'Sanayi’nin devleri

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

Her fırsatta ülkemizin üretici olmayı öğrenmesi gerektiğine ve bilhassa katma değerli ürün üretmesinin kaçınılmaz olduğuna değindiğim için, sanayinin ve sanayicinin önemini son derece iyi bilen ve kavrayan bir ekonomist olduğumu söyleyebilirim. Sanayici, hele ki katma değerli ürün üretiyor ise, hele ki bir de bunları ihraç edebiliyor ise, inanın el üstünde değil, omuzlarımızda taşınmalı, her türlü destek ve teşvikler adeta onlar için seferber edilmelidir. Hepsi kulağa ne de hoş geliyor değil mi? Ama gerçek hayatta bunu başarabiliyor muyuz derseniz; daha gidecek epey yolumuz var diyebilirim.

Yıllar yıllar önce bir bisiklet fabrikasını ziyaret ettiğimde, patronun 30’lu yaşlarda olduğunu görüp şaşırmıştım. Siz mi kurdunuz bu fabrikayı dediğimde ise, hayır babam erken rahmetli olunca maalesef bana kaldı ve maalesef sanayici olmak zorunda kaldım demişti. O cümleyi hiç unutmam, zira bize ülkemizde sanayici olmanın zorluğunu anlatmak için güzel bir betimleme. Ülkemizde sanayici olmak bir hayli zor; aslında dünyanın her yerinde bu böyle, üretmek ve ortaya bir ürün çıkartmak hayli zor. Üstelik sanayicinin diğer meslek dallarıyla kıyaslandığında bir önemli zorluğunun da fabrika ve üretim ekipmanlarının öyle bir günde vazgeçtim deyip kapatılamaması ve elden çıkartılamaması. Yani sanayicinin, ben vazgeçtim bu işten demesi bile hayli güç.

Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu (İSO 500) açıklandı. Listede büyük değişiklikler var mı derseniz, hayır yok; zira oyuna yeni dahil olan büyük sanayicinin olmadığı bir yılı daha geride bıraktık. Önce listedeki ilk on firmaya bir göz atalım isterim. İlk sırada yine Tüpraş var. Şaşırtamayan bir sonuç elbette. İkinci sırada da değişiklik yok, Ford Otomotiv de burayı pek bırakacak gibi görünmüyor. Üçüncü Toyota Otomotiv, dördüncü sırada yine bir Koç Holding firması olan Tofaş Türk Otomobil, beşinci sırada Oyak Renault yer almakta. Altıncı sırada Arçelik AŞ. yer alırken, yedinci İskenderun Demir ve Çelik AŞ., sekizinci ise Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları yer almakta. Bu iki kuruluşun ortak özellikleri birer Oyak Holding kuruluşu olmaları. Dokuzuncu sırada İçdaş Çelik Sanayi yer alırken, onuncu sırada ise, Hyundai Assan yer almakta.

İSO 500’e göre üretimden satışları 2017 yılında yüzde 33,2 artışla 490 milyar TL’den 653 milyar TL’ye çıkarak yüksek bir büyüme performansı gösterdi. Son üç yıldır İSO 500’ün üretimden satışlarında görülen zayıf büyümenin, 2017 yılında yüzde 19’luk oranla yerini reel büyümeye bırakması sevindirici. Satışlardaki artışın bağlı olduğu etmenlere baktığımızda; iç ve dış talepteki büyümenin yanı sıra ihracat gelirlerinde etkili olan döviz kurlarındaki artış da elbette etken. Gerçekleşen büyüme oranı da İSO 500’de son 13 yılın en yüksek büyümesi olmuş oldu. Sevindirici noktalardan birisi ise, ihracatta gerçekleşen artış. Bu 500 firmanın ihracatı yüzde 17 büyüyerek 64,5 milyar dolara yükseldi. Bu oran, Türkiye ihracat artışının üzerinde. İSO 500 firmaları, 2017 yılında Türkiye ihracatının yüzde 41,1’ini ve sanayi ihracatının ise yüzde 42,8’ini gerçekleştirdi. Diğer bir deyişle ihracatımızın hemen hemen yüzde 43’ü 500 sanayi kuruluşumuza ait. Bu pozitif mi, yoksa dağılım açısından tehlikeli bir durum mu aslında tartışmaya da açık bir konu.

İSO 500 olarak adlandırdığımız bu firmaların faaliyet karı oranı sınırlı bir iyileşme ile yüzde 9,6 olurken, toplam faaliyet karı mutlak büyüklüğü 70,6 milyar TL’ye yükselmiş. Yine bu firmaların mali borçlarında artış geçen yıla göre biraz daha yavaşlamış olsa da reel olarak büyüme eğilimini sürdürdü ve yüzde 17,1 artışla 243 milyar TL seviyesine yükselmiş.

İSO 500’de kâr eden kuruluş sayısı 392’den 422’ye yükselmesi pozitif bir gelişme olarak adlandırılabilir. Faiz, amortisman, vergi öncesi kar ve zarar eden firma sayıları ise 2017 yılında 488’e yükselmiş. Yani 500 sanayi kuruluşumuzun tamamı kâr eder pozisyonda değil.
İSO 500’ün sağladığı istihdam oranındaki artışın sadece yüzde 1,7 oranında olması gerçekte beklenenin altında bir sonuç. Ancak yine de genel dünya konjonktürünü göz önüne aldığımızda, istihdam artışının olması dahi olumlu bir gelişme olarak görülebilir.

İSO tarafından açıklanan 500 büyük sanayi kuruluşu listesinde, beni belki de tek mutsuz eden noktanın, yabancı sermaye paylı kuruluşların sayısının 8 adet azalarak 115’e inmesi olduğunu söyleyebilirim. Her ne kadar mevcut yabancı sermayeli şirketler, İSO 500’ün toplam ihracatının yüzde 48,4’ünü gerçekleştirmiş olsa da yabancı yatırımcıların ve özellikle sanayicilerin artması en büyük arzumuz ve dileğimiz.

Sanayinin gelişmesi ve artması, en önemlisi de, sanayiciliğin yani üretmenin özendirilmesi en büyük arzumuz; hatta arzumuz olduğu kadar da ihtiyacımız. Ürettiğimizi büyük ölçüde ihraç edebilmek ise daha da büyük ve olmazsa olmaz hedeflerimizin en üst sırasında hep yerini korumalı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sezon sonu, sezon başı 13 Aralık 2024
Devalüasyon olmadan olmaz 06 Aralık 2024
Sermaye göçü 29 Kasım 2024