Şanghay beşlisinden, Şanghay onbeşlisine mi?

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

Rusya'nın girişimiyle 1996 yılında Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan devlet başkanları Shangay'da bir araya geldi.

Shangay beşlisi ismi, ilk toplantı Shangay'da gerçekleştirildiği için verildi.

Özbekistan'ın sonradan katılımıyla Shangay altılısı oluştu.

Moğalistan ile Shangay yedilisi.

İran, Hindistan, Afganistan ve Pakistan'ın gözlemci sıfatıyla toplantılara katılmaya başlaması Shangay onbirlisi'nin zeminini hazırladı.

Şimdi Türkmenistan, Azerbaycan, Suriye ve Türkiye'nin de bu işbirliği örgütüne dâhil olacağı konuşulmaya başlandı.

* *    

Örgütün kurulmasına vesile olan Rusya'nın petrol ve doğalgazı İsrail ya da Kızıldeniz'e indirme konusunda yaşadığı zaman ve maliyet problemini Türkiye sayesinde çözebileceği biliniyor.

Petrol ve doğalgazın gemilerle taşınması 60-80 gün sürerken, kuzey ile güneyi birleştirecek bir boru hattıyla yapılacak taşımanın 20-25 güne düşürülebilecek olması, bunun da navlun maliyetlerini ortalama yarı yarıya azaltacak olması Türkiye'nin elini güçlendiriyor.

* *  

Türkiye enerji hammaddelerinde yüzde 98 oranında dışa bağımlı.

Bu bağımlılığın yüzde 65'i Rusya'ya.

Enerji ihtiyacı artacak olan Türkiye nükleer konusunda da yüzünü, teknoloji transferinde sorunsuz olan Rusya'ya dönmek zorunda bırakılıyor.

Bu parametreler de Rusya'nın elini güçlendiriyor.

* *

Yani birlikteliğin iki ülkeye de fayda sağlayacağı açık.

* * 

Diğer parametrelere bakarsak:

Türkiye ile Rusya arasındaki ticaret hacmi, 1996 yılında yakaladığı ivmeyle, kriz yılı 2008'e kadar yani son 12 yılda 12 kat büyüdü.

Türkiye'nin rekor hızla artan gaz ithalatı, bu büyümenin katalizörü oldu.

Daha açık anlatımla, Türkiye'nin 1996 yılında dış ticaret fazlası verdiği Rusya, özellikle 2000'li yıllarda artan doğal gaz alımlarıyla en çok ithalat yaptığımız ve dış ticaret açığı verdiğimiz ülke haline geldi.

 * * * 

Rusya'ya ihracatın 3.3 kat artarak yıllık 1.5 milyar dolardan 6.5 milyar dolara çıktığı 1996-2008 döneminde, bu ülkeden yapılan ithalat ise 20.6 kat artarak 1.4 milyar dolardan 31.4 milyar dolara çıktı.

 * * *

2009'un 11 aylık döneminde ise küresel krize rağmen ithalatımız 29.3 milyar dolara, ihracatımız ise 6.5 milyar dolara ulaştı.

 * * *

Türkiye, Rusya ile 1984 yılında imzaladığı anlaşma kapsamında Ukrayna-Romanya-Bulgaristan güzergahındaki Batı boru hattından yılda 6 milyar metreküple doğal gaz alımına başladı.

Elektrik üretimi ve ana kentlerdeki ısınmanın giderek büyük oranda doğal gaza dayandırılması nedeniyle, 1996'da 8 milyar metreküplük ikinci bir anlaşma imzalandı.

İhtiyaçtaki büyümenin sürmesi üzerine 1997'de yılda 16 milyar metreküp hedefiyle 25 yıllık Mavi Akım anlaşması yapıldı. 

 * * *

Gelelim Nabucco'ya…

Avrupa ülkeleri kullandığı doğal gazın yüzde 40'ını, Türkiye ise yüzde 65'ini Rusya'dan ithal ediyor.

Bu noktada Nabucco Projesi, AB ülkelerinin ve Türkiye'nin doğal gaz da Rus tekelini kırmak, aynı zamanda doğal gaz tedariğinde kaynak çeşitliliği sağlayabilmek amacıyla ortaya atılan projelerden sadece biri olarak karşımıza çıkıyor.

Avrupa'nın, şu an da yıllık doğalgaz ihtiyacı 500 milyar metreküp seviyesinde bulunuyor.  Bunun 300 milyar metreküplük bölümünü Rusya ve Kuzey Afrika ülkelerinden, 200 milyar metreküplük bölümünü ise kendi kaynaklarından karşılıyor.

2020 yılında Avrupa'nın yıllık toplam doğal gaz ihtiyacının 700 milyar metreküpün üzerine çıkacağı, buna karşılık kendi kaynaklarından elde edilen doğalgazın 100 milyar metreküpe düşeceği tahmin ediliyor.

2020 yılında, Türkiye'nin de yılda 80-100 milyar metreküp doğal gaz ihtiyacı olduğu düşünüldüğünde, Avrupa ve Türkiye'nin yıllık ortalama 700 milyar metreküpe yakın doğal gaz ithal edeceği tahmin ediliyor.

 * * *

Buna karşılık, Nabucco Projesi'nde her şey yolunda gider ve ilk doğal gaz sevkiyatı 2013 yılında başlayabilirse, başlangıçta 8-11 milyar metreküp doğal gaz taşınabilecek.

Boru hattının maksimum taşıma kapasitesi ise 31 milyar metreküp.

Bu açıdan bakıldığında, Nabucco Projesi tam kapasiteye ulaştığında Avrupa'nın toplam doğal gaz ihtiyacının ancak yüzde 5'lik bir bölümünü karşılayabilecek durumda.

Proje başlangıcında, Nabucco Boru Hattı'nın Erzurum <http://tr.wikipedia.org/wiki/Erzurum>'daTürkiye-İran Doğalgaz Hattı <http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=T%C3%BCrkiye-%C4%B0ran_Do%C4%9Falgaz_Hatt%C4%B1&action=edit&redlink=1> ile birleştirilmesi düşünülüyordu.

Ancak, İran doğal gazı Amerika'nın ambargosuyla karşılaştı.

Bu aşamada, Dünyanın en büyük doğal gaz rezervine sahip ülkesi İran'ın doğal gazı Nabucco ile de Avrupa'ya ulaşamayacak gözüküyor.

İran doğal gazının Nabucco'ya verilememesi durumunda, hattın tam kapasiteyle çalışması mümkün olamayacak.

Projenin başlangıcında, potansiyel doğal gaz kaynaklarından biri olan Kazakistan Nabucco'ya gaz vermeyeceğini ve Rusya ile birlikte hareket edeceğini açıkladı.

Şu an itibariyle, Azeri gazının projeye dahil edilmesi de kesinlik kazanmış değil.

İlham Aliyev'in, Nabucco'nun imza törenine katılmaması da, Azerbaycan'ın Rusya'nın izni olmaksızın Nabucco Projesi'ne doğal gaz veremeyeceğini göstermesi açısından önemli bir işaretti.

Diğer taraftan, Türkmen gazının en büyük alıcısı Rusya ve Çin.

Rusya izin vermediği sürece, Türkmen gazının da Nabucco Projesi'ne bağlanması zor gözüküyor.

Tam bir arapsaçı…

Shangay İşbirliği Örgütü arapsaçının çözümünde rol alabilecek mi? Zaman gösterecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks (2) 27 Ağustos 2024
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024