Satışa doymayan banka: DenizBank
Yani bu hafta DenizBank’tan bahsetmesem içim rahat etmezdi. 22 yıl içinde halka arzı da saydığımızda 4 satış gören bir bankadan, hem de her ne kadar uzun zamandır Türk olmasa da en başında ülkemizde kurulmuş olan bir bankadan. Herhalde gündemde çok da önemli bir konu olmadığını düşünmeyin. Merkez Bankası’nın faiz düşürme kararı sonrası bir bekleme dönemindeyiz ve gözümüz bankalarda. Dünyadaki hareketlilik ise, bir parça İngiltere’nin de yeni başbakanı ile nasıl pozisyon alacağı ile ilintili olarak bir bekleme sürecinde. Ülkemizdeki turist sayısındaki geçen yıla göre yüzde 13.2’lik artış gündemin önemli konuları. Ama başarı öykülerine de zaman zaman değinip, motivasyonumuzu yukarılara taşımayı da ihmal etmemek gerek.
Halen Rusya devi Sberbank’ın bünyesinde bulunan DenizBank, iki gün önce atılan imzalar ile hisselerini yine kendi bölgesinin en önemli kuruluşlarının başında gelen Emirates NBD'ye devretti. DenizBank’ta değişmeyen iki şeyden birisi ismi ise, diğeri de kesinlikle Genel Müdür Hakan Ateş. Eh başarılı olsa gerek ki, bu pozisyonunu uzun yıllardır muhafaza ediyor.
Hakan Ateş imza töreninde yaptığı konuşmada "Bu salonda sizlerle sadece bir hisse devrine değil, Türkiye adına bir gurur tablosuna, aynı zamanda finans sektöründe benzeri olmayan bir rekora da şahitlik ediyoruz." derken, dünya dengelerini sarsan güç ve ticaret savaşlarının yaşandığı, aynı zamanda bölgenin son derece hassas, ekonominin ise zorlu dönemden geçtiği bir süreçte, bankanın hisselerinin 4. kez el değiştirdiğine dikkati çekmiş oldu. 1997'de Zorlu Holding ile başlayan, 2004'te halka açılma ile 25 bin ilave hissedarımızla tanışmamızla devam eden, ardından 6 yıl Dexia ve son olarak 7 yıl Avrupa'nın en köklü ve büyük bankalarından Sberbank çatısı altında bulunan DenizBank, şimdi de Emirates NBD’nin sahibi olduğu bir banka halini aldı. Ancak Sberbank’ın DenizBank’ın son yıllardaki atağında çok büyük payı olduğunu söylemek gerekir. 7 yıl gibi bir sürede yüzde 301’lik bir büyüme, hele ki böyle bir konjonktürde, büyük bir başarı olsa gerek. Ülkemize getirilerinin başında belki de istihdamı da sayabiliriz. Zira bugün DenizBank’ta 14 bin 426 kişinin çalıştığı bilgisi de yine yetkililer tarafından paylaşılan bilgiler arasında. Emirates NBD’nin temeli Haziran 1963 tarihinde Birleşik Arap Emirlikleri'nde kurulan ilk ulusal banka olma özelliği taşıyan National Bank of Dubai’ye dayanıyor. Bankanın içinde bulunduğu grup, son 5 yıl içinde Türk şirketleri ve finans kuruluşlarına 2 milyar doları aşkın finansman limitleri sunarken, ülkemizi doğu ve batının kesişme noktasında hızla büyüyen bir ekonomi olarak tanımlıyor. Türk firmalarının da Dubai’de sürekli yatırım yapar hale gelmesinin bu satın almada önemli bir payı olduğu da basın açıklamalarından net anlaşılabiliyor.
Şimdi burada duygusal davranıp DenizBank’ın bir Türk bankası olmadığı için hayıflanmak mı doğru, yoksa ülkemizde kurulmuş bir bankanın yabancı yatırımcıların sürekli ilgi odağı olduğu için gururlanmak mı. Hani şu Güldür Güldür’de yer alan fenomen cümledeki gibi, hepimiz bir “keşke benim olaydı” diyoruzdur eminim. Yani böylesine bir değerin Türk bankası olarak kalmasını elbette gönlümüz isterdi. Ancak Türk idareciler ve çalışanlar tarafından performansı ile de, değerlenerek el değiştirme başarısı ile de rekorlar kıran bir bankamızın varlığı bizi yine de bir hayli gururlandırıyor. Bu da istediğimiz zaman nasıl bir başarı ortaya koyabildiğimizi, doğru hareket edersek ülkemizde kurulmuş tüm değerlerin ne denli başarılı olabileceğini açıkça ortaya koyuyor. Tıpkı Anex Tour ile başarı hikayesini yazan Neşet Koçkar’ın, dünyaca ünlü şirket Thomas Cook’un yüzde 6.7’sini satın almasında olduğu gibi. Bir Türk firmasının dünyadaki büyük şirketlerden hisse alabilir olması bizler için önemli bir gurur kaynağı.
Hakan Ateş’i de, Neşet Koçkar’ı da, DenizBank’ın ve Anex’in tüm çalışanlarını da gönülden tebrik ediyorum.