Sat bekle, ama nereye kadar?
A. İlter Bulut / A Yatırım
Borsanın temel prensiplerinden biridir "al bekle, sat bekle" ve global piyasalarda şu sıralar "sat bekle" yönünde pozisyonlar alınmış durumda. 2009 yılı piyasalar açısından tam bir bekleme yılı olacak gibi görünüyor. Alınacak tedbirlerin hemen hepsi alındı (bizim ülkemiz hariç) ve artık bu tedbirlerin ne gibi sonuçlar doğuracağı beklenmeye başladı. Ama işin ilginç tarafı hâlâ krizde dibin yaşanıp yaşanmadığının tartışılıyor olması alınan önlemlerin ne denli etkili olacağını sorgulamamızı da beraberinde getiriyor. Problemin boyutunun tam olarak bilinmeden çözülmeye çalışılması sancılı bir süreci de beraberinde getirdi ve bu süreç biraz daha devam edecek gibi görünüyor.
Son günlerde yaşadığımız gelişmelere baktığımızda, IMF ile imzalanması beklenen yeni stand-by anlaşmasının son aşamada olduğu açıklamaları bizim yurtdışı piyasalardan daha iyi performans göstermemizi sağladı. Ancak gelen son haberlerle görüşmelere 10 günlük ara verileceğinin açıklanması piyasalar tarafından anlaşma sürecinin söylendiği kadar olumlu olmadığı şeklinde algılandı ve satış baskısının artmasına sebep oldu. Görünen o ki piyasa oyuncuları önümüzdeki günlerde de tek olumlu beklenti diyebileceğimiz IMF anlaşması haberini ısıtıp ısıtıp önümüze getirecekler. Aslına bakarsanız bu anlaşma da sürpriz olacak tek şey kredi miktarı olacaktır. 20-25 milyar USD civarı bir anlaşmanın fiyatların içinde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak 30 milyar USD'nin üzerinde açıklanacak bir miktar piyasalar üzerinde kısa vadeli bir rahatlama yaratacaktır.
Yurtdışına baktığımızda son gelen datalar finansal krizin reel ekonomiler üzerindeki etkisinin derinleştiğini teyit ediyor. Negatif büyümelerin 2009 üçüncü çeyreğe kadar gündemde olacağını düşünüyoruz ve bu süre içerisinde hisse senedi piyasalarında yeni dip seviyelerinin test edileceğini düşünüyoruz. Krizin çıkış noktası olan konut sektöründe toparlanma sinyali gelmeden tünelin ucundaki ışıktan bahsetmek anlamsız görünüyor. Cuma günü açıklanacak olan ABD 2008 dördüncü çeyrek büyüme datası resesyon konusunun belirginleşmesini sağlayacak bir data olarak görünüyor. Bu hafta perşembe günü açıklanacak olan ABD haftalık işsizlik başvuruları, yeni ev satışları ve dayanıklı mal siparişleri dataları piyasalar tarafından dikkatle takip edilecektir. Çarşamba günü yapılacak FED toplantısından gelecek açıklamalar da piyasaları yakından ilgilendiriyor.
İMKB Endeksi'ne teknik olarak baktığımızda, 26.300-26.500 bandındaki direncin mevcut şartlarda geçilmesinin güç olduğunu görüyoruz. Yukarıda değindiğimiz olumlu senaryo gerçekleşirse bu seviyenin üzerine çıkabiliriz ve o zaman da hedef 27.500-28.000 puan bandı olacaktır. Geri çekilmelerde kısa vadeli destek seviyeleri sırasıyla 24.700 ve 24.000 puanlar olacaktır. Özellikle 24.000 puan seviyesinin pozisyon kapatma noktası olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.