Sat ve geri kirala yöntemiyle yapılan finansal kiralama işlemleri...
Sat ve geri kirala yöntemiyle yapılan finansal kiralama işlemlerine KDV ve kurumlar vergisi istisnası (2)
Geçen haftaki “Sat ve Geri Kirala Yöntemiyle Yapılan Finansal Kiralama İşlemlerine KDV ve Kurumlar Vergisi İstisnası” yazımızda bu kapsamda yapılacak işlemlerde uygulanacak kurumlar vergisi ve katma değer vergisi istisnaları açıklanmaya çalışılmıştı.
Anılan yazımızda;
“ 02.08.2013 tarihinden itibaren, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında taşınmazların geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla
- Finansal kiralama şirketlerine satışı ile
- Bu taşınmazların finansal kiralama şirketlerince tekrar devralındığı Kurum’a satışından,
doğan kazançların tamamı (% 100’ü) kurumlar vergisinden istisna olacaktır. Ayrıca, istisnadan yararlanabilmek için bu taşınmazların en az iki tam yıl süreyle aktifte bulunma şartı aranmayacaktır.
Öte yandan, söz konusu taşınmazların kiracı tarafından geri alınmasından sonra tekrar üçüncü kişilere satılması halinde; bu taşınmazların finansal kiralama şirketine devirden önceki kayıtlı değeri ile anılan kurumlarda (gerek satıcı kurumda gerekse finansal kiralama şirketinde) o güne kadar ayrılmış tüm amortisman tutarı dikkate alınarak bu satıştan doğacak kazanç tespit edilecektir” açıklaması yapılmış ve konunun daha anlaşılabilirliğini sağlamak anlamında örnek verilmişti. Verilen örnekte, konuyla ilgili olarak Maliye Bakanlığınca hazırlanmış olan Tebliğ Taslağında yer almış olan örnek verileri baz alınmıştı. Anılan Tebliğ Taslağındaki örnekte varlık kiralama şirketine ilişkin veriler ele alınmış ve kiracı ve finansal kiralama şirketi tarafından yapılan satışlarda da hesaplamanın aynı şekilde yapılacağı belirtilmişti.
Halbuki bilindiği üzere; Vergi Usul Kanununda yer alan mükerrer 290’ıncı madde hükümleri uyarınca; kiracı tarafından aktifleştirilen finansal kiralamaya konu iktisadi kıymeti kullanma hakkı kiralama konusu iktisadi kıymet için belirlenmiş esaslar çerçevesinde amortisman tabi tutulmaktadır. Kiralayan tarafında ise, kiralama konusu iktisadi kıymet, bu iktisadi kıymetin net bilanço aktif değerinden kira ödemelerinin bugünkü değerlerinin düşülmesi sonucu bulunan tutar ile değerlenir. İktisadi kıymetin net bilanço aktif değerinden kira ödemelerinin bugünkü değerinin düşülmesi sonucu bulunan tutarın sıfır veya negatif olması halinde, iktisadi kıymet iz bedeli ile değerlenir. Bu şekilde belirlenen iktisadi kıymet değeri üzerinden de kiralayan tarafından amortisman ayrılabilir. Ancak, çoğu zaman kiralamaya konu iktisadi kıymetin bu şekilde bulunacak değeri ya iz bedeli olmakta ya da çok küçük bir meblağı ifade etmektedir. Bu nedenle de uygulamada, finansal kiralama şirketlerinde (kiralayanda) amortisman ayrılmamaktadır. Keza, finansal kiralama süresi sonunda finansal kiralamaya konu olan iktisadi kıymetin kiracıya devrinde alınan bedel de çok küçük meblağlarda olmaktadır.
