Sanofi-Aventis AkademiKA Ödülleri bilimsel vizyonumuzu güçlendirdi

Yavuz DİZDAR
Yavuz DİZDAR yavuz.dizdar@dunya.com

Türkiye'de ilaç endüstrisinin vardığı noktayı sık sık büyük bir gururla anlatıyoruz. Gerek ulusal, gerekse uluslararası endüstri, yaptığı yatırımlarla ilaç üretimini dünya standartlarına eriştirdiler. Bununla birlikte ilaç endüstrisinin ulaştığı bir başka övgüye değer nokta var ki o da temel bilim ve klinik alanda yapılan araştırmaları destekleyerek bilime doğrudan katkının da önünü açmalarıdır. Bu yaklaşımın en güzel örneklerinden biri Sanofi-Aventis tarafından başlatılan AkademiKA (Klinik Araştırmalarda Doğru Uygulama Esasları Paylaşım Programı) ve ilki bu yıl verilmeye başlanan AkademiKA Ödülleri. 2008 yılının en başarılıları 10 Nisan'da ödülleriyle buluştu. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi birincilik, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi ikincilik, Kocaeli Tıp Fakültesi üçüncülük ödülünü alırken, Teşvik Ödülleri'ni Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi aldı.

Ödüllerin Türkiye genelindeki dağılımı bile gurur verici, ancak içeriğine bakıldığında uluslararası düzeyde klinik araştırma kalitesinin yakalanmış olması ayrıca mutluluk duymamızı sağlıyor. Sanofi-Aventis Türkiye Genel Müdürü Olivier Guillaume "Türkiye ürettiği veri kalitesi ve araştırma deneyimiyle bütün dünyanın dikkatini çekiyor, Sanofi-Aventis de bu potansiyele yatırım yapıyor, bu doğrultuda klinik araştırmaların daha da ileriye gitmesi için yatırımlarımızı ve çalışmalarımızı artırarak sürdüreceğiz" diyor.

Medikal Direktör Dr. Edibe Taylan: "Türkiye olarak potansiyelimiz 400 milyon doların üzerinde"

Sanofi-Aventis Medikal ve Kurumsal İşler Direktörü Dr. Edibe Taylan AR-GE kökenli bir firma olarak bu faaliyeti Türkiye'de de sürdürmeyi istediklerini, hem de bir öncelik olarak kabul ettiklerini vurguluyor ve şöyle diyor: "Bilim insanı, hasta ve sanayi olarak potansiyel bir ülkeyiz. Firmamız faz II-IV çalışmaları Türkiye'de yapmaya başladı. Bu şekilde klinik araştırmalara deneyim (know-how) aktarmamız da söz konusu. Geçen yıl 11 milyon dolar araştırma yatırımı yaptık ve sürdürmeyi planlıyoruz." Dr. Taylan Türkiye'nin inanılmaz bir potansiyeli olduğunu belirtirken, diğer ilaç firmalarıyla birlikte şimdilik 40 milyon dolarlık bir yatırımdan söz ediyor, ne var ki gerçek potansiyelin bunun en az 10 katı olduğunun, hatta kolaylıkla aşılabileceğinin de altını çiziyor. Ancak mesele öyle ya da böyle mevzuatın uygunluğuna dayanıyor. Biz bu konuda Sağlık Bakanlığı'nın olabildiğince özverili çalıştığını biliyoruz, hızlı ve doğru bir düzenleme Türkiye'nin dünya klinik araştırmalar pazarındaki rekabetçi gücünün de artması anlamına geliyor.

Prof. Dr. Akova: "Yeni mevzuat işlemleri hızlandırdı"

Klinik Araştırmalar Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Akova da yarısı uzman 100 bin hekim ve 70 milyonluk nüfusla çok daha fazlasının başarılabileceğinden emin. Türkiye pek çok ülkeye göre çok büyük bir potansiyel taşıyor, ne var ki bütün temel malzemelerin varlığına rağmen helva yapılabilmesi için iyi bir koordinasyon gerekmekte. Örneğin bizim nüfusumuzun onda birine sahip İsrail bizden çok daha iyi durumda. Bu noktada belki yeniden vurgulamamız gerekiyor ki, klinik araştırmalar tıbbın ilerlemesinde vazgeçilmez bir unsur; yeni geliştirilen ilaçların klinik araştırmalarla insanlarda denenmeden uygulamaya sokulması mümkün değil. Prof. Akova'nın da vurguladığı gibi, bu araştırmalar sırasında evrensel kurallara sıkı sıkı uyumamız gerekiyor. Prof. Akova şunları söylüyor: "Bizde araştırma kültürüyle ilgili bir defekt var, hekimlerin eğitiminde klinik araştırma dersi verilmiyor. Aynı sorun mezuniyet sonrası eğitim için de söz konusu. Türkiye aslında mevzuat açısından pek çok ülkenin önündeydi, ne var ki aradan geçen dönemde yenilenemedi. Bu yılın başında çıkan yeni mevzuat ile çok daha kolay izin alınabilmekte. Bürokratik işlemlerde komitelerin inceleme süreleri artık çok kısaldı." Prof. Akova bizde geri planda kalmış faz I klinik araştırmalara ise özel bir vurgu yapıyor. Zira bu sınıf araştırma, bir ilacın insanlarda denendiği ilk faz, bilime olan katkısı özel bir önem taşıdığı gibi, yapılabiliyor olması o ülke için ayrıca bir prestij.

Sanofi-Aventis'e "Türkiye klinik araştırma kültürü"ne olan katkılarından ötürü teşekkürü biz de borç biliyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar