Şaşkın dünya ve biz…
Dış haberler servisimizin derlediği küresel ekonomi haberleri bir yandan olumsuzlukları, bir yandan şaşkınlıkları ortaya koyuyor. Biz ise yine ekonomiyi dışlamış bir gündem içersindeyiz. Bu dönemde dünyadaki olumsuzluğun ve şaşkınlığın bizim piyasalarımızda olumsuzluk, şaşkınlık ve belirsizlik yaratmaması için bir süre önce "Küresel olumsuzluk" uyarısı yapan ekonomi yönetimimizin aldığı almayı düşündüğü önlemleri açıklayarak gündemiz de ekonominin de yer almasını ve belirsizliği azaltması güveni artırması gerekir.
Yedi Baş ekonomist'in dün gazetemizde yer alan değerlendirmeleri ağırlıklı olarak, "Biz yeni bir dengeye oturuyoruz. Ancak küresel çalkantı devam ediyor ve bu bizi de etkiler. Doğru ve iyi kararlar alabilirsek, kısa vadede en az olumsuzluğu yaşarız. Orta ve uzun vadede avantaj elde edebiliriz" duiye özetleyebileceğim görüş bildiriyorlardı.
Küresel çalkantının asıl Amerika ve Avrupa'da olduğu üzerinde duruiyorlardı.
Artık gün geçmiyor ki küresel ekonomilerle ilgili tedirginlik verici haberler önümüze gelmesin. Arada bazı iyimser yorumlar eksik olmasa da ağırlıklı olarak küresel düzeyde olumsuzluk rüzgarları esiyor.
Dün de öyle olduğunu dış haberler servisimizin haberlerinden bir kere daha öğrendik öğrendik.
Önce, bu haberde yer al an karamsarlık içeren bir iki açıklamaya değinelim:
-Financial Times yorumcusu Wolfgang Münchau , "Euro krizinin en kötüsü henüz yaşanmadı" yargısını ortaya bazı koyarken Avrupa ülkeleriyle şu değerlendirmeleri yapıyor;
Yunanistan'ın kurtarma stratejisinin altı boşalmış durumda.
İtalya'nın kemer sıkma politikası durgunluk yaratıcı etki yapabilir.
Ayrıca, bankaların sermaye güçlendirme çabaları ekonomik küçülme nedeniyle çöktü.
Münchau, ekonomik küçülmenin parasal birliğin sonunu getiren bir tehdit oluşturduğunu, bölgede ülkelerin işbirliğinin zorunlu olduğunu, ülkelerin başkentlerinde bu gerekliliğin ve tehdidin yeterince algılanmadığını da iddia ediyor.
Avrupa Komisyonu rekabetten sorumlu üyesi Joaquin Almunia, Avrupa'da daha fazla poliktik ve mali birlik gerektiğini bunu liderlerin birkaç ay içinde tartışacaklarını belirtirken, Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schabeuble "Brüksel'e daha fazla yetki verilmesini" istiyor. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Thichet'te " Euro bölgesinde makro ekonomik politikalarla ilgili yeni denetim sisteminin yakında hayata geçmesini" öneriyor. Bütün bunlara karşın Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso, daha iyimser ve "AB'nin durgunluğa girmesini beklemediği" yorumunu yapıyor.
Avrupa'da bu şaşkınlık yaşanırken HSBC araştırma sonuçları Çin ve Hindistan'da da yavaşlama olduğunu ortaya koyuyor.
Bizim ülkemizde ise biz, İsrail, Suriye gibi dış sorunları, terörü, şikeyi, yargılamaları gündemimizin ön sırasında tutarken bir süre önce dünya ekonomisindeki olumsuzluk uyarısı yapan ekonomi yönetimindeki bakanlarımız bile, bu küresel gelişmeleri değerlendirmiyorlar. Ve bir süre önceki uyarıları sonrasında hayata geçirmeyi düşündükleri önlemleri sıralamıyorlar.
Bu da dünyadaki şaşkınlığın bize yansımasına, bizim piyasa aktörlerimizin de şaşkınlık ve güvensizlik içinde kalmasına yol açıyor.
Sanırım şaşkınlıktan kurtulmak, olumsuzlukların neler olduğunu öğrenmek ve bu dönemi en az zararla atlatmak için ekonomi yönetiminin hangi kararları aldığını yada alacağını bilmeye ihtiyaç var.