Geçen haftaki yazımızda yer alan söz konusu örneği yukarıda yapılan açıklamalarımızı dikkate alarak şu şekilde vermek daha doğru olacaktır:
Örneğin; X AŞ tarafından 17.08.2012 tarihinde alınan taşınmazın ilk alım değeri 1 bin TL ayrılan birikmiş amortisman tutarı 40 TL’dir. Bu taşınmaz 18.05.2014 tarihinde finansal kiralama şirketine bu kapsamda 5 bin TL bedelle devredilmiş ve daha sonra 15.04.2018 tarihinde 50 TL bedelle geri alınmıştır. Finansal kiralama şirketinde ayrılan amortisman tutarı 0 TL’dir. X AŞ geri aldığı bu taşınmaz için 240 TL daha amortisman ayırmış ve taşınmazı 21.06.2020 tarihinde üçüncü kişiye 10 bin TL’ye satmıştır. Bu örnekte, X AŞ’nin sat ve geri kirala yoluyla finansal kiralama şirketine yaptığı ilk satıştan doğan (5.000 - (1.000- 40)=) 4.040 TL kazancı kurumlar vergisinden istisna edilecektir. Aynı taşınmazı üçüncü kişiye satışından doğan kazancı ise (10.000-(1000-( 40+ 0+240))= 9.280 TL olarak hesaplanacaktır. Şartların oluşması durumunda, bu kazancın %75’i, kanunun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine göre vergiden istisna edilecektir. Bu işlemde taşınmazın ilk iktisap tarihi olarak, (X) AŞ’nin taşınmazı ilk satın aldığı 17/8/2012 tarihi esas alınacaktır.
Bu örnekte, Finansal kiralama şirketinin taşınmazı X AŞ’ye geri satışında ise yukarıda yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak kiralamaya konu iktisadi kıymetin bilançoda 1 TL iz bedeliyle yer aldığı varsayıldığında, [50 – (1 - 0)]= 49 TL tutarındaki kazancı kurumlar vergisinden istisna olacaktır.
Öte yandan, geçen haftaki yazımızda açıklandığı üzere; taşınmaz ticareti ve kiralamasıyla uğraşanların bu amaçla ellerinde bulundurdukları taşınmazların, Katma Değer Vergisi Kanunu’na getirilen istisna hükmü dolayısıyla, sat ve geri kirala işlemine tabi tutulması halinde de katma değer vergisi istisnası uygulanacaktır. Ancak, taşınmaz ticareti ve kiralamasıyla uğraşanların bu amaçla ellerinde bulundurdukları taşınmazlarını Sat ve Geri Kirala işlemine tabi tutmaları halinde, bu satıştan doğacak kazançlarına, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin son paragrafında yer alan “…taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır” hükmü uyarınca kurumlar vergisi istisnası uygulanamaz hale gelmektedir. Finansal kiralama işleminde finansman sağlama temel olduğu için ve bu anlamda sat ve geri kirala yöntemiyle yapılacak finansal kiralamalara da işlerlik kazandırmak amacıyla vergisel kolaylıklar getirildiği için, getirilen bu vergisel kolaylıklardan taşınmazların ticaretini yapan ya da kiraya verenlerin de yararlandırılmaması için bir neden olamaz. Bugün ülkemizde taşınmaz ticareti veya kiralamasıyla uğraşan pek çok kuruluşun finansman sıkıntısı içinde olduğu bir gerçek olup, bu finansman sıkıntılarını satmak ya da kiralamak amacıyla da olsa sahip olukları taşınmazları sat ve geri kirala yöntemiyle finansal kiralama işlemine tabi tutarak gidermeleri doğaldır. Ancak bu durumda, önlerine çıkacak yüksek kazançlar üzerinden kurumlar vergisi ödeme yükümlülüğü ile karşı karşıya kalınması, bu finansman aracından yararlanmayı imkansız hale getirmektedir. Bu nedenle, taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar için katma değer vergisi istisnasında olduğu gibi, kurumlar vergisi istisnasında da özel düzenlemeye gidilmesinde ve bu kazançların istisna kapsamına alınmasında yarar vardır.