. Onlar ev tipi jeneratörü dahi satıyor. Biz kurumsal müşteri ve proje ağırlıklı çalışıyoruz daha çok… Yabancı üreticiler de var. Daha çok projelere yönelik, üst segmentte çalışıyorlar. Bizim Türkiye’de 9 bölgede bayilerimiz var. Özellikle jeneratörü yedek güç olarak düşünürseniz örneğin 10 saat çalışıyor yılda... Ama o 10 saatte de çalışması gerekiyor. Arızalarda hızlı müdahale etmek gerekiyor. Hizmet kalitesi ve hızı o yüzden önemli. Sadece Türkiye’de değil, dünyada nerede olursanız olun bayilerimiz aracılığıyla bu hizmeti veriyoruz. Grönland’da jeneratörlerimiz çalışıyor örneğin… Orada bir araştırma enstitüsünde çalışıyor ürünümüz.”

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar