“Şarkı gibi şarkılar”

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK [email protected]

Nilüfer, Tanju Okan, Füsun Önal, Modern Folk Üçlüsü, Timur Selçuk, Juanito, Nesrin Sipahi ve Ajda Pekkan’ın da aralarında bulunduğu müziğimizin ustalarının albümlerine prodüktörlük yaparak kitlelerle tanışmalarını - buluşmalarını sağlayan Nino Varon, dinleyicilerini nostaljik bir yolculuğa davet ediyor… Bu seyahatte Varon’un eserlerini bu kez Ziynet Sali’den Fedon’a, Metin Ersoy’dan Candan Erçetin’e farklı sanatçılar seslendiriyor. “Şarkı Gibi Şarkılar” isimli albüm, 2 CD’de 20 parçadan oluşuyor.

45’lik plakların ülkemize geldiği günlerde müziğe özel ilgisini fark eden, 23 yaşında Odeon’a girerek sayısız şarkı-albüme emek veren Nino Varon, yeni albümde birisi Demet Sağıroğlu’yla, diğeri Fransızca olmak üzere 3 parçayı kendi yorumluyor. Albümdeki eserlerden 6’sı dinleyicilerle ilk kez buluşuyor.

Tanju Okan’ın “Hasret” (albümde Ziynet Sali); “Çal Çingene” (albümde Ege); “Bir Falcı Vardı” (albümde Murat Yenyıl), Nilüfer’in “Göreceksin Kendini” (albümde Nil Karaibrahimgil) ve Demet Sağıroğlu’nun “Papatya Falları” (albümde Miya) şarkılarının sözlerine; Aşkın Nur Yengi’nin “İmkânsızım” (albümde Sezen Aksu), Nilüfer’in “Boşver” (albümde Onur Mete) ve Tanju Okan’ın “Kime Ne” (albümde Recep Aktuğ) şarkılarının bestelerine imza atan Nino Varon, müzik piyasasında pek çok ilkle de tanınıyor…

Eleştirmenler Varon’u “popüler müziğimizin kaderini değiştiren isimlerden biri” olarak yorumluyor…

2011 yılında kendisi için düzenlediğim “Ustalara Saygı” kapsamındaki “Nino Varon” gecesinden önce yaptığım söyleşide "Nilüfer'in albümünü çıkardık. Onun başarısından sonra bütün artistlerin bize yönelmesi var. Sevgili Ajda, Füsun Önal, Modern Folk Üçlüsü ki Hıncal ile gelmişlerdi. Rahmetli Engin abimle bir ara beraberdik, bir ara eşi ile de çalıştık. Ve sonra artık dedik ki biz bu işi beceririz, ama sermayesiz becerilmiyormuş. Nova diye bir plak şirketi kurduk, perakendeye güç verdim, reklam müzikleri yaptım” diyordu. Zor yıllarda, zor koşullarda popüler müziğimizin başarısı için uğraş veriyordu…

Nino Varon, Türk pop tarihinin en üretken ve değerli isimlerinden birisi. Zamana yenik düşmeyen şarkıların yaratıcısı. Yıllara meydan okuyan isimlerin çalışmalarının prodüktörlüğünü yapmış bir usta, söz yazarı, besteci ve kendi deyimiyle “müziğimizin tatlandırıcısı.” Albümdeki 20 parça da bu tatlardan izler taşıyor…

Aslında sanatçıların değerini gösteren en iyi dönemin 33'lüklerin yani uzunçalarların olduğu yıllar olduğunu düşünüyor Nino Varon ve 7 sene önceki söyleşimizde şöyle diyor:

“Çünkü, longplay 33 santimdi ve o dönemde artist de büyüktü. Teknoloji bizi küçücük bir kasete indirgedii, müziğe saygıyı bitirdi. Artist küçüldü, yazılar okunmaz hale geldi... Sonrasında orta karar dediğimiz bu digital, 'perde arkasından dinlediğimiz müzik' diye bazı insanların söylediği CD'ler çıktı. O bakalitin sıcaklığı, o plağı tutmanın keyfi kalmadı. Onların kokusu da vardı. Plağı birinci ambalajından, sonra ikinci ambalajından çıkarıp pikaba koymak, pikabın iğnesine bakmak falan, bunlar birer keyifti. Şimdi artık bu yok... Deutsche Grammophon'un 9. Senfoni’si, Herbert von Karajan, Beethoven... Bugün CD olarak alsan belki aynı şeyi dinliyorsun, ama kütüphanende güzel durmuyor. O plaklar evlerin gururu, kültürünün simgesiydi. Şimdi CD'ler var, küçücük şeyler...”

Varon’a göre seçilen müzik, seçilen resim, seçilen saat, seçilen kalem kimliği tespit eden öncelikli şeyler... O da “Şarkı Gibi Şarkılar”ı ve yorumcularını kılı kırk yararak seçmiş, kapağındaki resim de kendisine ait:

“Ninosever sanatçı dostlarımın seslendirdiği çalışma, seveceğinize inandığım bir albüm oldu. Bunca yıl müziğe emek verdikten sonra, bunca tecrübeme rağmen bir süre bunu yaşamak hâlâ heyecan veriyor. İnşallah gururunu da yaşarız” diyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar